content

ikradan-mahyaya-aydinlanma

12 Haz

Erdem Abidesi Rıza Ulucak Amca(m)

Bir yiğit adam,

Bir erdem abidesi,

Bir şefkat timsali, mütevazı ve imanlı insan;

“Adam gibi adam” derler ya

İşte öyle bir adam…

Rıza amcayı yıllar önce ağustos ayının sıcak bir akşamında tanımıştım. Ankara’ya bir iş için gitmiş ve kendileriyle görüşmem istenmişti.

Gittiğimiz hiçbir yerde görmediğimiz ilgi ve alaka ile karşıladı bizi Rıza amca. Ankara’nın oldukça sakin bir evinde misafir etmişti bizi. Sorunumuzu büyük bir dikkatle dinledi. Konuşmamın sonunda anlattıklarımı teker teker tekrarladı. Elinden geleni yapacağını söyledi ve endişe etmememiz gerektiğini vurguladı.

Ona sayın başkanım diye hitab etmemiz gerektiğini biliyordum. Ancak sohbet esnasında kendime o kadar yakın hissetmiştim ki Rıza beyi, amca diye hitab etmekten kendimi alamamanın sıkıntısını yaşıyorken;

evet, bana amca demen çok hoşuma gitti” deyip hem beni rahatlattı ve hem de o günden sonra her zaman amca(m) gibi kaldı.

İnsanların hak ve hukukuna riayeti sohbet esnasında hazırda olmayanların hukukunu korurken göstermiş olduğu hassasiyetinden anlaşılıyordu.

“Aman ha! Hakkı teslim edelim derken başkalarına haksızlık yapmayalım” diye sık sık uyarması hak gaspının ne kadar tehlikeli olduğunu öğretiyordu.

Sonraları her ne zaman Ankara’ya yolumuz düştüyse onu ziyaret edemeden dönemiyorduk. Her ziyaretimizde göstermiş olduğu yakınlık, içtenlik ve ilgisi bizi mahcup edecek boyuttaydı.

“Dostlukların ‘aziz dostluk’lara nasıl dönüşeceğini, yolda dökülenleri nasıl tespit etmemiz gerektiğini” çok veciz ve isabetli bir şekilde anlatıyordu. Bu insanlığa katkı olacak olan kutlu yolun uzun, meşakkatli, risklerle dolu, fedakârlık istediğini beynimize kazıyordu Rıza amca(m).

Rıza amca(m) bize “insan olma”, erdemden, erdemlilik uğruna mücadele ederken hangi yol kazalarının olabileceğini uzun uzun anlatır ve bizi mest edecek şekilde dinletirdi. Çok şey öğrendim Rıza amca(m)dan.

En son ziyaretimde isteği üzerine Kürt Sorununu anlatmıştım. “Senden Filistin ve İsrail ile ilgili duymak istediklerim var” demişti. Pür dikkat dinlemesi, yorulacak kadar çaba göstermesi üzerine “sizi daha fazla yormayayım” dedim. Bunun üzerine;

“ O nasıl söz? Sizler kardeşlik bağlarını güçlendirmek için bu kadar uğraşıyorken bizler birazcık dinleyerek yorulmuşsak çok mu” dedikten sonra;

“İnanın akan her damla kanın benden bir parça alıp götürdüğünü ruhumun derinliklerinden hissediyorum” deyip derin bir ah çekmişti. İsrail ile ilgili olarak “inanılmaz bir azim var sende, inşallah Filistin bağımsızlığına kavuşacaktır” demişti. Ayrılırken;

Allah sizi sevsin, sevdirsin, sevindirsin, korusun ve muvaffak eylesin demem üzerine uzunca bir sarıldıktan sonra;

“Bu denli güzel bir duayı ilk kez alıyorum, ne güzel bir dua” deyip alnımdan öpmüştü. Ne hikmetse hakkınızı helal edin demişti. Oysa yoran biz, yorulan kendileriydi. Ne hakkı diyecektim ki;

“Sizlerle daha fazla ilgilenemedik, ola ki gözden bir şeyler kaçırmışızdır” dedi.

Sonraları duydum ki kendi günahlarını temizlemek isteyenler onun hüsnü niyetinden istifade ederek -tutmaz ya- bir kara çalıp kurtulmak istemişler. O kul hakkının en son bile ihlal edilmemesi gerektiğini şiar edinmiş bir şahsiyet olarak buna dayanabilir miydi?

Onun hak ve adalet dolu yüreği bu haksızlığı kaldırabilir miydi?

O ki “sivrisineğin de hakkı bizden sorulur” diyecek kadar hakperest iken “kul malına tamah” lekesini kaldırabilir miydi?

Rıza amca;
eğer kaldırabilseydi yüreğin o güne kadar bildiğim ne kadar güzel hasletin varsa hepsini gözden geçirirdim. Ben-biz kaldıracağımız bu iftiraları sana çok görürdük. Aklın ve vicdanın kaldıramazdı ve kaldırmadı;

“Eyvallah yürek” dedin, “ben sana tabiyim” deyip “yüreğinin götürdüğü akibete” yol aldın.

Alnın ak, yüzün pak ve başın dik (olsun) Rıza amca(m). Güneş balçıkla sıvanmaz. Biz senin dürüstlük şahitleriniz, biz sana kefil olma hadsizliğinde bulunamayız ama amellerinin içtenliğine ve karşılıksızlığına şahidiz.

Seni felçli olarak yataklara mahkûm edenlerden de ruz-i mahşerde davacıyız.

Yerin yüreğimizin en müstesna köşesidir.

Geride bıraktığın, yolunun yolcuları ile iftihar edebilirsin. “Huma kuşların" yükseklerden seni söyleyecek, seni çığıracak ve seni daima çağlayacak; gururla, övünerek. Biz de ona eşlik edeceğiz.

Ankara’ya gelip seni görememek bahtsızlığını yaşayan bir kardeşiniz olarak çok ama çok üzgünüm. Söz, bir daha ki sefere…

Sen diyordun ya;

“Ümitsizlik basitliktir” diye, eyvallah... Asla yok umutsuzluk ve olmayacak da…

Ellerinden öpüyorum, Rıza ULUCAK amca(m).

Etiketler : , , , , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

4 Kere Cevaplanmış to “Erdem Abidesi Rıza Ulucak Amca(m)”

  1. 1
    Zehra Ulucak Says:

    Saygıdeğer Ahmet Bey,

    Öncelikle bu yazınızda büyükbabam olan Rıza Ulucak'a yer verme hassasiyeti gösterdiğiniz için size minnettarım. Yüreğinize sağlık...

    Sizin de belirttiğiniz gibi Büyükbabam;örneğine çok az rastlanan fazilette, Hak aşığı, adalet sahibi, İslam'ı Kul hakkını gözeterek yaşayan ve İslam'ın tebliğ edilmesi hususunda da insanlara karşı son derece zarif bir üslupla yaklaşan muhterem bir
    Zat'tı(r).

    Dünya imtihan yeridir ve Büyükbabam da ilerleyen yaşında düzmece bir suçlamanın kurbanı olup,şiddetli üzüntü ve kahrından hasta olmuştur. Kul hakkını namusu ve şerefi gibi bilen bir adamın en hassas yerinden imtihan olması da kaderin bir cilvesi olsa gerek.

    O'nu tanıyan herkes; zannı altında kaldığı suçlamın
    çirkinliğinin ve haksızlığının zaten farkındadır. Mühim olan Huzur-u Mahşer'de Allah'a verilecek hesaptır ve ben tüm kalbimle sizin gibi inanıyorum ki; Bi İznillah, Büyükbabamın hesabı çok kolay olacak ve Allah O'na uzun ömür versin ama Emr-i Hak vaki olduğunda da yüz akıyla göçecektir inş.

    Ankara'ya geldiğinizde arama fırsatınız olursa sizi kendisiyle görüştürmek arzusundayım hala...

    Bu güzel makaleniz için, bütün ailemin nezdinde sizlere teşekkür ederim Ahmet Bey

    Saygı ve Hürmetlerimi Arz ederim

  2. 2
    Ahmet AY Says:

    Saygıdeğer Zehra Hanım,
    Belirtmem gerekir ki Rıza Amca'yı yazmak haddim değil. Zira hakikaten bir erdem abidesi olan Sayın Rıza ULUCAK Beyefendi Türkiye siyasetinin en onurlu, en emin, en dürüst simalarının önde geleni. Bunu kendilerini tanıyan herkesten duymuşumdur. Ben sadece bir kısa yazı konusu yapıp acizane duygularımı ifade ettim. İnanın abartısız söylüyorum;
    Sayın Rıza ULUCAK Amca dürüst siyaset yapmak isteyenler için "model şahsiyettir."
    Ne mutlu bana ki onu tanıdım ve ne mutlu bana ki (el öpme de cimri olana ben) onun ellerini öpmüş biriyim.
    Bu ERDEMLİ DURUŞU bütün sağlığını etkiledi. Biz onunla ne kadar övünsek, siz de onun torunu olduğunuz için ne kadar övünseniz değer.
    Ankaraya geldiğimde kendilerini ziyaret edip ellerini öpmak için ilk işim sizi aramak olacak.
    Selam ve saygılarımla.

  3. 3
    AYŞENUR ULUCAK Says:

    Saygıdeğer Ahmet Bey,
    Bugün tesadüfen arama çubuğunda görüp okuduğum ve gerek mail gerekse facebook yoluyla paylaştığım yazınız için ailem ve kendim adına teşekkür etmeyi borç bilirim. Bir üçüncü gözle yazdıklarınızla her ne kadar okurken gözyaşlarımız sel olsa da bizleri ne kadar mutlu ettiğinizi anlatacak kelime bulmakta gerçekten zorlanıyorum. Fazla söze gerek yok. Babamı tanıyan herkes, onun nasıl bir kimlik, nasıl bir kişilik olduğunu çok çok iyi bilir. O'nu çok iyi tanıyan çok farklı kişilerden, "Kendimden şüphe ederim O'ndan asla" sözlerini kaç kez işittiğimi bilemiyorum. Karıncayı bile incitmeyecek hassasiyete sahip iken, O'nu, böylesine incitenler ve adeta yaşarken öldürenler elbette hakettiklerine sahip olacaklardır. Bu meyanda, yeğenim Zehra'nın tüm sözlerinin altına imza atıyorum.
    Bu vesileyle sizi tanımaktan da memnuniyetimi ifade etmeme müsaadenizi rica ediyor, sizi Allah'a emanet ediyorum. Saygılarımla, Ayşenur Ulucak

  4. 4
    Ahmet AY Says:

    Muhterem Ayşenur Hanımefendi;
    Sizler onurlu bir babanın evladı olarak dek ve dolapçıların o mümtaz kişilik ve örnek insana reva gördüklerini ruz-i mahşere bırakın. Ve;
    Sizlerden istirhamım o ERDEM ABİDESİ" insanı emin, dürüst ve hakkaniyetten ayrılmayan yaşamını kimseye anlatmak zorunda olmadığınızı unutmamanızdır. Bütün hücrelerimle şahitlik ediyorum ki Muhterem Rıza amcamız ile ilgili farklı siyasi düşüncede olanlar bile onun ne kadar onurlu, şşerefli, haysiyetli olduğunu defaatle ile getirmişlerdir.
    Ne mutlu size ki onuru için sağlığından olacak kadar ahlakıyla örnek bir babanın evladısınız.
    Sizleri hiç tanımıyorum ama sizi kendime o kadar yakın his ediyorum ki sormayın. Çünkü dost-düşman herkesin o emsali ender bulunan zatın "imanı ve erdemi" öncelediğine şahitlik edeceği bir babanın evladısınız.
    Selam, saygı ve muhabetlerimle.
    Ahmet AY



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank