Emperyalizmin Verdikleri İle Düşünmek
Emperyalizmden doğrudan nemalananlara söyleyecek sözümüz yok. İhanetlerinin ücretini almaya devam edecekler.
Sözümüz, Batıdan parasal olarak beslenmeyen, ancak, emperyalizmin verdikleri(bilgi, görgü) ile düşünenleredir.
Bakan hayati Yazıcı, Özal alışırlar demişti, alışacaklar demiş.
Neye alışacağız? AB-D emperyalizminin köleliğine alışacağız.
Onların verdikleri ile düşünmeye devam edersek, onların menfaatlerini kendimizin menfaati gibi görürüz.
Peki, onlar gibi düşünmemek için ne yapmak gerek?
Çok basit! Emperyalizmin varlığını hissetmek, yapıp ettiklerine, bu bir emperyal olgu mu, yoksa olması gereken mi diye bakılmalıdır.
Emperyalizmi görmeden, dünyayı ve Türkiye’yi görmek olası değildir. Aksi takdirde kendimizi entelektüel sanıp, hatta solcu sanıp atıp tutar, mangalda kül bırakmayız.
Düşmanın yapıp ettiklerini doğru gibi algılamak, doğruyu düşünememe demektir.
Bu nasıl başlar? Önce emperyalizm sözcüğünü korkmadan söylemek ile başlar. Emperyalizme emperyalizm diyemeyenler,emperyalizmi uluslar arası ilişki sananlar, işi başından kavrayamayanlardır. Veya iyi emperyalizm, kötü emperyalizm olur sananlardır. Ya da Amerika’nın bir zamanlar, komünizmi sınıflandırırken, süper komünizm kavramını icat ettiği gibi…
Peki, emperyalizm sadece düşüncede kavranarak öğrenilen bir şey midir.
Hayır.
Yaşayarak öğrenilendir de…
Emperyalizm 1950-60’lı yıllarda, bizden istediği, sadece komünizme karşı olmamız ve onunla mücadele etmemizdi.
Şimdi ise bizden istediği, müttefiklik falan değil. Teslim olmamızdır. Köleliktir.
Yoksa altmış yıldır, Türk hükümetleri ve kurumlarımız AB-D’ye hizmet ede geldiler. Şimdi istenen ise sadece teslimiyet değil, onların kölesi olmamızdır.
Onlar için savaşmak, onlar için ülkeyi parçalamak, onlar için Rusya ve Türkî cumhuriyetlerle ilişki kurmak. Onlar için olması gereken her şey olmak.
Yani Türk ulusunun kendine ait bir varlığı olmasın demektir.
Şimdi Anayasayı değiştirmek isteyenlerin, ileride belediye başkanlarını değiştirmek isteyip istemeyeceğinin teminatı yoktur. Eğer Anayasa onların istediği gibi değişirse, AB hukuku Türk hukukunun üzerinde olacaktır. Çünkü hukuk dediğiniz şey AB’nin verdiği talimatlar olacaktır.
Her dayatma bir dayanışmayı yaratır. Her olayda saflar yeniden belirlenir. Eskiden onların yanında olanlar, şimdi onlara karşı, eskiden bizden olanların onlara katılması mücadelenin karakterindendir.
Her olayda, mesela, son anayasa değişikliği dayatmasında, saflar yeniden belirlenecektir. Onların içinden de emperyalizmin dayatmalarına hayır diyenler çıkacaktır. Tıpkı Bir Mart teskeresinde olduğu gibi.
Bozula düzele bu mücadele bir yoluna girecektir.
Sonunda herkes emperyalizme emperyalizm diyecektir.