Ermeni Hezeyanları İle Mücadele…
Türkiye düşmanları; Haçlı taassubu ile beyni yıkanmış tipler ve sömürü düzenlerinin devamını isteyen tüm ülkeler; Ülkemize saldırmak için, her yola başvurmaktadırlar.
Ermeni diasporasının yürüttüğü soykırım yalanları da, bu araçlardan biridir. 1-Aslında,hepsi bilmektedir ki,böyle bir soykırım olmamıştır. Asıl soykırımı yapan, (asırlardır himaye edildiği) vatana ihanet eden, Rusya/ABD/Fransa/İlgiltere/Almanya vb. ülkelere uşaklık ve maşalık görevi yapan, askerimizi arkadan vuran, çocuk/kadın/ihtiyar demeden büyük katliamları icra eden, hep ermeni hainleridir. (Sonunda, bu uşaklık ettikleri ülkelerin tümünden de kazığını yemişlerdir. Türkiye’den kaçmak zorunda kalmışlardır. Kendilerine verilen hiçbir söz tutulmamıştır.) 2-Soykırımı ispat edecek, hiçbir belge ve delil yoktur. Kendi arşivlerinde, aksini ispat eden, binlerce doküman mevcuttur.
Bunu herkez bilmekte; ancak ideolojik/ politik ve Haçlılık saplantıları ile görmezden gelmektedirler. 3-Konu ile milletlerarası çapta, birçok araştırma yapılmış, hiçbirine bir soykırım bulgusuna rastlanmamıştır. Tüm davalar sonuçsuz kalmıştır. 4-Kaldı ki; o dönemde, yönetim fiilen Alman komutanların elinde idi. Tehcir kararına da onlar almıştı. Bir suç olsaydı, sorumlusu Almanlar olurdu. 5-Ermeni diasporası için; konu, bir çıkar kapısıdır. Topladıkları paranın kimin cebine gitttigi meçhuldür.
Ermenistan halkı, aç ve perişandır. Ama, bu istismarcı güruh, bu vesile ile ekonomik ve politik güç sahibi olmaktadır. 6-Türk tarihinde soykırım lekesi yoktur. Ancak; ABD/ Fransa/ İngiltere/ Rusya/ Almanya/ Belçika/ İspanya ve Ermenistan tarihi, igrenç soykırım icraatları ile kapkaradır. Daha; Hocalı katliamında, her türlü vahşetin icra edildiği günün hatırası taptazedir. Şehitlerimizin kanı, henüz kurumamıştır. “İnsanda biraz utanma olur” sözü, tamamen devre dışı kalmıştır. Ahlaksızlık,yalancılık,müfterilik,çıkarcılık doruk noktalara çıkmıştır.
7-Gerçekçi analizler yapabilmek için; ABD'nin hain planlarını, Misyonerlik çalışmalarını, kiliselerin ve yabancı kolejlerinin nasıl kullanıldığını, Vakıf çalışması perdesi altında ne tür ihanetlerin sergilendiğini, iyi etüd etmek şarttır. Nitekim;bugün de, misyonerlik faaliyetleri /barış gönüllüleri/ yabancı ve yabancı parası ile kurulmuş (güya Türkçe ismi olan) vakıflarn (Özellikle Alman Vakıflarının ve Soros ile CIA’dan maddi destek gören ABD maşası vakıfların) çalışmaları, aynı melanetleri sürdürmektedir.
Özellikle ABD; Wilson döneminde icat ettiği bu tahrik/ kışkırtma ve şantaj senaryosunu, devamlı olarak kullanmaktadır. Bizden,devamlı olarak taviz almaktadır. 8-Ülkemizdeki terörün amacı, Kürtlerin hakları degildir. Tamamen ermeni odaklıdır. ABD/ Almanya/ Fransa/ İngiltere başta olmak üzere, dış mihraklara taşeronluk yapılmaktadır. Türkiye’nin önü kesilmek istenmektedir. Söz konusu ülkelerin ajanları, o bölgelerde cirit atmakta, bu arada uyuşturucu/silah/sigara/akaryakıt vb. tüm kaçakçılıkları da gerçekleştirmektedirler. A-Bu tablo; bize, uzun soluklu kararlı, yüksek motivasyonlu ve modern yöntemlere dayalı bir mücadele yapmamızın gerektiğini göstermektedir.
Ve sadece Devlet kurumlarına degil, her vatandaşa görev düşmektedir. Ülkesini seven herkez bu konuda duyarlı ve aktif degildir. En azından; ermeni şakşakçılığı yapan bir kesim medyadan; özür dileyerek milli politikalarımıza ihanet eden halktan kopuk- kendilerini aydın zanneden- tiplerden; yabancı parası alarak, Ülkemiz aleyhine raporlar hazırlayan vakıflardan; İstanbul’daki (bazı holding patronlarına ait) üniversitelerden; “Ermeni ve Kürt soykırımı vardır” diyerek, Nobel almış kişilerden; geri kalınmamalıdır. Her Türk vatandaşı, gece yatarken, “bugün halkım/ Ülkem ve Allah (CC) rızası için ne yaptım” diye sormalıdır. İftiracıları ve destekçilerini, mesaj bombardımanına tutulmalıdırlar.
B-TOBB/sık sık medyada boy gösteren STK'lar / İstanbul’un ve Anadolu’nun süper zenginleri/ TRT başta olmak üzere tüm medya/ Sendikalar/ Meslek Odaları vs. bugüne kadar, ne yapmışlardır? Türk tezini destekleyen, yerli ve yabancı yayınlardan, kaç tane satın almış ve yurt dışında dagıtmışlardır? Bu eserleri verenlerin (yerli ve yabancı) hangisine sahip çıkmışlardır? (Ülke için harcanmayan paraya lanet olsun. Servetin hammalı olmayalım, kimsenin mezara bir şey götüremediğini idrak edelim.) C-Yurt dışındaki, gurbetçi kardeşlerimiz, daha iyi örgütlenmeli ve daha aktif olmalıdır. İftira ve yalanlara karşı seslerini yükseltmelidirler. (Ms. Fransa'daki gösteri harika olmuştur ve ses getirmiştir. Kompleksi Türk düşmanı Sarkozy, meydanın boş olmadığını anlamıştır.) Türk düşmanlarına karşı devamlı tepki göstermelidir. D-Özellikle yabancı akademisyenlerin, lehimize eserler vermesi için tedbirler ve destekler düşünülmelidir.
E-Türkiye, artık gerçek yakın tarihini öğrenmelidir. Evlatlarımıza, gerçekler anlatılmalıdır. Milli ruh aşılanmalıdır. Haçlı seferleri karşısında yılgınlığa kapılmaması öğretilmelidir. Sömürgecilerin igrenç yüzü gösterilmelidir. Üstümüzdeki ölü toprağı atılmalıdır. Bu canlanma sağlanır, vurdumduymazlık sona ererse; elbette, kamu kurumları da, daha başarılı olur, daha şevkle çalışır. -Geçen hafta; hayatını ve tüm varlığını milli davalara adamış, 82 yaşındaki vatanperver delikanlı, Şükrü Server Aya ağabeyimizle birlikte, Dışişleri Bakanlığına gittik. Bakan yardımcısı, (gerçekten üstün vasıflara sahip, çok başarılı bir hariciyeci olan) Sn. Naci Koru ile ve (Hepsi birer cevher olan, çok önemli görevler ifa edeceklerine inandığımız) Sn.
Yönet Can Tezel ve ekibi ile görüştük. Bize, çok geniş bir zaman ayırmak, çok detaylı istişareler yapmak imkanı lütfettiler. Şahsen bu ekibi yakından tanımak, bize büyük bir moral ve gurur verdi. Bu kadar iyi yetişmiş, ülkesini seven, gece gündüz çalışan bu evlatlarımızla tüm Dünyayı dize getirebileceğimize inancımız arttı. (Rabbim hepsini korusun.)