Erdoğan’ın Taktik Hataları
Başbakan ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan’ın karizmasını, hitabet kabiliyetini ve halkla iyi diyalog kurabilme özelliğini bilmeyen yoktur. Bu özellikleri sayesinde Başbakan Erdoğan, miting meydanlarının da rakipsiz fatihi olarak görülmektedir.
Kendisinden sonra gelen muhalefet liderleri göz doldurmamakta ve mütemadiyen aynı sözleri tekrarlayarak Erdoğan’a ve AK Parti’ye saldıran profilleriyle tabanlarının beklentilerini karşılayamamaktadırlar.
Başbakan Erdoğan, geçmiş ve gelecekle ilgili daha canlı misâller ile konuşmalarını doldurabilmekte ve kitleleri sürükleyebilmektedir.
***
Lâkin konuşmalarıyla ve icraatıyla bütün toplumu kucaklamaya çalışan ve bunda büyük ölçüde başarılı olan Erdoğan’ın, seçime yaklaşık üç hafta kala bir durum değerlendirmesi yaparak bazı taktik hatalarından dönmesi ve yeni taktikler geliştirmesi lâzımdır.
Biz bu taktik hatalarını 5 başlık altında inceleyeceğiz:
1. Demirel vurgusu: Başbakan Erdoğan, CHP-Demirel ilişkisini ortaya koymakta ve Demirel’i oldukça sert bir şekilde eleştirmektedir. Çok yıpranmış, 87 yaşındaki eski bir politikacının, kendi politik hayatıyla tezada düşerek CHP’ye taktik vermesi ve ona destek olmaya çalışması, halk kitlelerinin kolay kabullenebileceği bir durum değildir. Bu şekilde CHP’nin kendi seçmeni karşısındaki vaziyeti de zorlaşmaktadır.
Bütün bunlar doğrudur ama Demirel de belli bir yaşın üzerindeki özellikle köylü seçmen bakımından kendine göre bir hatıra değerine sahiptir. Zaten CHP de merkezdeki bazı eski AP/DYP oylarına sempatik görünmeye çalışmaktadır. Bu durumda mağdur konuma düşen Demirel’e karşı acıma duygusu, AK Parti’ye oy kaybettirebilecektir.
2. Kürt politikası: Erdoğan’ın ‘Kürt meselesi bitmiştir. Kürt vatandaşlarımızın sorunları vardır’ tespiti, aslında tamamen doğru bir tespittir. Zaten bir başbakanın veya cumhurbaşkanının ikide bir kendi ülkesinde bir etnik sorun olduğunu ilân etmesi hiç uygun olmamıştır. Ancak, bu tespiti istismar eden PKK/BDP ve bölücü çevreler, Başbakan’ın, Kürt vatandaşlarımızın içinde bulundukları sorunları inkâr ettiğini ve onlara sırtını döndüğünü söylemektedir. Halbuki Başbakan Erdoğan ‘demokratik açılım’dan vazgeçmiş değildir.
Bu itibarla Erdoğan’ın Kürt kardeşlerimizle ilgili sözlerine açıklık getirmesi faydalı olacaktır.
3. MHP tabanına dikkat: AK Parti ile MHP’nin milliyetçi-muhafazakâr tabanı arasında değer hükümleri bakımından benzerlikler vardır. Diğer taraftan, Referandum esnâsında MHP tabanının önemli bir kısmının ‘evet’ oyu kullandığı da bilinmektedir. Bu durumda MHP seçmeninin hassasiyetlerine dikkat edilmesi lâzımdır. Meselâ, ‘bozkurt’ sembolü hakkında aleyhte beyanda bulunmak doğru olmamıştır.
4. Alevi vurgusu: AK Parti, Türkiye’de Aleviler konusuna eğilen ve bu konudaki sorunları çözümlemeye çalışan yegâne siyasi partidir. AK Parti iktidarı sırasında ‘Alevi açılımı’ hazırlanmış ve uygulamaya konulmaya çalışılmıştır. Hâl böyleyken, çok dikkatli şekilde ifade edilse de CHP liderinin Aleviliği üzerinde durmak tepki çekmekte ve mahsus yapıldığı intibaını uyandırmaktadır. Artık bundan da bahsedilmemesi doğru olacaktır.
5. Saldırılara cevap: CHP, MHP ve BDP’nin seçim taktikleri bellidir: AK Parti’ye ve özellikle de Erdoğan’a saldırmak. Bunu yaparken liderler, başta CHP Lideri Kılıçdaroğlu olmak üzere, Başbakan’a alenen hakaretler savurmaktadır. CHP lideri, devamlı olarak asılsız ithamlarda bulunmakta, Başbakan’ın ailesine bile dil uzatmaktadır.
Başbakan Erdoğan’ın bu saldırıları ve iftiraları cevapsız bırakması elbette düşünülemez. Lâkin, Başbakan Erdoğan, Kılıçdaroğlu’nun tuzağına düşmemeli; bu yalanları kesin şekilde cevaplandırdıktan sonra AK Parti’nin icraatlarını ve gelecekte yapacaklarını anlatmaya devam etmelidir. Erdoğan’ın halka anlatacağı çok şey vardır. Konuşmalarının büyük kısmını buna ayırmalıdır.
***
Erdoğan’ın, seçim döneminin sonuna doğru iyice hareketleneceğini, yeni konuşmalarıyla meydanlara hâkim olacağını ve oyunu tırmandırmaya devam edeceğini düşünüyoruz.
BİN ÖĞRENCİNİN KARŞISINA ONBİN TANE ÖĞRENCİ ÇIKARTIRIZ gibi, TÖRENDE AYAĞA KALKMADI O YÜZDEN CEZASINI BULDU O GENERAL demesi gibi, SERVETİNİ TİCARETTEN KAZANDIM DERKEN ÖTE YANDAN BENDE SSK LIYDIM demesi gibi çelişkili sözleri de gözden düşürmüyor mu ?
Mayıs 20th, 2011 at 12:38