Evet ve Hayır Demokratik Bir Haktır. Kimseyi Absürd Şeylerle Ötekileştirmeyin…
Hayırcılar iç savaştan yana, evetçiler de iç savaşa mı karşılar? Nasıl bir ruh halidir. Baştakiler hayırcıları terörist ilan ederse, birileri de çıkar hayırcıların iç savaş çıkartmak isteyenler olduğunu ima eder.
Evet çıkmazsa, yani hayır çıkarsa iç savaş çıkarmış… Hayır çıkmaz, evet çıkarsa da devletimiz yıkılırmış…
Ülke bölünürmüş…
Kafayı mı yediniz be…
Ağzınıza gelen her şeyi söyleyip duruyorsunuz…
Evetçilere ve hayırcılara sesleniyorum.
Yetkili ve sorumlu olanlar, aklınıza gelen tüm absürdlükleri kamuoyuna açıklayamazsınız.
Aklınız estiği gibi konuşamazsınız.
Nedir bu aymazlık?
Neymiş; hayır diyenler FETÖ, PKK ve bilcümle terör örgütleri de hayır dedikleri için terörist olurlarmış…
Neymiş, evet diyenler Cumhuriyet düşmanı imiş…
Neymiş, hayır diyenler vatan haini, devlet ve millet düşmanı imiş.
Evet diyenler g. kılları imiş…
****
Utanmanız yok mu?
17 Nisan sabahı sonuç ne çıkarsa çıksın bu ülkenin toprakları üzerinde yaşamayacak mıyız?
Birbirimizin yüzüne bak(a)mayacak mıyız?
Bu ülkenin topraklarında yapılan 6 refarandumda da aynı tartışmalar yaşandı.
Herkes kendi meşrebine göre karşı tarafı millet, vatan, devlet düşmanı olmakla itham etti.
Sonra ne oldu?
Hangi sonuç çıkmışsa, millet ertesi günü yine bu topraklarda hayatına devam etti.
Refarandum sürecinde yaşanan tüm tartışmalar unutuldu.
Sonraki refarandum tarihine kadar…
Sorsanız büyük çoğunluklar o refarandumda hangi tartışmaların yaşandığından bihaber.
Bugünü kadar ülkemizde 6 refarandum yapıldı
1. 27 Mayıs 1060 askeri darbesinden sonra hazırlanan 1961 anayasası için 9 Temmuz 1960 tarihinde sandık başına gidildi. Türkiye’de ilk referandum, 27 Mayıs 1960 askeri darbesinden sonra hazırlanan 1961 Anayasası için bu tarihte yapıldı.
Referanduma katılan seçmenlerin yüzde 62’si “evet”, yüzde 38’i “hayır” oyu kullandı. Bu oylama sonucu Kurucu Meclis’in hazırladığı 1961 Anayasa kabul edildi.
2-Türkiye’de ikinci referandum 1982 Anayasası için 7 Kasım 1982 tarihinde yapıldı. 12 Eylül 1980 askeri darbesinden sonra oluşturulan Danışma Meclisi tarafından hazırlanan Anayasa, yüzde 91.37 oyla kabul edildi. Kenan Evren Cumhurbaşkanı seçildi. Yüzde 8.63 hayır oyu kullanıldı.
3- 1982 Anayasa’sının siyasi parti liderleri ve yöneticilerine getirilen 10 yıllık siyasi yasakların kaldırılması için 6 Eylül 1987 tarihinde vatandaşlar sandık başına gitti. 12 Eylül’de siyasetçilere yasak getirilmesi için yüzde 92’ye yakın oy veren vatandaşlar, bu sefer yasakların kaldırılması için yüzde 50.1 evet, yüzde 49.9’da yasakların kalkmaması için oy kullandı. 5 yıl önce siyasetçilere yüzde 92 ile siyaset yapmasını yasaklayan millet bu sefer yasakların kaldırılması için yüzde 50.1 oy vermişti. Yaklaşık 70 bin oyla yasaklar kaldırılmıştı.
4- Yerel seçimlerin bir yıl öne alınıp alınmamasıyla ilgili refarandum için millet, 25 Eylül 1988 tarihinde sandık başına gidiyordu. Ve Hayır oyları yüzde 65, evet ise yüzde 35 çıkıyordu.
5- 2007 yılında Cumhurbaşkanlığı için TBMM’de 367 sayısına kilitlenen siyasi kriz ANAP Genel Başkanı Erkan Mumcu’nun cumhurbaşkanını milletin seçmesi için verdiği anayasal değişiklik paketine AKParti destek verdi. Dönemin cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, değişiklik paketini refaranduma ve anayasa mahkemesine götürdü. Meclis’te 367 sayısını bulamayan AK Parti, ANAP Genel Başkanı Erkan Mumcu’nun, “Cumhurbaşkanını halk seçsin” önerisini kabul etti ve 11. Cumhurbaşkanını halkın seçmesine dönük Anayasa değişikliğini ANAP’ın desteği ile yaptı.
8 Ağustos’da Abdullah Gül, Meclis’in seçtiği son cumhurbaşkanı oldu. 11. Cumhurbaşkanı Meclis tarafından seçilince bu kez refaranduma sunulan pakette süreç işlerken değişiklik yapıldı. Anayasa değişikliği 21 Ekim 2007 tarihinde referanduma sunuldu. Seçmenin yüzde 68’i sandık başına gitti. Yüzde 69 evet, yüzde 31 hayır oyu kullanıldı. Cumhurbaşkanının halk oyu ile seçilmesi ve genel seçimlerin dört yılda bir yapılması kabul edildi. Yaklaşık 19 milyon 423 bin evet oyu çıktı.
6- 27 maddelike anayasa değişiklik paketi için 12 Eylül 2010 tarihinde 6. kez refarandum için sandık başına gidildi. Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru hakkı başta olmak üzere yüzde 57.88 ile 21 milyon 800 bin oyla anayasal değişikliğk kabul edildi. Yüzde 41.12 hayır oyu kullanıldı.
Son iki refarandumdan AK Parti güçlenerek çıktı
Son iki refarandumdan AK Parti güçlenerek çıktı.
Türkiye tarihinde yapılan 6 refarandumda bir kez hayır, diğer 5 refarandumda evet oyu önde çıktı.
22 Temmuz 2007 tarihinde yapılan seçimlerde AK Parti yüzde 46.58 ile 16 milyon 324 bin oy aldı. Üç ay sonra 21 Ekim 2007 tarihinde yapılan refarandum sürecinde ise evet oyları yaklaşık 19 millyon 423 bin çıktı.
AK Parti üç ay önce yapılan seçimlerdeki oyu blok olarak alırken, aynı zamanda toplumun farklı kesimlerinden yaklaşık 3 milyon seçmen (yüzde 11 oranında), Cumhurbaşkanının millet oyuyla seçilmesi konusunda destek verdi.
Bir yıl sonra, 2011 tarihinde yapılan genel seçimlerde ise AK Parti, 2010 yılında yapılan refarandumda evet oyu veren 21 milyon 800 bin seçmenden, 400 bin eksilerek 21 milyon 400 bin seçmenin oyunu alıyordu.
****
Yukarıda verdiğim 6 refarandum sonucundan çıkan ana sonuç şu: Türkiye’de yapılan refarandumlarda genelde millet tercihini evetten yana yapıyor.
Bu seferki refarandum ise bugüne kadar yapılan tüm refarandumlardan farklı.
Açık açık yönetim modeli değişiyor.
Bu olumlu bir değişme mi? Evet diyecek olanlar öyle söylüyor. Hayır oyu verecek olanlarda değişikliklerin millet için olumsuz olacağını söylüyor.
Bu anlaşılabilir bir şey.
Düşünün, yapılan refarandumlarda yasakların olması için yüzde 90’un üzerinde oy kullanmışız. Aynı zamanda siyasetçilerin üzerinden yasakların kaldırılmasını da yüzde 50.1 ile onaylamışız. Yasaklar kalkmasın eski siyasetçilerin yasakları devam etsin diyen yüzde 49.9 seçmen de olmuş.
Kimse için refaramdum sonuçları çantada keklik değil. Milletin 6 refarandumda verdiği kararlar apaaçık ortada. Yukarıda ayrıntısıyla paylaştık.
****
Sonuç olarak söyleyeceğim şu.
Kafayı yedirtecek şeyler söylemeye, tercihlerimize göre karar vermeyecekleri ötekileştirmeye, düşmanlaştırmaya gerek yok.
Sakinleşin…
Bu topraklar hepimizin.
Millet sadece bize benzeyenlerden oluşmuyor.
Milleti oluşturanlar bize benzeyenlerden oluşursa millet olmaz…
Devlettind e resmi ideolojisi olursa o devlet demokratik bir devlet olmuyor.
Onun içindir ki, bize lazım olan devleti demokratikleştirecek, güçler ayrılığını oluşturacak anayasal değişikliklerdir. Onun dışında yapılan değişiklikler eski otoriter dev- letin devamı olmaktan öteye gitmeyecektir.
Onun içindir ki, siyasetçeleri, sorumlu ve yetkili makamlarda bulunan herkesi bir kez daha aklı başında davranmaya, toplumu birbirine düşman edecek kampanyalardan ve söylemlerden vazgeçmeye çağırıyorum.
Son söz: Cumhuriyet savcılarını da milleti birbirine düşman yapacak söylemlerde bulunanlar için dava açmaya davet ediyorum. Manisa AK Parti İl Başkan Yardımcısının yaptığı konuşma aynı zamanda bir suçtur. Ne demek şimdi hayır diyenler iç savaş çıkartmak isteyenler, evet diyenlerd e iç savaşa karşı çıkanlar mı? Bu nasıl bir sorumsuzluktur.
AK Parti Genel Merkezi’nin İl Başkan Yardımcısını görevden almış olması, savcıların dava açmasına engel değildir.