Etnik Savaşçılar Genlerinize Bakın!
Bombalar, terör eylemleri can yakmaya devam ediyor.
Üçüncü boyuta geçen dünyada eğitimsiz, birikimsiz, kapitalsiz bırakılan işaretlenmiş savaş bölgelerinde kan durmuyor, özellikle durdurulmuyor.
En yoğun beslenilen alanlardan biri etnisite.
Kökenini seçemeden dünyaya geldiğin halde bir ırkın diğer ırktan üstün olduğuna inandır(-ıl)mak hala kanlı kaosun yollarından biri. Amerika gibi bir modele rağmen, birlikte ulus olmak yerine etnik savaşlar körükleniyor.
Ancak belki de dünyada etnik savaşların kökünü bilim kurutacak. Siyasetçiler kanlı kardeş kavgalarını biteremezse genlerimiz devreye girmeye hazır!.
Evet doğru okudunuz; genler.
Aslında konu, günahı boynuna bir dost sohbetinden doğdu.
Vekil dostumuz, şahin bir kürt politikacımızın İngiltere’de gen haritasına baktırdığını anlattı.
Altı hafta sonra eline bir sertifikayla birlikte gen haritası veriliyor. Sonuç; kökler Türk boylarından Oğuzların bir kolu olan Ogurlara dayanmakta.
Öz be öz Türk!
O politikacı sonra ne yaptı bilmiyorum, son zamanlarda ekranlarda pek görünmüyor!
Yer İngiltere olduğuna göre, Oxford kentinde bulunan Gen Araştırmaları ve Ataları Tespit Merkezi’ne başvurmuş olmalı.
Bu merkez hayli ünlü. 180 isterlin karşılığında isteyen genlerini inceletiyor. Türklere yönelik dikkat çeken araştırmaları var. Örneğin kadınlarının kökleri 25 bin yıl önce Suriye bölgesinde yaşayan ‘Jasmin’ klanına kadar uzanıyor. Erkeklerin yüzde 30’u Ortadoğu’da 40 bin yıl önce yaşayan ‘Re’ klanından geliyor.
İngiltere’deki merkeze göre, Büyük atamız Cengiz Han’ın da Avrupa soyunda etkisi büyük. 65 yaşında öldüğünde Güney Çin’den Basra Körfezi’ne kadar uzanan imparatorluğunda çok sayıda milletten kadınla birlikte olduğu belirtilirken şu ifadelere yer verilmiş;
“Dört oğlu ve torunları Polonya ve Macaristan’ı ele geçirip spermlerini bu ülkelerde yaydı. Genetik konusunda dünyada, büyük olasılıkla en başarılı soy oldular.” Malum, padişahlarımızın anne soyları da dünyanın dört yanına dağılıyor.
Netice açık. Ne Türküm diyen asli Türk kanı taşıyor damarında, ne de Kürtüm diyen. Buna rağmen en gaddar etnik senaryoların bir parçasıyız.
Hep söylüyoruz, galibiyet birbirine karşı savaşta üstünlük kazanmakta değil insanlık, ulus olma bilincini pekiştirmekte.
Neyse ki en büyük kozumuz DNA’larımızda gizli.
Dinamik sektöre yorgun bakan
İzmir İl Kültür ve Turizm Müdürü Abdüllaziz Ediz yaş haddinden emekli oluyor. Özellikle son yıllarda kent turizminin gelişmesi için Ediz’in Başkent’i yönlendirme çalışmalarına tanığım. Kente uzun soluklu turizm dergisi de kazandıran Ediz bana göre en üretken zamanında görevden yaş haddi nedeniyle ayrılıyor. Yeni Bakan Nabi Avcı ise Ediz’den yalnızca iki yaş küçük.
Tecrübeli birini yaşlandın diyerek görevden ayırırken, yalnızca iki yaş küçük ve tecrübesi olmayan başka birini sektörü dizayn etmesi için tepe noktaya getiriyoruz! Milli Eğitim Bakanlığı sırasında hayli yorulan Avcı’ya turizmin zor zamanlarında yeni politikalar üretmek düşüyor. Şu gerçek ki; Kültür ve Turizm Bakanlığı görevini en etkin yapan son isim Ertuğrul Günay’dı. Sürekli dinamizm gerektiren sektördeki boşluğu Avcı’nın doldurma ihtimali ise şimdilik pek güçlü görünmüyor.