Ekonomiyi Bilmek Gerek (II)…
Türk ekonomisi gerçek anlamda, bir çöküntü içindedir. İç ve dış itibar, hızla değer kaybetmektedir. Dış ticaret açığı 100 milyar dolara ulaşmıştır. İşsizlik moral bozucu boyutlardadır. Yatırımlar durmuştur. Ülke, borsa-faiz-kur kıskacına mahkum edilmiştir. Üretime değil, tamamen ithalata ve tüketime yönelik politikalar tercih edilmiştir.
Ancak, iktidarın (ki “iktidar denilince tek kişi yönetimi akla gelmektedir. Tüm yetkiler Başbakan’ın elinde toplanmıştır) bu durum umurunda değildir.
Sadece, 30 Mart’tan sonra yapacakları kıyımları, zulümleri, intikam operasyonlarını planlamaktadırlar. Hayali düşmanlık senaryoları üretmektedirler. Neticede Türkiye varlık içinde yokluk çekmektedir. Zenginliklerini israf etmektedir. Niçin? Ar – Ge’ye önem verilmediği için. İleri teknoloji göz ardı edildiği için. Şöyle ki;
1-Kişi başına düşen Ar – Ge araştırması, Türkiye’de 166, Almanya’da bin 136, Güney Kore’de bin 203 dolardır.
2-Bunun sonucu olarak, ihracat içindeki ileri teknoloji ürünleri payı, Türkiye’de yüzde 4.8, ABD’de yüzde 48, Güney Kore’de yüzde 41, Çin’de yüzde 39, Almanya’da yüzde 32’dir.
Yani 150 milyar dolarlık ihracatımızın sadece 6 milyar doları ileri teknoloji ürünüdür. Halbuki sadece 2013 yılında telefon ithalatına ödenen tutar 5 milyar dolardır. 2014 yılında TCDD’nin hızlı tren için yapacağı tek bir ihalede yurtdışına ödenecek para 6 milyar TL’dir. THY’nin gelecek yıllar için verdiği uçak siparişlerinin liste fiyatı 39 milyar dolardır.
Elbette, bu tablo ile 100 milyar dolar açık veririz. Devamlı borçlanırız. Dış mihrakların emri altına gireriz. Zira, düşük ve orta teknoloji ile üretilen tekstil, demir çelik, tarım ürünleri vs. ile bu açığı kapatamayız. Bunu ancak ileri teknoloji ürünleri ile dengeleyebiliriz.
3-Mesela dünya “bor rezervinin” yüzde 72’sine sahibiz. Ancak 2012 yılında 1 milyon 830 bin ton, bor hammaddesini, tonu 450 dolardan ihraç ettik ve 820 milyon dolar kazandık.
a) Gediz Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Turan Batar’ın açıklamalarına göre; borun hammadde olarak, tüm dünyadaki toplam cirosu 1,5 Milyar Dolardır bor katkılı ürünlerin cirosu ise 100 milyar dolardır.
b) Mesela; hammadde olarak kilogram değeri 1 TL / gübre halinde 2TL / çelik endüstrisinde kullanılan ferrobor olunca 120 TL / ( Yüzey sertleştirmede kullanılan 'toz bor-karbür' ve ya seramik endüstrisinde kullanılan) 'toz bornitrür halinde 150 TL / saf bor olunca da bin TL'nin üzerindedir.
c) Bizim tüm bor ihtiyacımız 820 milyon dolar iken; bordan cam elyafı / fiber optik kablo / fiber glas vb. üretimleri yapan bir ABD firması, 6 milyar dolar ciro yapmaktadır.
d) Bugün 200'den fazla bor türevi, 450'ye yakın sanayi dalında kullanılmaktadır.
e) Türkiye'nin bor ile ilgili ciddi bir stratejisi ve Ar-Ge çalışması yoktur. Güya 2004 yılında "Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü" kurulmuştur.
-Burada çalışan araştırmacı sayısı sadece 13'tür.
-Bugüne kadar özel ve kamu kurumları ile birlikte 125 proje tamamlanmıştır ve 53 proje devam etmektedir.
-Ciddi bir Ar-Ge faaliyeti yoktur. Sadece konu ile ilgili araştırmalar yapan üniversite ve kurumlara mali destek sağlanmaktadır.
-Tamamlanan projelerin yüzde 90'dan fazlasının endüstriyel üretimle ilgisi yoktur. Akademik çalışmalardır. Sadece arşivleri doldurmaktadır.
-Özel sektörle birlikte üretilen ticari bir ürünü ortaya çıkaran patent alınan proje sayısı sadece 3-4 adettir.
Yani zaman ve kaynaklar doğru kullanılmamaktadır. Cenab-ı Hak'kın lütfettiği bir büyük imkan/hazine değerlendirilmemektedir. Katma değeri yüksek bor ürünleri üretilmemekte; yüksek teknoloji geliştirilmemektedir. Yandaşları zengin etmede gösterilen gayret ve beceri burada gösterilmemektedir.
Sevgili halkım; ülkemize yazık oluyor...