Esenyurt’ta Vicdanlarınıza Ne Oldu?
Bir haber yaptık… “Bu ölümün sorumlusu kim?” spotunu kullanarak manşetten verdik. Yeşil İnşaat’ın Esenyurt Nazım Hikmet Bulvarı’nda yaptığı Innovia 4 Projesi inşaatında geçen hafta 19 yaşındaki Ejder Yıldırım Senkar, düşerek hayatını kaybetmişti Senkar’ın sigortasının olup olmadığı ve inşaatta gerekli güvenlik önlemlerinin alınıp alınmadığı gündeme getirmiştik.
14 bin konutta 40 bin kişinin yaşayacağı bildirilen ve Yeşil İnşaat tarafından; “Sadece inşaat yapmıyoruz içine yaşamı da katıyoruz” sloganı kullanılarak pazarlanan projenin yetkililerine sormuştuk:
İnşaatta çalışanlarınız sigortalı mı?
İş güvenliğini alıyor musunuz?
Hava karardıktan sonra çalışırken yaşamını kaybeden 19 yaşındaki Ejder Yıldırım Senkar’ın sigortası var mıydı?
*****
Esenyurt Belediyesi yetkililerine de sormuştuk:
Ortağı olduğunuz projede çalışanların sigortalı olup olmadığını denetliyor musunuz? Çalışanların iş güvenliğinin alınıp alınmadığını biliyor musunuz?
Ölümlerden haberiniz var mı?
Esenyurt’ta ki inşaat projelerinde bu kaçıncı ölüm?
Gencecik bir çocuğun ölümünden kim sorumlu?
*****
Kürt siyasi hareketinin temsilcilerini de sormuştuk:
…. gencecik Kürt çocuklarının ilkel koşullarda, gece yarılarını kadar çalıştırılması, sigortasız, iş güvenliği ve iş güvencesi olmadan çalıştırılması karşısında sessiz kal..
Sessiz kalmak hafif olur, duyarsız kal… Görme…
Bu Kürt çocuklarının hiç önemi yok mu?
Çalışma koşullarını merak etmiyorlar mı?
*****
Dibe vurmuş Türk sendikacılığının temsilcilerine de sormuştuk:
İnşaat emekçilerinin durumu sizleri ilgilendirmiyor mu?
Kıraç Karakolu dosya ile ilgili işlemleri yapmış.
Şimdi soralım: Sonuç?
*****
Yazımın son paragrafını şöyle bitirmiştim.
“Fırat kenarında bir koyun kaybolsa, Kıyamet günü senden onun mutlaka sorulacağını bil" sözünün anlamını bilenler bile duyarsız olmuşlarsa, ne söylenir?
Kelimeler kifayetsiz kalmaz mı? Söz susmaz mı? Bende susuyor ve Mehmet Akif’in dizeleri ile bir kez daha sesleneyim.
"Kenar-ı Dicle'de bir kurt aşırsa bir koyunu,
Gelir de adl-i İlahi sorar Ömer'den onu."
*****
Aradan beş gün geçti. Yeşil İnşaat’ın yetkililerinden yanıt yok.
Esenyurt Belediyesi’nin yetkililerinden yanıt yok.
Emniyet Müdürlüğü’nden yanıt yok.
Kürt siyasi hareketinin temsilcilerinden yanıt yok.
Türk sendikacılığının temsilcilerinden, milletvekili olmuş olanlarından yanıt yok.
Anlayacağınız tam bir sessizlik hakim.
Kim ilgilenir ki, bir çocuk ölmüş, gece inşaatta çalışırken…
Kimin umurunda bilmem kaçıncı kattan düşerek bir insannnnnnn feci şekilde can vermiş.
*****
Esenyurt Belediyesi’nin yet-kililerine bir kez daha sorayım.
Çok katlı inşaat projelerinde iş güvenliğinin alınıp alınmaması sizi ilgilendiriyor mu?
Ve açıkça iddia ediyorum, çok katlı projelerde iş güvenliği tam bir Allahlık ali bey… İş allaha havale edilmiş durumda. Ben söylemiyorum. Çok katlı proje yapanların sorumluları söylüyor. Hemde yakınınızda bu insanlar. Uzakta filan da değiller…
Mühürlü olan projelerde bile ölümler gerçekleşiyor, bundan da mı haberiniz yok?
Hadi haberiniz yok duymadınız! Hadi ilgilendirmiyor, yasa gereği…
Ya ortağı olduğunuz projelerde ki sorumluluğunuzda mı ilgilendirmiyor sizi?
*****
Hadi ne yasa ne başka bir şey sizi ilgilendirmiyor.
Sorumluluğunuzda yok, yetkinizde yok, gazetede de okumuyorsunuz, duymuyorsunuz da…
Ancak Mehmet Akif’in dizelerinde olduğu gibi; "Kenar-ı Dicle'de bir kurt aşırsa bir koyunu, Gelir de adl-i İlahi sorar Ömer'den onu." Diyerek bir kez daha soralım:
İnancınız gereği adl-i İlahi’nin birgün soracağını da mı düşünmüyorsunuz?
Sahi vicdanlarınıza ne oldu?
