Esenyurt ve Kaybedilen Değerlerimiz
Esenyurt Belediyesi Karete Spor Okulu Hocası Kamil Üçi, öğrencileri ve koltuk değneği olmadan yürüyemeyen yöneticiler üzerine Gerçek Haber Gazetesi’den Gül Göyük’ün köşe yazısı beni hem gururlandırdı hem de üzdü.
Gururlandırdı çünkü; Çapan döneminde Belediyeye gittiğim zaman sanki bir kütüphaneye, resim ve heykel sergisine, film setine gitmiş gibi oluyordum. Belediyeye gelen uluslararası üne sahip değerleri haberleştirmek için her geldiğim de, koridorlara Tiyatro provalarından sesler düşer, müzik bölümünün çalgıları telaşla koşturduğum ayaklarıma ayrı bir ahenk katardı.
“Babil’in Asma Bahçeleri” gibi Kültür, Sanat Edebiyat kokan Belediyenin kafeteryasında çalışan, boyu kadar yükseklikte kitapları elinden hiç bırakmayan Gül’ü işte bu dönemde tanıdım.
Belediye yönetimi el değişince artık koridorlara düşen ahenkli sesler yerini yiyecek - yakacak gibi yardımları almak için gelenlere terk etmişti. Çoğunluğumuz gibi yiyecek yakacağa ihtiyacı olmasına rağmen Gül tıpkı Babil’in Asma Bahçeleri’nin çekiciliğini kaybetmesiyle birlikte en iyi dostları olan kitaplarını da alarak Belediyeyi terk etmişti.
Gül’ün Gerçek Haber Gazetesinde köşe yazısını görünce belki de eski bir tanıdığı yeniden küllerinden doğduğunu görmenin mutluluğu ile yüksek sesle okumaya başladım, okudukça sesimin titreyen tonunun artığını fark ettim ve Kamil Üçi’ye olan beğenim onlarca kat daha arttı. Soğuk, kelimelerini tartarak tane tane konuşan Kamil’in içindeki hocalık ve insancıl özelliği miniklerin nasıl keşfettiğini Gül öğle güzel anlatmıştı ki…
köşe yazısını özetlersek Esenyurt Belediyesi Karate Spor Okulunu açar hocalığını ise Kamil Üçi üstlenir. Yüz ellisi kız 350 öğrenci (nasihatsiz iş yapmayan) Kamil hocalarını çok severler ve bağlanırlar. Bunu fark eden “koltuk değneği olmadan yürüyemeyen” Spor Okulu yöneticileri kıskançlık ve koltuğumuz mu gidecek kaygısıyla Kamil hocanın işine son verirler.
Kamil hocalarının artık görev yapmayacağını sezinleyen çocukların ise sahiplenme duyguları ve üzüntülerini işler.
Bu yazı beni üzdü çünkü; İşin erbaplarına görev verilmesini çocuklarımız bile çok istiyor ama olmuyor!
değerli gazetdeci dostum Hanıfie Çelik bana yönelik yazmış olduğunuz yazıdan dolayı teşekkür ediyorum
Ekim 3rd, 2011 at 14:36