Evet ya da Hayır Demek Bir Vatandaşlık Hakkıdır
‘Evet’ ve ‘hayır’cılar arasında neredeyse 3. dünya savaşı çıkacak. Bu sürdürülebilir bir süreç değildir. Böyle giderse buradan daha çok kamplaşma ve umutsuzluk çıkar… Hangi tercihi yaparsak yapalım bu Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının demokratik bir hakkıdır. Kimse kimseyi vatan haini ya da vatansever ilan etmesin…
Bir kez daha altını çizelim. “Hayır” diyenler ne vatan haini, ne de vatansever, “evet” diyenler de ne vatansever ne de vatan haini… Referandum siyasi bir tercih.
Birileri “evet” deyince Türkiye’nin daha iyi olacağını, birileri de “hayır” denildiğinde daha iyi olacağını ve rejimin değişmeyeceğini düşünüyorlar.
Halbuki, “hayır” diyenler de bugünkü Türkiye’den memnun değiller.
Bilin ki, “evet” diyenler için de bugünkü Türkiye yeterli değil.
****
“Hayır” diyenlerin arasında farklı düşünen, aynı düşünmeyen, farklı ideolojik pencereleri, farklı siyasal kimlikleri, farklı inançları, farklı etnik kimlikleri, hayatta yan yana gelmeyecek insanlar, guruplar var.
Aynı şey “evet” diyecek olanlar için de geçerli.
Anayasal değişiklik paketini herkes Erdoğan üzerinden okuyor.
Erdoğan’ı sevenler tartışmasız “evet” diyorlar.
Ancak Erdoğan’ı seven kimi insanların arasından da, “bu kadarı da fazla” diyerek güç zehirlenmesinin yanlış olduğunu düşünerek “hayır” oyu verecek olanları da bir kenara yazın.
Erdoğan’ı seviyorsak “evet” mı?
Erdoğan’dan nefret ediyorsak “hayır” mı?
Yapılacak değişikliklerin Türkiye için daha iyi olacağını düşünerek “evet” diyecek olanlar da, Türkiye için “hayır”ın daha iyi olduğunu düşenerek tercihini yapacak olanlar da var.
Erdoğan’ın sevmeyenler de, çok net değişiklik paketine “hayır” diyecekler.
Erdoğan’ı sevenler de çok net olarak tercihlerini “evet”ten yana kullanacaklar.
Erdoğan’ı seven, AK Parti’yi hala destekleyen, oy veren insanların arasından da “hayır” diyecekler var. Ve bunların da, Erdoğan düşmanlığı üzerinden “hayır” oyu verecek olanlarla hiç siyasal akrabalıkları yok.
Anlayacağınız tercihini evet ya da hayır üzerinden yapacak olanların, değişikliği farklı okumaktan kaynaklı tercihleri olacak. Yukarıda belirttim. Bu farklılıklara rağmen, ana gövde tercihini Erdoğanseverlik ve Erdoğan’dan nefret üzerinden yapacak. Değişikliğin içeriğinin onlar için pek de önemi olmayacak.
Hükümet “evet”in yüzde 46
civarında olduğunu düşünüyor
Hürriyet Gazetesi’nden Abdülkadir Selvi (ki, AK Parti’ye en yakın ve içeriden en doğru bilgileri alan gazetecilerden biri) dünkü yazısında hayırların açık açık önde olduğunu, Başbakan Binali Yıldırım’ın ve Bakanlar Kurulu’nda yaptığı konuşmalara atıfta bulunarak yazdı.
AK Parti’ye Kasım 15 seçimlerinde oy vermiş yüzde 49’un yüzde 40’ının “evet” oyu vereceğini hükümet kanadının açık açık düşündüğünü ifade ederek, yüzde 6 civarında bir oyun da MHP’den geleceğini tahmin ederek yüzde 46 “evet” olduğunu belirtmiş Selvi.
Selvi yazısında, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Ekim ayındaki Bakanlar Kurulu toplantısında, “MHP ile asgari değil azami müştereklerimiz var. Siz Meclis’te MHP’yi sıkı tutun, ben evelallah milletimizden yüzde 70’le getiririm” dediğini de belirtmiş.
****
Şunun altını özenle çizelim. Referandumda MHP’den yüzde 6 civarında bir “evet” oyu gelmez. Bunu sokaktan ve etrafımdan görebiliyorum.
İki, Erdoğan sokağa çıktığında yazın bir kenara oylar yükselmeyecek, aksine Haziran seçimlerinde olduğu gibi düşecektir. Çünkü Erdoğan konuşma metninin dışını çıktığında çok sert konuşmakta ve oy verecek olanları bile kırmaktadır. Bunu Haziran seçimlerinde, Iğdır’da yaptığı konuşmada, kendisini protesto etmek için arkasını dönen kadınlara yönelik, ağır ifadeler kullandığında açık açık gördük.
Ayrıca Kürtlerin oyları almak için kullanacağı argümanların, kendisine gelecek yüzde bilmem kaç MHP oyunu da olumsuz etkileyecektir. Ayrıca MHP ile fiili koalisyon kurmasının, Kürtler nezdinde kocaman bir olumsuzluk yarattığını da ayrıca görmek gerekiyor.
Şeytan Rıdvan da tercihini açıklayabilir. Hakarete gerek yok
Yine “hayır”cıların, spor adamı Rıdvan Dilmen’in “evet” kampanyası yürütmesinden dolayı yaptıkları hakeretlerin anlamı yoktur. Ve doğru da değildir. Çünkü sonuçta Dilmen de en az benim kadar senin kadar o’nun kadar bu ülkenin vatandaşıdır. Referandumla ilgili düşündüğünü açıklama, farklı insanları etkileme hakkı vardır. Bu bir vatandaşlık hakkıdır.
Bu herkesin en vazgeçilmez demokratik bir hakkıdır. Avrupa’da dünyanın bir başka demokratik ülkesinde herhangi bir sanatçının, sporcunun siyasi tercihini açıklaması nasıl kıyamet koparmıyor ve normal bulunuyorsa, şeytan lakaplı Dilmen için de aynı şey geçerlidir.
Yine biliyoruz ki, Amerikan seçimlerinden Trump için çok ağır ifadeler kullanmış, oy vermeyeceğini açıklamış, seçilirse Kanada’ya iltica edeceğini söylemiş olan sporcu, sanatçı insanlar varsa ve normal bulunmuşsa kimse vatan haini ya da küfür etmemişse lütfen bu konuda da herkes hakaretlerini geri alsın. Örnek Dilmen referandum tercihini “hayır” olarak açıklasaydı, kampanya yürütseydi bugün o’na kızanlar övgüler düzecek, övgüler düzen “evet”ciler de “hayır”cıların söyledikleri aynı hakaretleri ve küfürleri edeceklerdi.
Bu kampaşma sürdürülemez, herkes aklını başına toplamalı
Milletin bir bölümü anayasal değişiklik paketine “evet” demenin Türkiye’nin yararına, bir bölümü de ülkenin yararına olmayacağını düşünmektedir.
Buradan kamplaşma çatışma çıkarmanın, milleti daha da bölmenin, ayrıştırmanın anlamı yoktur. Kampanya yürütecek herkesin aklını başına alması gerekiyor.
Yukarıda söyledim, Cumhurbaşkanı Erdoğan sokağa çıktığında milleti daha da gereceği açıktır. Türkiye daha da kamplaşacaktır. Yürüteceği kampanya aksine “evet” diyeceklerin işini daha da zorlaştıracak, “hayır” diyenlerin de kaygılarını daha da büyütecektir.
“Ordu düşmanı” dedikleri Livaneli’nden medet umuyorlar
Sosyal medyada Zülfü Livaneli’nin bugünkü yazısında anayasal değişiklik paketini destekleyeceğini açıklaması üzerine “evet”çiler yazısını paylaşmışlar.
Demek istiyorlar ki, Livaneli bile “evet” diyor.
O “evet”çilerin hafızasını tazeleyelim.
Livaneli 1994 yılında İstanbul Büyükşehir adayı olduğunda kendisi için milliyetçi ve muhafzakar kesimlerde neler söylendiğini bugünkü gibi hatırlıyorum. Livaneli, Denizler için yazılmış olan “Şarkışla” türküsünde “Uzatmalı itin biri, Yusuf’u gaflette vurmuş” diye söyledi diye vatan haini, ordu düşmanı ilan edilmişti. Şimdi ise anayasal değişiklik paketini destekliyor diye yazısı paylaşılan biri oluvermiş. Övgüler gırla…
Son söz: Ah dün düşman gördeklerimizin bugün bizim gibi düşündüğün de “makbul adamdır” edepsizliği, zırvalığı, pespayeliği, iki yüzlülük ah… Aynı adamların daha sonra bizim gibi düşünmediğinde ise neidüğü belirsizlik suçlamaları… Bizdense iyi, öteki ise kötü… Zihniyetinden ne zaman vazgeçeceğiz.