Eleştirmedi Kendini Anlattı
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin geçmiş yıllardaki bir genel kurulunda azmetmiş ve CHP’nin eski genel başkanı Deniz Baykal’ın iki saati aşkın konuşmasını büyük bir sabırla dinlemiştim.Genel kurul salonundan, TOBB Başkani Rifat Hisarcıklıoğlu, birkaç işadamıyla ben salondan çıkmadan derviş sabrı göstermiştik!
O uzun konuşmanın neredeyse tamamında Baykal, AKP’nin politikalarını eleştirdi.
Konuşma bittiğinde aklımdaki soru şuydu; eleştirmek başarılı, ancak CHP’nin kendi ekonomik stratejisi ne olacak?
Aradan dört ya da beş yıl geçti.
CHP’nin genel başkan koltuğunda bugün Kemal Kılıçdaroğlu oturuyor, dinleyiciler yine işdünyası.
Genel seçimlere yaklaşık yedi ay var ve çiçeği burnunda genel başkanın siyasi söylemleri belirgin ama ekonomi politikalarına bakışı henüz yeterince net değil...
* * *
Kılıçdaroğlu, Ege Bölgesi Sanayi Odası’nın konuğu.
Belli ki bir iktidar alternatifinin ekonomi politikalarını kentin işdünyası da merak ediyor. EBSO üyelerinin yanı sıra, kentin önde gelen deneyimli sanayicilerinden bazıları da orada.
Öncelikle Kılıçdaroğlu, konuşmasını kısa tutuyor. 1 saatlik konuşmasında birçok konuya genel hatlarıyla değiniyor.
Kılıçdaroğlu’nun getirdiği fark şu, CHP’de; “İktidarı eleştirmek politikası sınırlı tutulurken, biz iktidara gelince şunları yapacağız” söylemi artık kendini gösteriyor.
Gördük ki; CHP artık kendi politikalarından söz edebiliyor.
Asgari ücretten alınan verginin 100 TL’ye indirileceği,
Aşırı değerli TL politikasının yumuşatılacağı,
İstihdam üzerindeki yüklerin azaltılacağı,
SGK primlerindeki gecikme faizi yükünün düşürüleceği,
Organize Sanayi Bölgeleri’ne yatılı teknik okulların açılacağı,
Teşvik politikasının yeniden ve sektörel olarak değiştirileceği,
Uluslararası enerji anlaşmalarının gözden geçirileceği ve enerji yatırımlarının artacağı vaadleri Kılıçdaroğlu’nun dile getirdiği somut değişim örnekleriydi.
* * *
Genel Başkan’ın sık sık “2020 politikaları yetmez, 2050 politikalarımızı hazır edeceğiz. Uzun planlamalar yapacağız. Her sorunu masaya yatırdık, planlamalarını yapıyoruz” sözleri zaman zaman ortamı soğutsa da “Koca statüko” bir anda kırılacak değil ya’ diye düşünüyor insan...
Kılıçdaroğlu, bu yönüyle iktidara oynayan bir liderden daha çok Devlet Planlama Teşkilatı’nın Başkanı gibiydi. Ancak Kılıçdaroğlu, sanayicilere asıl bekledikleri mesajları, altını kalın çizerek vermeyi de ihmal etmedi. Bana göre öncelikli ana mesaj şu oldu:
“Devletçiliği, hür teşebbüsün önünde görmüyoruz. Sanayi stratejisini yeniden oluşturacak, Cumhuriyet hamlelerini yeniden başlatacak ve işinizi kolaylaştıracağız. Hiçbir statükoya izin vermeyeceğiz”
* * *
Sanayi dünyasının sıkıntılarnı ise daha çok EBSO Meclis Başkanı Mehmet Tiryaki ile Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar dile getirdi. Hatta Tiryaki’nin “ithalata dayalı montaj üssü olduk” serzenişini not alan Kılıçdaroğlu, “ülkede sanayici feryat ediyor, durum bu kadar vahim” diyebildi.
İzmir ve Ege’de sanayi yapısı İstanbul’dan farklıdır. Türkiye’nin ithalata ve sıcak paraya dayalı büyeme modeline kendisini ne İstanbul kadar uyarlayabilmiş ne de iktidara yakın Anadolu kentlerinin ayrıcalığına kavuşabilmiştir.
Cumhuriyet döneminin simgelerinden üreterek büyümek, Egeliler için mazide kalan nostaljik bir duygu değildir.
Bu açılardan Kılıçdaroğlu’nun sözleri, Egeli sanayicilere ferahlatıcı geldi.
Kılıçdaroğlu kendini, felsefesini anlatabildi.
Ancak hedeflediği stratejik değişimi henüz yeni kurduğu, renkli ama ekonomide pek de yetkin olmayan kadrosuyla değiştirebileceğine inandırabilecek mi?
Elbette onu zaman gösterecek.