content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

17 Eki

Ekonomik Zorluk Kadınları Vuruyor

“İki çocuk  yetmez, en az üç olmalı”

“Suriye halkı demokratik bir düzlemde yaşamalı, gerekirse komşuya da girer, demokrasi dersi veririz…” “Dünya ekonomik bir sarsıntı yaşıyor ama Türkiye yine kurtulmayı bilecek kriz teğet geçecektir, bize bir şey olmaz siz harcamaya bakın… Çok bildik, pek tanıdık gelmiyor mu? Daha çok var bu cümlelerden… Öyle bir özgüven ki ABD gibi, etrafını ateş çemberine dönüştüren dış politikayı, şahinliği seviyor. Artan dış ticaret açığına, önlenemeyen cari açığa rağmen uyarıları değil, yapısal reformları değil, popülist politikaları, ‘bize bir şey olmaz’ rüzgarlarını hayata taşıyor. Gerçekten öyle mi, bize bir şey olmuyor mu?

***

Oysa bize çoook şey oluyor.  Toplumun refah yelpazesinde gri tonlar azalıyor. Şanslı bir azınlık (74 milyonun ancak yüzde 25’i) iyi gelir elde ederken, yüzde 75 iş bulma, iş bulsa da asgari ücrete çalışma, ağır çalışma koşulları arasında bunalarak yaşıyor. Ve en çok da olan kadınlara oluyor…. Olay belli... Türkiye’nin doğuya doğru yarısı çocuk  yaşta evlendiriliyor, 16-18’lerinde çoluk çocuğa karışıyor.  Cehalet ucuz işgücünü en çok kadınlarla besliyor, lise mezunları dahi iş bulmakta zorlanıp, bulsa da asgari ücrete teslim olurken kadınları iş değil ev hayatına mahkum eden anlayış hızlandı. Türkiye’de halen kadınların 31.2’si ancak istihdam edilebiliyor.

Bu rakamın da yarısı tarım işçisi. Kadın çalışanlar erkeklerden yaklaşık yüzde 20 daha az kazanıyor. Geri kalanlar evinde, kocası, babası, sevgilisinin getireceği ekmeği bekleyen, hayatında kim varsa ona mahkum olan, çocuklarının karnı açken, çocuğunun istediklerinin hiçbirini alamazken içi, yüreği, onuru ezilen kadınlar oluşturuyor. Ve öldürülüyorlar. Türkiye acı çeken kadınlarını yalnızca üçüncü sayfa haberi olarak görmeye alıştı.

Kadın cinayetlerinin  doğrudan ekonomik sıkıntılarla ilgisi yok diyorlar ya yalannn. Katillerin yüzde 90’ı, ekonomik sıkıntı yaşayan ya da geçmişte  yaşadığı sıkıntılarla ruhsal sağlığını kaybetmiş, iyi eğitim almayan, bazen hayatın zorluklarıyla yaşadığı ezilmişlik duygusunun hıncını elindeki hükmettiği malvarlığı olarak gördüğü kadından alan erkekler...

***

Her gün neredeyse 5 kadın, yakılarak, bıçaklanarak, uçurumdan yuvarlanarak, kurşunlanarak öldürülüyor Türkiye’de.  İzmir gibi modernitenin simgesi sayılan bir kent bile kadın cinayetlerinde ön sıralarda. İstatistiklere girmeyen, yaşadığı sıkıntılarla ruhları ölen, acıyı şiddeti vücudunda yaşayan milyonlarca kadın var.

Bırakın erkekleri, şanslı kesimin kadınları dahi hemcinslerinin yalnızlığını, çaresizliğini anlayamıyor, anlayamıyoruz… Etrafta bu kadar çok savaş, şiddet, ölüm konuşulurken, kadının “evde” veya “sokakta” yaşadığı sıkıntılar kaybolup gidiyor. Ta ki, ölüm istatistiklerine yeni bir rakam oluncaya kadar…

***

Kim ne derse desin bu ülkenin sıkıntılarını en çok kadınlar çekiyor. Kadın cinayetleri önlenemiyor, çünkü kimse akaryakıt, doğalgaz başta olmak üzer yağan zamların, ağırlaşan hayat koşullarının, savaş borozanlıkları içerisinde her geçen gün artan emtia fiyatlarının, tüm bu düzen içinde bunalan, insani değerlerini yitiren insanların cinayetlerle, şiddetle ilgisi olduğunu görmüyor, bağlantı kurmuyor.

Haydi canım sende, ne ilgisi var!!! Türkiye mutlu ülke, biz Suriye, Mısır, Irak’ı kurtaralım. Kadın cinayetleri yüzde 1400 artmış, öyle mi? Elbette tesadüf…

Etiketler : , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank