Esenyurt, Bütçesi İle İstanbul’un en Büyük İlçesi
Esenyurt’un önceki gün temeli atılan Cıty Center (kentin merkezi) inşaatında; kamu binaları (kaymakamlık, belediye ve emniyet müdürlüğü) home office, delux office, premium office ve alışveriş merkezleri bulunuyor. Arazi belediye ait. Kamu binaları kat karşılığında yaptırılıyor.
Temel atılan arazi, eskiden Jandarma merkeziydi. Esenyurt’un güvenliğini hatta bölgenin güvenliğini sağlıyordu. Esenyurt’un ilçe olmasıyla beraber güvenlik, jandarmadan alınarak emniyet müdürlüğüne verildi. Ve Jandarmaya bağlı JİTEM’in tarih olmasıyla beraber, temeli atılan inşaatla birlikte bir dönemin de kesinlikle kapatıldığının tarihiydi. Eski Türkiye zihniyetinin, Jandarmanın yerinde yeni Türkiye’nin yeni zihniyetinin yatırımları yükseliyor. Bu bile başlı başına bir devrimdir.
****
Kat karşılığı inşaatı üstlenen; Avcılar-Beylikdüzü metrobüs hattını yapan Özyurtlar ve Esenyurt Devlet Hastanesini yapan Bahaş şirketleri.
İnşaatın tamamı yaklaşık 190 bin m2. Kamu binalarının toplamı 50 bin m2, ofisler ve alışveriş merkezinin toplamı ise yaklaşık 140 bin m2. Görülen o ki, inşaat yüzde 30 ile verilmiş gibi.
Özyurtlar Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Özyurt’a, arsayı ucuz alıp almadıklarını sorduğumda, “yapılan ihaleye kimse girmedi” diyerek bu projeyi aldıklarında kendilerine ‘deli’ gibi bakıldığını ima etti.
Ve inşaatın toplamının 150 milyon dolara mal olacağını belirten Özyurt, beş yıl sonra bu projenin bölgenin en prestijli projesi olacağını iddia ederek, kamu hizmetlerinin tek merkezde toplanmasının, yaptıkları projeye ayrı bir cazibe getireceğini ileri sürüyor.
****
Yerin altında 7 kat var. Dört kat bodrum. Diğer üç bodrum kat ise dükkânlardan oluşuyormuş. Zeminden itibaren iki kat dükkanlara ayrılmış. Görülen o ki, üç beş katlı avm kentin merkezinde olacak. Ve yaklaşık 150 dükkan bulunuyor, proje kapsamında. Projenin en yüksek binası, home ofislerin bulunduğu yapı. Yerin altında 7, üstünde 23 kat, toplam 30 kat yüksekliği ile 8 ayrı yapı.
****
Belediye Başkanı Necmi Kadıoğlu temel atma töreninde Esenyurt’un, İstanbul’un 8. büyük ilçesi, Türkiye’nin ise 19. büyük ilçesi olduğunu belirterek, projeyi iki yılda tamamlayıp yaklaşık 2 bin kişiye istihdam sağlayacaklarını belirterek, büyüyen ekonomiden de örnekler veriyordu.
Özellikle bir gerçeğin altını çizmek gerekiyor: Başkan Kadıoğlu’nun, Belediye Başkanı olduğu 2004 yılında belediyenin bütçesi yaklaşık 8 milyon lira idi. Bugün ise belediyenin bütçesi yaklaşık 325 milyon lira.
****
İstanbul ilçeleri arasında Esenyurt Belediyesi 325 milyon liralık bütçesiyle ilk sırada yer alırken, 320 milyon lira bütçesiyle Şişli ikinci, 290 milyon 502 bin 448 liralık bütçesiyle Bağcılar 3. sırada yer alı-yor. Rakamlara, bakıldığında kentin nasıl büyüdüğünü görüyoruz.
Esenyurt’ta 2011 yılında Tapu Kadastro Müdürlüğü’ndeki işlem hacminin yaklaşık 3 milyar lira olduğunu gözünüzün önüne getirin ve kentteki rantın nasıl yükseldiğini anlamlandırmaya çalışın. Ve bu rant, kentin ekonomisini büyütüyor.
****
Her zaman iddia ettim. Bir kenti yönetenlerin ve yönetimin başında bulunanların temel görevinin, kentin rantını yükseltmek olduğunun altını çizdim. Kentin rantını yükseltecek projeleri geliştirmek; işte tüm mesele bu. Ve kabul edin ya da etmeyin Kadıoğlu’nu, bugün bütçesi ile, yıllık tapu işlemi ile Esenyurt İstanbul’un en büyük ilçesi olmuşsa; önyargısız kutlamak gerekiyor.
Esenyurt kaymakamı ne demek istedi?
Şimdi gelelim asıl meseleye; yani bu yazıyı yazmamın nedenine. Önceki günkü temel atma töreninde Kaymakam Halil Uyumaz bir konuşma yaptı. Konuşmasında, kaymakamlık binalarını, kamu binalarını devletin, ilgili bakanlıkların yapması gerektiğini ifade ederek, baştan bir memnuniyetsizliğini ifade etti.
Kaymakam Uyumaz, Esenyurt’un 2011 yılı sonundaki nüfusunun 507 bin olduğunu, her ay 5 bin insanın kente göç ettiğini ve 522 bin nüfusa ulaştıklarını belirterek, büyük düşünülmesi gerektiğini söylerken gönderme yapıp, neredeyse yapılan kamu binalarını beğenmediğini üstü kapalı ifade ederek yetersiz buluyordu.
****
2000 nüfusa sahip ilçelerde kaymakamlık yaptığını söyleyen kaymakam bey, yıl sonunda nüfusu 600 bine, inşaat bittiğinde 650 bin nüfusa ulaşacak olan kentte yapılan kamu binalarının yapılmasının büyük düşünmeye uygun düşmediğini, memnuniyetsiz olarak ifade ediyordu.
Kaymakam bey bunları söylerken, Kadıoğlu’nun konuşmayı nasıl dinlediğini merak ederek, protokole baktığımda, başkan bozulmuştu. Sen, kentin rantını yükselt, dün m2’si 100 lira bile etmeyen konut arsalarının değerini 1000 dolara çıkart, İstanbul’un 39 ilçesinin en büyük bütçesini gerçekleştir, bir döneme nokta koymanın sembolü olan projeyi gerçekleştir, kamu binalarının yurttaşa hizmette yetersiz kaldığı anda büyük bir projeye imza at ve kaymakam bey, ‘büyük düşünün’ diyerek projeyi beğenmediğini ifade etsin.
Hatta, belediyenin kaymakamlık ve emniyet binasını yapmasından rahatsız olduğu anlamına gelecek, kaymakamlık binasını devletin, bakanlığın yapması gerektiğini söyle.
Hani derler ya şeytan ayrıntıda gizli. Görülen o ki bir şeyler oluyor. Bekleyip göreceğiz. Mutlaka arka planda yaşananları da öğreniriz. Ve sizlerle paylaşırız.
Esenyurt’ta köşkün benzeri yapılıyor.
Neden?
Başkan Kadıoğlu, Abdullah Gül Parkı’nı gazetecilere gezdirirken, Cumhurbaşkanlığı Köşkü’nün aynısını yaptırdığını proje üzerinde anlatmaya başlayınca, bir soru sordum: “2014 yılında Cumhurbaşkanlığına Başbakan Erdoğan’ın çıkacağı görülüyor. Parkın içinde Cumhurbaşkanlığı Köşkü’nün aynısını yaparak, bir mesaj mı vermek istiyorsunuz?”
Gülerek, böyle bir mesaj vermek istemediğini, Esenyurt’ta Başbakan Erdoğan’ın isminin verildiği şehir parkı gerçekleştirdikten sonra, Türkiye’nin değişiminin iki önemli isminden biri olan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün ismini 2. şehir parkına vermelerinin kendisi için özel bir anlamı olduğunu söyledi
****
Yine de içimden diyorum ki, 2014’e daha çok var. Köprülerin altından çok sular akar. Toplum mühendisliği eskisi gibi kolay hayata geçiril(e)miyor. 2007 yılında da herkes köşke Erdoğan’ın çıkacağını düşünürken, darbecilerin direnmesinden dolayı çıkamamış, başkası çıkacak zannedilirken, toplumu bin yıl sürecek bir şekilde kurguladığını düşünen toplum mühendisleri kendi kalelerinde gol yemişlerdi. Derin devletin en tepesine, istemedikleri bir MİT-Emniyet çekişmesi, ardından milli eğitimde 4+4+4 sistemiyle ve dershanelerin kaldırılması ya da dönüştürülmesi projesiyle tasfiye edilmeye çalışılan Gülen cemaati 2014’e kadar ne yapar? Bu toplum mühendisliği tutar mı? Göreceğiz.
Büyüme gerçekleşirken, eksik kalan ne?
Esenyurt bugün bölgemizin lider ilçesi olmuştur. Hem de bütçesi ile İstanbul’un en büyük ilçesi… Ve bu büyüklüğe rağmen Esenyurt halen İstanbulluların yaşamak isteyeceği ilçelerin içinde ilk üçte bile değil. İşte bu, başka bir gerçeği içinde saklıyor. Ekonomik büyüme, başka alanlarda gerçekleşmiyorsa bir ayak eksik kalıyor.
Esenyurt Belediyesi’nin yapması gereken bugünden sonra, kente değer katan, kentin kent olmasını sağlayan kültürel, sosyal, sanatsal faaliyetleri öne çıkartmaktır. Ve bunlar yapılmadan söylenen tüm iddiaların bir ayağı hep eksik kalacaktır.
Son söz: Kültürden bihaber adamlarla bu işler yapılamaz. Bunun için gerçek bir kültür ekibi kurmak gerekir. Ve isimlerden de korkmamak gerekir. Bizden olsun çamurdan olsun zihniyetinde de kurtulunmalıdır.
Esenyurt’ta köşkün benzeri yapılıyor. Neden?
Başkan Kadıoğlu, Abdullah Gül Parkı’nı gazetecilere gezdirirken, Cumhurbaşkanlığı Köşkü’nün aynısını yaptırdığını proje üzerinde anlatmaya başlayınca, bir soru sordum: “2014 yılında Cumhurbaşkanlığına Başbakan Erdoğan’ın çıkacağı görülüyor. Parkın içinde Cumhurbaşkanlığı Köşkü’nün aynısını yaparak, bir mesaj mı vermek istiyorsunuz?”
Gülerek, böyle bir mesaj vermek istemediğini, Esenyurt’ta Başbakan Erdoğan’ın isminin verildiği şehir parkı gerçekleştirdikten sonra, Türkiye’nin değişiminin iki önemli isminden biri olan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün ismini 2. şehir parkına vermelerinin kendisi için özel bir anlamı olduğunu söyledi
****
Yine de içimden diyorum ki, 2014’e daha çok var. Köprülerin altından çok sular akar. Toplum mühendisliği eskisi gibi kolay hayata geçiril(e)miyor. 2007 yılında da herkes köşke Erdoğan’ın çıkacağını düşünürken, darbecilerin direnmesinden dolayı çıkamamış, başkası çıkacak zannedilirken, toplumu bin yıl sürecek bir şekilde kurguladığını düşünen toplum mühendisleri kendi kalelerinde gol yemişlerdi. Derin devletin en tepesine, istemedikleri bir MİT-Emniyet çekişmesi, ardından milli eğitimde 4+4+4 sistemiyle ve dershanelerin kaldırılması ya da dönüştürülmesi projesiyle tasfiye edilmeye çalışılan Gülen cemaati 2014’e kadar ne yapar? Bu toplum mühendisliği tutar mı? Göreceğiz.
Büyüme gerçekleşirken, eksik kalan ne?
Esenyurt bugün bölgemizin lider ilçesi olmuştur. Hem de bütçesi ile İstanbul’un en büyük ilçesi… Ve bu büyüklüğe rağmen Esenyurt halen İstanbulluların yaşamak isteyeceği ilçelerin içinde ilk üçte bile değil. İşte bu, başka bir gerçeği içinde saklıyor. Ekonomik büyüme, başka alanlarda gerçekleşmiyorsa bir ayak eksik kalıyor.
Esenyurt Belediyesi’nin yapması gereken bugünden sonra, kente değer katan, kentin kent olmasını sağlayan kültürel, sosyal, sanatsal faaliyetleri öne çıkartmaktır. Ve bunlar yapılmadan söylenen tüm iddiaların bir ayağı hep eksik kalacaktır.
Son söz: Kültürden bihaber adamlarla bu işler yapılamaz. Bunun için gerçek bir kültür ekibi kurmak gerekir. Ve isimlerden de korkmamak gerekir. Bizden olsun çamurdan olsun zihniyetinde de kurtulunmalıdır.