content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

09 Tem

Esenyurt; İstifalar, Cumhuriyet Meydanı ve Yürütmeyi Durdurma…

Esenyurt Belediye Meclisi transfer meclisi gibi.. Üç dönemde 6 istifa... 2004 yılında SHP'den seçilen meclis üyelerinden kimileri istifa edip bağımsız kalarak fiili olarak AK Parti'ye destek vermişler, hatta içlerinden ikisi AK Parti'den mecli üyeliği aday adaylığı için müracaat etmişlerdi. 2009 yılında CHP'den Bülent Kerimoğlu, Belediye Başkan Adayı oluyor seçimleri kaybediyordu. Meclis listesinden iki kişi Aslı Çağatay seçildikten 10 ay s

onra ve Osman Savaş 3 yıl sonra partilerinden istifa ediyor, Çağatay ise istifa eder etmez AK Parti'ye geçiyordu.

 ****

Tarih tekerrürden ibaretmiş gibi, geçtiğimiz günlerde seçimlerin üzerinden 3 ay geçer geçmez, iki kişi daha istifa etti. İstifa edenlerin en kısa zamanda AK Parti'ye geçeceği iddia ediliyor. İnsan birazcık utanır değil mi? A be kardeşim, insan seçildiğinin üzerinden 90 gün geçmeden seçildiği partisinden istifa eder mi? Ayıp değil mi? İstifacılara tek soracağım soru şu: Partiniz iktidar olsaydı, belediye başkanlığını kazansaydı partinizden yine istifa eder miydiniz? Partisi iktidar iken, partisinden istifa edenleri anlayabilirim... Yada yaşanan tartışmalar sonucunda ortaya çıkan sorunlardan kaynaklı istifaları da anlayabilirim. Ancak hiçbir tartışmaya katılmayan, sorun yaşamayan, mecliste varlıkları ve yoklukları bile belli olmayanların istifalarını anlamakta gerçekten zorluk çekiyorum. İstifaların arkasındaki gerçek: Transfer İstifaların arka planının ise şöyle geliştiği ifade ediliyor.

Esenyurt Belediye Meclisi'nde en son 3/2 çoğunluk tartışması yaşanıyor. O gün meclise kimi AK Parti meclis üyeleri katılmadığı için, mecliste alınan bir kararda, 3/2 çoğunlukla karar alınamadığı için, AK Parti kurmayları CHP'den transfer için operasyon düğmesine basıyorlar.

Ve Kerem Yıldız ve Musa Şeker partilerinden istifa ettiriliyor. Böylelikle 3/2 tartışmaları da bir daha dönülmemek üzere geçmişe gömülüyor. CHP'lilerin elindeki önemli bir kozda ellerinden alınmış oluyor. İki istifacı önümüzdeki günlerde ise AK Parti'yle iztivaç yapacaklarmış! Ayrıca CHP'den 3-4 kişinin daha istifa için sırada beklediği ifade ediliyor.

****

Esenyurt CHP'de listeye yazılamayanlar, listeye yazılıp üç ay içersinde partisinden istifa edenler. Şimdi listeye yazıl(a)mayanların isyanları haklı değil mi? O istifa edenlerin oylarını bile partile-rine verdiklerinin kuşkulu olduğunu düşünüyorum. Hangi partiden olursa olsun, istifa edenlerin, partileri ile siyasi olarak yol ayrımı yaşamadıkları sürece istifaları ahlaki değildir. Üç ay içersinde hangi insan partisi ile doku uyuşmazlığı yaşabilir ki?

****

Bu her iki istifa edene önerim şudur. Sadece partinizden değil, meclis üyeliğinden de istifa edin. O meclise hak edenler gelsin... Kentin hukuku mu, bireyin hukuku mu? Yoksa her ikisi birden mi? Esenyurt Cumhuriyet Meydanı'nda bir petrol istasyonu sahibinin yapılan meydan düzenlemesi ve trafiğin yer altına alınma çalışmalarını, mahkeme kararı ile durdurmasını Esenyurt halkına yapılmış en büyük kötülük olduğunu düşünüyorum.

Meydan çalışması başladığı 2-3 yıldır büyük bir hukuk mücadelesi yaşanıyor. Bir petrol istasyonu kararı durduruyor, ardından belediye kararı bozduruyor derken, kentin trafik sorunu ise devam ediyor ve çalışmalar sürekli sekteye uğruyor

. ****

Aynı zamanda da sormadan da edemiyorum.

Bir insan, bir işletmecinin hakları kentin haklarından daha mı önemlidir? Kentin hakları var diye, kişiler, kurumlar, işletmeler haklarını aramayamazlar mı? Yaptıkları hak arama mücadelesi gayri meşru mu? Bence petrol istasyonunun sahibinin yaptığı bir hak arama çalışması. Çünkü trafik yer altına alındığında, işletmesinin ekonomik değeri sıfır oluyor. Kentin çıkarı mı yoksa kendi çıkarı mı? Tartışmasız kişi için kendi çıkarı. Kent için kentin hukuku... Ancak, bugüne kadar işletme sahibiyle bir uzlaşma yapılamaması yada kişinin uzlaşmaya yanaşmaması yada uzlaştırmaya yanaştırılamaması da başka bir trajedi. Yüzbinlerce insanın yaşadığı, kentin kalbi olan bir noktada mahkeme kararı ile çalışmanın engellemesinde kentlilerin hukukunu, hakkını yerle bir eden bir karar.

Kamunun çıkarları mı, bireyin çıkarları mı? Galiba sorunun yanıtı, hukukun mağduru korumak zorunda olması. Hukuk karar verirken sadece mağduriyet üzerinden karar vermiyor, aynı zamanda mağdurunda elindeki haklılığını koruyacak belgeler olması gerekiyor. Sonuçolarak karşılıklı mahkemeleşmeden dolayı kent ve kentiler zarar görüyor.

Son söz: Kentin şehr-i emin'i bu sorunu öyle yada böyle çözmelidir. Petrol istasyonun imarı yükseltilerek, kişinin kaybı ortadan kaldırılmalı ve yürütmeyi durdurma kararından vazgeçmesi için mağduriyeti karşılanmalı, imar durumu cazip hale getirilmelidir. Bence kenti 10 yıldır yöneten, son seçimini de büyük bir farkla kazan şehr-i e-min'in bu sorunu çözmek için vizyonuda tecrübesi yeterlidir. Bu tecrübe, hem kentin hukukunu, hemde petrol istasyonu sahibinin hukukun koruyarak sorunu çözebilir. Bekliyoruz...

Etiketler : , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank