Ereğli’nin Sesiz Sözsüz Çığlığı
“Konya’nın Ereğli ilçesi 1980’lere kadar hayalleri zorlayacak derecede güzel, harikulâde, masallar diyarı misal efsanevi bir şehirdi.
Yöresel tabirle dere, akar, çay ve arklarla kılcal damarlar gibi örülmüş son derece verimli, işsizlik sorunu olmayan, insanları mutlu, sağlıklı, neşeli, huzurlu, gelecekten umutlu, nüktedan, hayat dolu yemyeşil, cennetsi bir diyar vardı. Sonra mı?!... Sonrası çok hazin bir hikâye….
CEHALET, RANT VE İHTİRAS KURBANI BİR CENNET
Ülkemiz ve dünyanın en güzel şehirlerinden biri olan Ereğli'nin, en önemli ACİL ve güncel sorununa değerli ilgi ve dikkatlerinizi çekmek istiyorum:
Devlet adına ve millet iradesine vekâleten hükümet edenler; Geniş halk kitlelerini doğrudan veya dolaylı ilgilendiren konularda mutlak bir gereklilik ve zorunluluk olmadıkça; Asla ve kesinlikle insan, ekosistem (hayvanlar ve bütün canlılar), tarihi doku ve kadim doğa aleyhine sonuçlar doğuracak kararlar alamaz, yaptırım ve tasarruflarda bulunamazlar. Hak karinesi, adalet ahlâkı, evrensel hukuk ve medeni siyaset; Asillere dahi ait olmayan bu hakkı vekillere asla vermemiş ve tanımamıştır.
Hukuktan maksat: Doğrusal yönde ifa ve helâli, hak’ı icra’dır.
Devlette devamlılık esas; Doğa’da devamlılık elzem, mutlak ve sebeb-i hayattır.
Dolayısıyla hayat hakkı en temel, vazgeçilmez, olağan şartlarda müdahil olunamaz ve ihlâli insanlık suçu olmakla; Gerçekte ekosistem için de durum aynıdır. Aksi takdirde ülkede medeni, sosyal ve yasal sorumluluk işlemiyor; Adalet, hukuk ve denetim erkleri siyasallaşmış, muhalefet yok hükmünde; En iyi ihtimalle hayati ilkeler ve yükselen değerler vesayet, tasallut altında demektir.
İşte örnek ve günün HES furyasından önce Ereğli’de baş gösteren felâket.
EREĞLİ ÇÖL OLMASIN!...
Bu uğurda, her takdirin üstünde, büyük bir onur, vefa ve sorumlulukla mücadele eden Prof. Dr. Turgut Tüfekçi; CNN TÜRK ve insanlık düşmanı rant mahlûkatınca hayat damarları ve Can Suyu kesilerek “sessiz sözsüz çöl olmaya sürüklenen Ereğli adına” insanlık âlemi, TC hükümeti, cnnturk ve onurlu, sorumlu vatandaşlara sesleniyor:
“Değerli Güven Bey, (Yeşil Doğa Program Yapımcısı)
Merhaba! Size Ereğli'deki (Konya) doğa katliamını bildirmek istiyorum…
İvriz Kabartmasının bulunduğu Ereğli en az 5000 yıllık yerleşim merkezidir.
Sonrada, “Yeşil Ereğli” … 2012 de gelinen durum:
Türkiye’nin en lezzetli meyve ve sebzelerinin yetiştiği bahçeler kurudu (bkz.
Fotoğraflardaki efsane güzellikler yok oldu, çölleşme başladı. 1985 öncesine ait dört fotoğrafı ve son yıllarda başlayan çölleşmenin fotoğrafını ekte gönderiyorum. Bu çevre ve doğa katliamının sorumlusu İvriz Barajı değil; uygulanan su yönetim planıdır. Halen geri dönüş mümkün. Ancak hemen harekete geçilmez ise Ereğli yakında çöl olacak. Bu kötü gidişe son verilmez ise, uzun vadede Ereğli'yi bekleyen diğer tehlike, şimdi tahminen
Önerilerim; DSİ, İvriz Barajı su yönetim planını değiştirmeli ve Ereğli’ ye can suyunu vermeli; Akarsu ve binlerce yıllık, “ark”lar tekrar açılmalı; açma işlemi günümüz teknolojisi ile mümkündür, kısa sürede gerçekleştirilebilir; Ordu, okullar, halk ve TEMA gibi STK ve kuruluşların desteği sağlanarak Torosların yamaçları ağaçlandırılmalıdır. Değerli çevre dostu, “Yeşil Ereğli”nin çöl olmasını önlemek, fotoğraftaki güzelliklere tekrar kavuşmak yönünde çok büyük katkınız olacağına inanıyorum.
Yeşil Ereğli'nin çöl olmaması umuduyla size iyi sağlıklı ve mutlu günler diliyorum.
Saygılarımla, Prof. Dr. Turgut Tüfekçi, turgut.tufekci@yahoo.com”
Yeşil Ereğli’nin efsane yıllarını bütün güzellik ve ihtişamıyla yaşamış, şimdilerde Ankara bozkırlarını kaplayan beton yığınları arasında çile dolduran kadim bir Ereğli’li olarak;, Sevgili ve değerli hemşehrim Prof. Dr. Turgut TÜF’e, bu kutlu mücadelesinde başarılar diler; Bütün Ereğli dostları ile onurlu, sorumlu ve duyarlı yurttaşlarımızı “bu mücadeleye katılmaya” davet ederim.
BİR HATIRLATMA:
Gerçekte ülkemizin ekolojik denge sorunu büyük… Yerine göre çok kritik ve telâfi edilemez boyutlara dayanmış durumda. Eko sistem çekilmekte, çökmekte, iklim değişmekte, onursuz, cahil ve bencil, betonculuğu kalkınma sanan şehir eşkıyaları ve çıkar odaklı yönetim unsurları yüzünden Türkiye, vahim bir doğa felâketiyle karşı karşıya gelmiş bulunmaktadır..
İşte, Konya’nın Ereğli ilçesi de bu kritik yerleşim ve yaşam alanlarından biri..
Ancak önce genel duruma, AB ve dünya ya ‘mukayeseli bir bakışla’ göz atmak gerek.
Dünya’da ‘başka Türkiye yok’ söylemi ne anlama gelmektedir? Bakalım:
“Tüm Avrupa’da 12 bin çeşit bitki türü var. Türkiye’de bu rakam 9000., Dünyada her yıl 16 milyon hektar orman alanı yanmakta. (82 Nijerya kadar) Son 30 yılda dünya orman örtüsünün beşte biri yok oldu. Yetişmiş bir ağaç günde 17 kişinin oksijen ihtiyacını karşılıyor ve
Çünkü bir yıl içinde kullandığımız kâğıt, kartonlar ve yaşamsal ihtiyaçlarımız için 7 adet ağaç tüketmekteyiz. Bir Avrupalı yılda ortalama
Sonuçta eko sistemle barışıklık anlamına gelen ‘çevre koruma’ olgusu, bireysel görev ve sorumlulukla başlayıp, tüm ülke ve arz’ı içine alan‘evrensel’ duyarlığı zorunlu kılmaktadır. İnsan’a düşen görev önce ruhsal, sonra bedensel ve buna paralel çevre temizliğidir. Çevrecilik sadece ‘temiz tutma’ anlamına gelmez. Aynı zamanda ekolojik sistem, denge ve değerleri ‘doğal ortamda’ koruma, kollama, iyileştirme ve geliştirme anlamını taşır. Ki, başta Ereğli olmak üzere, ülkemizde pek çok yörenin sorunu korumasızlık; Yasa dışı edinim, kanunsuz temlik-tasarruf, Soygun-vurgun, rant kaygısı ve imar yolsuzluklarıdır. . Dolayısıyla hemen harekete geçilmez ise Ereğli çok yakında çöl olacaktır. Unutmayın ki başlayan çölleşme ‘acil önlem alınmadığı takdirde’ hızlanarak artacak ve “acil önlem alınmaması halinde” çok geç olacaktır. Artık bekleyecek vakit mi var? Bu kötü gidişe son verilmez ise, uzun vadede Ereğli’yi bekleyen diğer tehlike, şimdi tahminen