Erdoğan, BDP ve Algılama
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ölüm oruçlarıyla ilgili yaptığı açıklamalar, bu toplumun bir kesiminin düşüncesini yansıtıyor.
Ancak aynı zamanda, kamuoyunda bir algılama yaratma operasyonu. Çünkü algı yaratma çalışmasının ardında oyları, iktidarı koruma ve sürdürebilme kaygısı taşıyor.
Beğenir ya da beğenmezsiniz.
Yaptığı her açıklama sonrasında kimilerine ters gelen açıklamalara rağmen iktidarın başka temsilcileri tarafından da Başbakan Erdoğan’ın tam tersi açıklamalar yapılıyor.
O açıklamalar da algı yaratma çalışmaları.
Kamuoyunun tüm kesimlerine yönelik, AK Parti bilinçli ve özenle seçilmiş bir politika yürütüyor.
****
Düşünün, 2011 genel seçimlerinde Başbakan Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun devletin PKK ile görüştüğü iddialarına çok sert yanıt vermişti. Başbakan Erdoğan, ispatlamayanın şerefsiz olduğunu söylemişti.
Sonra devletin PKK ile öyle bir kere değil, çok kereler görüştüğü ortaya çıkmıştı. Hatta, Oslo görüşmelerinin tutanakları yayınlanmıştı.
Muhalefet “şerefsiz” sözünü gündeme getirmesine rağmen kamuoyu algılamasında Erdoğan ile ilgili bir güven sorunu yaşandı mı? Ya da kamuoyu, AK Parti’ye oy verenler arasında bir olumsuzluk yarattı mı? Bu olumsuzluk yansıdı mı?
Ve bugün şerefsiz tartışmalarının, Başbakan Erdoğan’la ilgili kamuoyundaki algılaması olumsuz mu? Yanıtım hayır.
****
O gün seçimler vardı, devletin PKK ile görüştüğü iddiaları o gün ortaya çıksa, Erdoğan tarafından kabul edilse oy kaybedecek olan iktidar, ret etmeyi tercih etmişti. Kamuoyunda, muhalefetin yarattığı algıyı kırmaya yönelik olarak ters bir algılama yaratacak söylem kullandı. ‘Görüşen de, görüştüğünü söyleyen de şerefsizdir’ anlamına gelecek sözler etti.
Seçimler bittikten sonra Oslo görüşmelerinin kamuoyuna sızdırılmasının ardından, ters bir algılama için söylem kullandı. Ve kamuoyu bu söyleme de destek verdi.
Ve bugün aynı şey yapılıyor.
İdam meselesi bilinçli olarak gündeme getiriliyor. Çünkü PKK terörü artınca milyonların algılaması görüşme diyenlere yönelik olumsuzluk çağrışımı yapıyor. AK Parti’nin ve iktidarın kimi aktörleri tarafından görüşme ve ölüm oruçlarıyla ilgili olumlu şeyler söylense de, asıl Erdoğan üzerinden geniş kamuoyu algılaması oluşuyor.
Ama bir taraftan da hem ölüm oruçlarıyla ilgili hem de arka planda görüşmelerle ilgili girişimler yapılıyor. Ve hatta devam ediyor.
****
“Çoğunluğun arzularına uyarak farklı ve yeni şeyler ortaya koymak kesinlikle mümkün değildir” diyen Ali Saydam, algılama yöntemi ile ilgili şunları söylüyor: “Tespit edebildiğimiz 11 temel kuralı vardır: Hedef kitlenin değerleriyle uyum, hedef kitlenin kültürüyle uyum, beklentilerin üzerinde yaklaşım sergilemek, yalın olmak, sonuca odaklanmak, ölçümlemek, gerçeklere dayanmak, tekrar etmek, farklılaşmak, görselliği doğru yönetmek, düşüncelerden çok duygulara hitap etmek…”
Saydam, “….. bir fikrin satın alınabilmesi için hedef kitlelerin ikna edilmesi süreci, gerçeklerden yola çıkmadan yönetilemez. Oysa resmi kullanımda bu süreç her şıkta yönetilmelidir” Türkiye’de bugün olan tam da budur.
****
Ölüm ve açlık grevleri üzerinden Kürt siyasi hareketi, Kürt kamuoyunu diri tutmaya çalışırken, iktidar tarafından da idam üzerinden ve açlık grevleriyle ilgili kimilerinin tüylerini diken edecek açıklamalar yapılarak bizzat Erdoğan üzerinden Türk ve Kürt kamuoyu üzerinde manipülasyon çalışmaları yürütülüyor. Ancak bu çalışmalar da gerçeklikle çelişmiyor. Toplumun büyük çoğunluğunun ruh haline uygun yürütülen bir algı çalışması da ne yazık ki, AK Parti’yi tu kaka yapmıyor.
AK Parti büyük kongresi sonrasında 63 maddelik manifestoda bulunan maddeleri görmeyen Kürt siyasal hareketi de, bugün durduğu yerle AK Parti karşıtlığı üzerinden değişime karşı çıkan güçler aynı safa düşüyor. Ne yazık ki, karşı çıkış BDP’yi ve PKK’yı da zayıflatmıyor. Aksine Kürtler arasında güçlü kılıyor.
Son söz: Nasıl ki, Başbakan Erdoğan kamuoyunda görüşülmediği algılamasını yaratmak için idam ve açlık grevleriyle ilgili iddiaları gündeme getiriyorsa, BDP de görüşmelerin devam edebilmesi için kartları kendi elinde tutabilmek adına ters algılama yaratmaya çalışıyor. Bugün için Kürt siyasal hareketi kendi açısından bir adım önde gibi gözüküyor.