Evlilik Çok Sayfalı Bir Sözleşmedir
Evlilik iki insanın hukuki olarak aile olmasının çok ötesinde bir anlam taşır aslında. Ama taraflar çoğu kez bu farkındalığı kazanmadan aynı çatının altında bulurlar kendilerini.
İyi niyetlerle ve güzel duygularla başlayan evlilik bağı ne yazık ki her zaman aynı tatta devam etmez, edemez. Bunun kuşkusuz çok nedeni vardır. Bu nedenlerden birisi ve belki de en önemlisi tarafların çoğu zaman okumadan imzaladıkları, yazılı olmayan ama akıllarda kayıtlı uzun bir sözleşmeye imza attıklarının farkında olmamalarıdır.
Bankalar kredi kartı vermeye çok heveslilerse bir an önce imza attırmaya çalışırlar. Sözleşme şartlarına bakmayı istediğinizde önemli değil diyerek geçiştirirler. Israr ettiğinizde ise küçük puntolarla yazılmış uzunca bir metinle karşılaşırsınız. Çoğu kez sizin haklarınızdan çok daha fazlasını banka kendisi için garantilemektedir. Kredi kartını almayı çok arzuluyorsanız hangi şartların altına imza attığınızı bilmeden imza atar ve birçok yükümlülüğün altına girdinizi ekstrenizi yatırmadığınızda kapınıza gelen icra avukatlarından öğreniverirsiniz. Oysa şimdi artık geçmiş olsundur. Banka söke söke alır istediklerini.
İşte evlilikler de böyledir aslında. Kişiler farklı amaçlarla evlenirler çoğu kez. Görünürdeki mutlu olmak için evleniyorum, çok seviyorum, ruh ikizimi buldum gibi söylemlerin altında bazen kişinin de tam olarak ifade edemediği alt başlıklar vardır. Küçük puntolarla yazılmış ama çok önemli alt başlıklar.
Mesela erkek bütün kişisel bakım ihtiyaçlarının giderileceği gibi bir beklenti içinde olabilir. Her daim ütülü gömlekler, çeşit çeşit ve zamanında hazır olan yemekler, her daim düzenli bir ev istemektedir. Ama bu arada kadının da başka beklentiler içinde olduğunu düşünmez, düşünemez. Kadın da mesela çocuğu olsun, romantik bir eşi olsun, akşam yemeğini kocası ve çocuklarıyla yesin, beraberce pikniğe gitsinler gibi beklentiler içinde evliliğe evet demiş olabilir.
Evlilik sonrası yaşanan sıkıntıların en önemli nedenleri, evlilik öncesinde kişilerin farklı beklentilerinden birbirlerini haberdar etmeyişleri ve birbirlerini doğru algılamamaları yatar. Bazen bu algılama yoğun duygusallık etkisiyle, bazen de detay olarak görülüp önemsenmediği için atlanan detaylarla bir illüzyona dönüşür.
Evliklerde teker teker bireyler masumdurlar ama bu iki işinin arasında yaşanan ilişkinin sorunlu olmayacağı anlamına gelmez. Evliliğin başında bazı kurallar konuşulup, diğerleri zaten biliniyor diye düşünülerek boşlukta bırakılır. İşte fırtına da bu boşluklarda kopar, hayal kırıklıkları ve hayata küsmeler de. Eşlerden birinin kendisi için çok doğal olduğunu düşündüğü bir beklentisi karşısında diğer eş ‘nasıl yani‘ oluyorsa bu evlilikte tarafların sözleşmeyi okumadan imzaladıkları içindir.
Sözün özü daha az sorunlu bir evlilik için başlangıçta nelere evet, nelere hayır dediğinizi karşı tarafa doğru bir şekilde anlatmak çok önemlidir. Açık olmak, dürüst davranmak ve kendimizi doğru tanıyıp karşı tarafa da bunu doğru aktarabilmek insaniyete daha yakışır özelliklerdir. Evlenmeden önce gözü açmak, sonrasında kapamak evlilikleri uzun ömürlü ve tatminkar yapacaktır.
