Ekşi’lik Te Bir Yere Kadar…
Oktay EKŞİ... Hürriyet Yazarı... 28 Ekim 2010 talihsiz yazısı ve 30 Ekim 2010 İstifası... Evet EKŞİ'nin Başbakan ERDOĞAN hakkında ki sondan bir önceki yazısında EKŞİ "Az Demişiz!" diyerek gerçekten EKŞİLİĞİN tadını-tuzunu kaçırdı!
29 Ekim 2010'da ''Ayarı Kaçırmışız'' başlıklı son yazısıyla da ''Üzdüklerimden özür dilerim'' diyerek hatayı telafi etmeye, EKŞİLİĞE şeker sıkarak tatlandırmaya çalışsa da yaptığı GAF asla ve asla kabul edilemez.
Beğeniriz veya beğenmeyiz. Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı'na ya da Bakanlarına, "analarını satan zihniyet" deme hakkını asla vermez! Kaldı ki demokratik kurallar içerisinde hükümet olunmuş, ikinci kez halk tarafından onaylanmış, üçüncü kez de tescillenecek bir durumda olan hükümetin başına, Başbakanına bu cümlenin sarf edilmesi kabul edilemez... Bu nasıl bir zihniyettir? Bu nasıl bir densizliktir? Bu nasıl bir AHLAKSIZKLIKTIR böyle ki "Analarını satan zihniyet" denebiliyor!
Siz bu cümleyi; sabahtan akşama kadar birbirine küfreden, yedikleri içtikleri ve de her türlü haltı birlikte işledikleri, namus, ar, iffet değerlerini tanımayan iki samimi kişi arasında bile duymanız mümkün değil iken, bir gazeteci sıfatıyla T.C.Başbakanı'na söylenmesini kabul edecek bir tek İNSAN çıkar mı? Bir tek insan bu sözü onaylar mı? Onaylayanın AKLINDAN şüphe duyulmaz mı? Zihniyeti yargılanmaz mı?
Bir gün sonra kaleme alınan yazıda ise "Efendim; ''Ayarı Kaçırmışız'' diyerek ''Üzdüklerimden özür dilerim'' demekle hata telafi edilir mi bilemem!. Edilmemiş olmalı ki Hürriyet Gazetesi'nden istifa ettirildi ve 100 bin liralık tazminat davası açıldı!
Evet bu hatayı ilçemiz gazetelerinin düşük tirajındaki bir gazetede yapmıyorsunuz! Dikkatinizi çekerim, Türkiye geneline dağıtım yapan, internet aracılığıyla Dünya'ya açılan, haber olan ve köklü bir gazetede, tabiri caizse marka bir isim (Oktay EKŞİ) olarak yapıyorsanız, hatanın telafisi o kadar basit değil, olmamalı da.
Sözün Özü!
Ben EKŞİ'yi kınıyorum. Terbiyesizliğin alasını yapmıştır. Haddini fazlasıyla aşmıştır. Bizim meslekte de sanırım hiç kimse bu cümleye ne alkış tutacaktır, ne de sözü onaylayacaktır...
Nasıl ki; "Keskin sirke küpüne zarar" ise, "keskin EKŞİ" de sirkenin küpüne verdiği zararın fazlasını verecektir. Vermiştir de.
Bu arada Taksim Meydanı'nı kana bulayan, görevi; biz vatandaşlarını can ve mal güvenliğini, asayişi sağlamak olan POLİSİMİZE yapılan kalleşçe saldırıyı, TERÖRÜ, olayın azmettiricilerini de kınıyorum.
Vicdanlı bir yazıydı; hassasiyetinize sağlık!
Kasım 2nd, 2010 at 11:05