Euro Bölgesi Stres Altında,
Euro Bölgesi Stres Altında, En İtibarlı Ekonomiler Not Kaybetti
Uzun zamandır ekonomisi zor da olan bir bölgenin nihayet notlarının kırılması da gündeme geldi.
Kamu borcu GSMH % 100 üne yakın ve/veya daha yüksek olan ülkeler hala kredi notları AAA seviyesinde
seyretmekte idi. Cuma akşamı ajanslara 15 Euro bölgesi ülkenin notlarının düşeceği veya değişeceği haberleri geldi. Bundan sonra değişik açıklamalar gelmeye devam etti. Avrupa borsaları başta olmak üzere bütün piyasalarda satışlar oldu. EURO/DOLAR paritesi 1.28 üzerinden ciddi düşüş yaşadı. 1.2623 seviyesi test edildi. Akşam piyasalar kapandıktan sonrada S&P’nin aralarında Fransa, İtalya ve Avusturya’nın bulunduğu 9 ülkenin kredi notunu bir kademe düşürdüğünü açıkladı.
Not indirimi haberlerinin ardından Euro grubu Başkanı Ve Lüksemburg Başbakanı Jean-Claude Juncker, Euro Bölgesi’ne üye ülkelerin Avrupa Finansal İstikrar Fonunun (EFSF) “AAA” olan uzun vadeli kredi notunu korumakta karalı olduğunu bildirdi. Korumakta kararlı olmak anlamlı bir tabir. Aslında ülke notlarından önemlisi EFSF fonunun notu. Borçlu sorunlu ülkelere borç verebilmesi, finansal kaynak sağlayabilmesi için fonun notunun AAA olması şart. Buy seviye yi koruması gereken fon. Ülkeler zaten ne olduğu belli. Onların kurtuluşu zaten bu fon ve fon yönetimin sağlayacağı çıkış stratejileri ile mümkün olacaktır. Yakında bu fonun yerini alacak olan Avrupa istikrar mekanizması (ESM) üye ülkelerinin kendi sermayesi olacağını, istikrarı sağlamada daha önemli roller üstleneceğini belirtiyor. Not seviyesinin EFSF den sonra ESM nin de koruması gerektiği bundan dolayı önemli hale geliyor.
Yunanistan bu arada unutuldu ama ciddiyetini koruyor. Yunanistan ile birlikte ciddi risk altında olan birçok AB ülkesini de artık saymaya başladık. AB bölgesinden risk algısının artması ve resesyon riskinin de iyicene belirgin olması endişeleri arttırıyor. İtalya da Özelleştirme için hızlanması gerektiğini başbakanı aracılığı ile ifade ediyor. Yunanistan 2012’nin 2011 den daha zor geçmesini beklediğini açıklayan bakanları var. İspanya önlemler paketini onayladı ve yeni hükümet eski hükümeti suçlamaya başladı. Mali entegrasyon anlaşmasının İngiltere hariç 26 ülkenin olumlu görüş bildirmesinden sonra onaylanması için zaman geçtiğini belirten uzmanlar. Bir an önce bu anlaşmanın da imzalanarak istikrar ve olumlu atmosferi sağlamak gerektiğini ifade ediyor.
Parite beklendiği gibi düşüş eğilimini devam ettiriyor,
Özellikle Cuma günü AB bölgesi, EURO bölgesi ülkelerden gelen not indirimi haberleri öncesi ve sonrasında ciddi Euro dan kaçınma gerçekleşti. Yukarı doğru 1.2840 test edip oradaki desteği direnç mi değimli? Etsi yapan parite hızlıca geri çekilip 1.2623 test de aşağıda test etti. Yeni haftaya da düşüş eğilimini devam ettirmesi beklenebilir. Hedefimde 1.2430 destek seviyesi, bu seviyeye kadar çekilmesi normal gibi duruyor. Dolar güçlenecektir. Bu aşamada Dolar‘ın diğer para birimleri karşısında da güçlenmesini beklemek normal olacaktır.
Daha önceleri de çeşitli platformlarda dile getirdiğim gibi ana hacmi yüksek pariteler olan Euro-Pound- Dolar da oranların birbirine çok yakın hatta 1 seviyesinde olmasını, faizlerinde neredeyse “0” seviyesinde olması gelecekte güçlü beklentimizdir. Bu beklenti ışığında değerli gözüken bu para birimlerinden kaçışın kaçınılmaz olacağının vurgulamak istiyorum. Tabi hemen kısa sürede olacak iş değil. Ama bu gelişmelerle desteklendikçe bu yöneliş somutlaşacaktır.
Uluslar arası piyasalarda faizler düşme eğilimini koruyor. En başta ALMANYA tahvil piyasası değer kazanmaya devam ediyor. Avrupa Merkez Banaksının faiz oranların geçen hafta değiştirmemesi sadece bir zamanlama meselesi. Önümüzdeki dönemde faiz indirimi yine kaçınılmaz olacaktır. Özellikle likidite sağlanması, yeni tahvillerin satın alınması noktalarında AMB’nin nakit yaratması faizleri de daha da düşürmeye sebep olacaktır. Bu durumda politika faizlerini de daha da düşürmeye sebep olacak bir sarmalı körüklemeye devam edecektir. Geçen hafta birçok gelişmekte olan ülke politika faizlerinde yine indirime gitti. Hafta ortasında Türkiye tahvil piyasasına gelen alışları anlamayan yatırımcılar işin sırrı yurtdışındaki genel gelişmeler olarak işaret edebiliriz.
Türkiye de Faiz oranları yüksek mi?
Türkiye de Merkez bankasının son zamanlarda pro aktif olarak yürüttüğü faizleri de arttıran koridor uygulaması ile tahvil piyasası gösterge faizde yıllık bileşik 11.40 lara kadar çıkmıştı. Geçtiğimiz haftanın ortasında ve son gününde gelen yeni alımlarla faizlerde 11 seviyesinin altına gerileyen tahvillerde yeni trendi uzmanlar tam olarak yorumlayamadılar. Çünkü çeşitli ataklarla kurlarda yaşanan yükseliş ve ardından gelen olumsuz yorumlara rağmen de bu hafta TL ‘nin değer kaybı durdu hatta sakinleşti ve hatta 3-4 haftadan beri ilk defa kendi kendine müdahale olmadan 1.83 Dolar /TL fiyatın ulaştı.
Piyasa faiz oranlarını sorunlu ve sorunsuz diğer benzer ülkelerle karşılaştırdığımızda her halükarda Türkiye çok yüksek seyrediyor. Faiz lobisi ya da çetesi diye somutlaştırdığımız şey bu işte. Kurlar yükselmesin diye önlem alırken faiz oranlarında yaşana bu dalgalanma yeni bir iç borçlanma ve piyasa faiz seviyesi oluşturdu. Bundan sonra faizlerin daha çok yükselmesini gerektirecek ekstra bir olgu yok. Zaten dünyada likidite sorunu yaşanmaması için enjekte edilecek genişleme politikaları, düşük fazili merkez bankası politikaları dünya genelinde faizlerde aşağı yönlü baskı yaratacaktır Türkiye deki bu çift haneli faizlerinde kısa sürede belli periyot da tek hanelere çekilmesini beklemek doğru olacaktır. Bu noktadan sonra faizlerdeki en önemli unsur enflasyon seviyesi olacaktır.
Paramızı nasıl yönetmeliyiz? Ve Paramı Yönetebiliyorum Projesi
Geçen yazımda biraz üzerinde durmaya çalıştığım ama çok detaylandırmadığım paramızı nasıl yönetmeliyiz düşüncesi üzeriden yaptığım yorumlara katılan ve katılmayan birçok okurum oldu. Beni olumlu ve olumsuz eleştirenler birçok konuda doğru noktalara değinmişler. Bunun yanında bir uzmana danışın dediğim zaman bundan rahatsız olanlar da çoğunlukta. Şimdi aynı kişiler bir uzmana danışın dediğimde bana eleştirel yorum getirdiklerinde “ne yapacağımız söyle, boş ver uzmanı” tarzında yaklaşmaktadırlar. Bu bile aslında en basitinden bir uzmana ihtiyacımızın olduğunu göstermektedir. Varlıklarımız ( Para, emtia, gayrimenkul…) doğru yönetmek bunları geleceğimize doğru kanalize etmek her bireyin sorumluluğudur. Tabi tasarruf yapamayan çoğunluk içinde bu sefer harcama yönetilmesi esastır. Bu bakımdan ben yine ısrar ediyorum paramızı uzmanlar nezdinde yönetelim. Kendi kendimizi verebileceğimiz kararlarda riskli sonuçlar doğurabiliriz. Bu arada paramıza nasıl yön veririz düşüncesi ile hareketle başarılı bir çalışmayı sayfama taşımak istedim.
http://paramiyonetebiliyorum.com sitesinden incelemeniz öneriyorum..
Gençlerin, sağlıklı bir finansal gelecek oluşturabilmeleri konusunda bilinçlendirilerek, sürdürülebilir kalkınmaya katkıda bulunmalarını hedefleyen "Paramı Yönetebiliyorum" projesi, Türkiye'de ilk kez finansal bilinç alanında kamu, özel sektör ve sivil toplumu bir araya getirmiş. Proje T.C. Başbakanlık Devlet Planlama Teşkilatı (DPT), Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP), Habitat için Gençlik Derneği, Visa Europe Türkiye ve 23 üye bankasının katılımıyla birlikte geliştirilerek, 2009 yılının Aralık ayında hayata geçirilmiş.
Proje kapsamında "Paramı Yönetebiliyorum" projesi Türkiye'de 15-30 yaş arası gençler için, kişisel mali kaynaklarını bütçelemelerine ve finans hizmetlerini doğru kullanmalarına destek olacak bir eğitim olanağı sunmayı amaçlamış.
En iyi kurumsal sorumluluk projesi ödülü, Barselona da “Best of Best” ödülü, Kadir Has Üniversitesi ödülü gibi birçok ödül alan projeyi incelemeli ve çevrenizdeki gençlere önermelisiniz.