Emekli Zam, SGK Açık Derdinde
Bu aralar SGK’nın başı emeklilerle dertte. Emekliler hem maaşlarından yapılan dernek kesintileri ve hem de emekli maaşlarının intibak ettirilmesine ilişkin talepleriyle, henüz SGK’yı el yordamıyla tanımaya çalışan Emin Zararsız’ı bunalttılar.
Gelin SGK’nın, emeklilerin ve emekli derneklerinin gözünden mevcut durumu analiz edelim.
Emekli cephesinde
neler oluyor
İşçi emeklisi Mehmet bey geçinemiyor, “emekli maaşına zam” istiyor. Telefon, elektrik, su, doğalgaz, apartman aidatı, çocuğun kurs-dershane, mutfak parası derken maaş eriyip gidiyor.
Esnaf emeklisi Hüseyin bey de geçinemiyor. O da “emekli maaşına zam” istiyor. Onun işçi emeklisi Mehmet beyin harcamalarından başka bir de üniversitede okuttuğu çocuğu var, onun okul masrafları da bütçeyi daha da zorluyor.
Memur emeklisi Ayşe hanım da geçinemiyor. O da “emekli maaşına zam” istiyor. Üstüne üstlük bir de kira gideri var Ayşe hanımın.
Emek verip, yıllarını geçirenler Devletten insan onuruna yakışır bir maaş bekliyor. Farklı tarihlerde emekli olanların farklı maaş almasının haksızlığı da cabası..
Alman’ın, İsveçli’nin, Fransız’ın, Avusturyalı’nın, Japon’un emeklisi o memleket senin, bu memleket benim köşe bucak gezerken, bizim emekli semtinden kafasını çıkartamıyor.
Üstüne üstlük bir de kuş kadar maaştan emekli derneklerinin yaptıkları insafsız kesinti de emeklinin bütçesinde küçük bir delik daha açıyor.
Emeklilerin her gazete haberinde, her TV programında gözü kulağı SGK’dan gelecek zam haberinde.. Hele falan filan emeklinin dava açıp emekli maaşının iki katına, en düşük maaşın da 1200 TL olması talebi yok mu, işte bu tür haberler emeklilerin keyfini getiriyor.
SGK cephesi
SGK cephesinden baktığımızda ise durum farklı görünüyor.
Emekli Hamdi bey 39 yaşında emekli olmuş. 31 yıldır emekli maaşı alıyor.
SSK emeklisi Ayten hanım 33 yaşında emekli olmuş, 35 yıldır emekli maaşı alıyor.
Memur emeklisi Faruk bey 43 yaşında emekli olmuş, 20 yıldır emekli maaşı alıyor.
Avrupalı 65 yaşında emekli olup, gerçek ücreti üzerinden prim ödediği için emekli aylığı ile rahatça geçiniyor. Oysa bizde öyle mi? Beş yıldızlı otelin genel müdürü de, fabrika müdürü de, garson da, sekreter de, mühendiste asgari ücretten sigorta primi ödüyor. Ülkenin yarısı asgari ücretle çalışıyor.
Her 10 çalışandan en az 4’ü sigortasız çalışıyor. Emeklilere intibak çıkar mı? Çıksa nasıl kalkacaklar bunun altından? 8 Milyar maliyeti nasıl ödeyecekler?
Kurum yöneticileri topladıkları primlerle emekli aylığını ödüyor. Çoğu zaman ya bankalardan ya da hazineden borç alıp yapıyorlar ödemelerini. Peki, Ali’nin külahını Veli’ye, Veli’nin külahını ise Ali’ye daha ne kadar giydirecekler belli değil.
Emekli derneği cephesi
Emeklilerin hakkını savunmak için var gücümüzle çalışıyoruz.
Emeklilerin ucuz kömür alması için anlaşmalar yapıyoruz.
Emeklilere dinlenme yerleri sağlayıp, ucuz tatil imkanı veriyoruz. Burs ve yardımlar yapıyoruz. Bir yılda topu topu 15-18 TL aidat alırken bir yıllık indirimli kömür yardımı ile 100 TL tasarruf yaptırıyoruz. Bu arada bazı emekli dernekleri diğerlerine fark etmek için en düşük emekli maaşının 1.200 TL olmasını istiyor, malum herkes duymak istediğini kim söylerse, onu sever.
Cep delik, ama
alnımız dik
Her gün yeni bir açıklama ile emeklilerin kafaları karışıyor. Kimisi en az 1200 TL maaş almak için dava açmayı düşünüyor, kimi birileri uğraşsa ben de yararlansam ne güzel olur diyor.
Bazı emekliler de, ne verdik ki ne isteyelim, kimisi de geçinemiyorum devlet bize baksın diyor.
Ben mi? Ben de emeklilerin vicdanıyla cüzdanı arasındaki muhasebesini ilgiyle izliyorum. Asgari ücretle çalışanın 576 lira aldığı bir memlekette, asgari ücretle prim ödeyene 1200 TL emekli maaşı ancak Türkiye’de ödenir. Ödenir mi, ödenir.
Kimse de ben ne ödedim ki, ne istiyorum demez. Neden desin ki?