Ellerindeki Sıcaklığı Hissediyorum
Dışarısı buz gibi felaket bir yağmur vardı. Muhakkak gitmeliyim diye düşündü içinden. Yoksa içi rahat etmeyecekti. Üzerine bir şeyler giyinip dışarı çıktı. İliklerine kadar işlemişti soğuk. Bir kaç adımda bile her tarafı ıslanmıştı. Koşar adımlarla yolda yürümeye başladı.
Sudan çıkan balığa dönmüştü…
Nihayet gelmişti. Paçalarından, saçlarından sular sızıyordu. Zile bastı hemen, bir iki dakikaya kalmadan kapı açılmıştı. Sıcak gülümseyen bir yüz,
— Of canım çok ıslanmışsın hemen içeri gel, dedi
Ne güzel sıcak bir selam, sıcak bir gülümseme. Dünyalar değer diye geçirdi içinden. Arkadaşını çok seviyordu. Böyle sıcak bir tebessüm bulamam deyip yanaklarına kocaman bir öpücük kondurdu arkadaşının.
Bütün o rezilliği unutmuştu. Nelere kadirdi şu sıcak yürekler…
Odaya girdiğinde gözlerini tavana dikmiş öylece yatıyordu Meryem Hanım Teyze. Düşüncelere dalmıştı.
Zeynep’in
—Merhaba teyzeciğim, demesiyle
Birden irkilip yüzünü kapıya doğru çevirdi. Yüzünde bir gülümseme belirip, düşüncelerini unuttu birden.
—Hoş geldin kızım,
Zeynep, hemen ellerine sarıldı Meryem Hanım Teyzenin. Sıkıca tutup, öptükten sonra başına kondurdu.
Meryem Hanım bırakmak istemezcesine sıkıca tutuyordu Zeynep’in ellerinden. Hatır soruldu, sohbete geçildi.
Bir süre, muhabbetten sonra; Meryem Hanım mutlu bir şekilde Zeynep’in gözlerinin içine baktı,
—Ellerinde ki sıcaklığı hissediyorum, dedi
Gözleri parlıyordu. Sanki dünyaları bağışlamışlardı ona.
Birkaç aydan beri sol tarafını hissetmeyen Meryem Hanım Teyzenin garip mutluluğu gözlerinde okunuyordu.
Zeynep’ de bu duruma, hüzünle karışık sevinç yaşadı. Daha da sıkıca tuttu ellerinden Meryem Hanım Teyzenin. Avuçlarıyla ona sevgisini verdi. İkisi de mutlulardı.
Gitme zamanı gelmişti artık. Zeynep, Meryem Hanım Teyzenin ellerinden öperek müsaade isteyip kalktı. Yolda yürürken binlerce şey kafasında dönüyordu.
Buraya gelmeden önce yağmuru, çamuru, soğuğu sorun ederken bunun çok yersiz ve saçma olduğunu düşünüyordu artık.
İnsanın sevdiklerine sarılınca sıcaklığını hissetmenin dünyalara değer olduğunu o gün öğrenmiş olmuştu.
Hissetmek sadece onun için mi önemliydi? Hepimiz için çok önemliydi. Yaşamın tadı tuzuydu.
Biraz sonra gidip annesine sıkıca sarılacaktı. Ellerini öpecekti doya, doya. Koklayaraktan. Sonra kafasını annesinin kalbi üzerine koyup kalp atışlarını dinleyecekti.
Lütfen sevdiklerimizi ihmal etmeyelim.Onlara sıkı, sıkı sarılalım.Ellerini tutalım,sıcaklıklarını hissedelim,kalp atışlarını dinleyelim onlara sevdiğimizi söyleyelim.
Ayşe AKDOĞAN/07.08.2010/Mersin
Eline sağlık Ayşe Hanım, bu pınardan daha çok öyküler akacak.
Ağustos 10th, 2010 at 20:29Tebrik eder aramıza hoş geldin temennilerimizi bütün dostların yüreklerini temsilen iletiyorum.