Ekonomik Tetikçiler Geldi
Amerika’nın dünya jandarmalığı sadece sahip olduğu silahlardan gelmiyor.
Avrupa ile birlikte kurdukları finans sistemi de, bir silah gibi çalışıyor.
Silah gücü önemlidir ancak tek başına belirleyici değildir.
Günümüz siyasetini, ekonominin yoğunlaştırılmış hali diye tanımlarsak; siyaset savaşın başka araçlarla devamı olur.
Amerikan finans sisteminin de, diğer ülkelere baskı yapmasını buradan anlamış oluruz.
Amerika Avrupa’daki bazı bankalara, soruşturma açtı.
Soruşturma sonunda da, para cezaları kesti: Dokuz milyar dolar.
Cezaların kesilmesinin sebebi de, Bankaların Sudan ve İran’a, Amerika’nın uyguladığı ambargoyu delmeleri.
Fransa için görünür gerekçe İran olmakla beraber, asıl neden; ABD’nin Rusya’ya uyguladığı ambargoya, Fransa’nın Rusya için gemi yapımından vazgeçmemesidir.
Diyeceksiniz ki, Fransa bağımsız bir ülke, isterse ödemez.
Hayır! Fransa’nın önünde iki yol var.
Birinci yol: “ABD’ye, sen kim oluyorsun da bana ceza kesiyorsun, ben Rusya’ya gemi yapımına devam edeceğim.” demektir.
Bu da, “Atlantik İttifaklarından çıkıyorum, Fransız Frank’ına dönüyorum” demek olur.
Ve bu durum, ABD ve AB’nin birlikte, emperyal yollarla elde ettikleri ganimetlerden mahrum kalmasına yol açar.
İkinci yol ise; tıpış, tıpış ödemektir.
Cezayı ödemesi demek, ABD’nin kurduğu finans sistemini kabul ediyorum demektir.
Bunu şunun için anlattım.
Bildiğiniz gibi; Türkiye AKP sayesinde, sıcak para bağımlısı bir ülke haline geldi.
Bankalara borç olarak gelen dolarlar ve Euro’lar halkımıza kredi diye veriliyor.
Onlar da borçlu olarak yaşıyor.
Ülkemizde siyasi bir dengesizlik olduğunda, gelen borç para (sıcak para) azalıyor.
Borçları döndürmekte sıkıntılar çıkıyor.
Hemen ödenmesi gereken 130 milyar dolarlık borç var. Onu da yeri gelmişken, hatırlatmış olayım.
Sıkıntılı dönemlerde borçları daha yüksek faizden satın alıyoruz. Halkımız faize çalışıyor.
Günü kurtarıyoruz, geleceği satıyoruz.
Şöyle bir düşünce yerleşti:
“Dünya yıkılsa de, biz fazla faiz verir, para akışını devam ettiririz.”
“Bu sayede de ekonomik krizleri atlatırız ya da teğet geçiririz.”
Şimdi anlatacağım konu bu düşünceyi alt-üst edecek şekilde gelişiyor.
Amerika, Ziraat Bankası ve Halk Bankasına, İran ve Sudan’a, ABD’nin uyguladığı ambargoyu deldiler diye soruşturma başlattı.
Yani Paribas’ın başına gelenler, bizim bankaların başına gelecek.
Bunun manası; Türkiye’nin iki büyük bankası, dışardan borç alamayacak.
Sıcak para akışı duracak ya da çok zayıflayacak.
Yüksek faizle bile borç bulamayacağız, Rusya, Çin hariç.
Ziraat ve Halk bankalarında başlayan işlemler, tetikçilerin iş başında olduklarını bize söylüyor.
Anlaşılan odur ki, ABD Erdoğan’dan gerçekten de vaz geçiyor.
Onu kukla olarak, yukarı oturtup, Türkiye’ye yeni bir fistan biçecekler.
Peki, işler böyle gelişirse, buna kim karşı koyar dersiniz?
CHP, MHP karşı koyar mı?
Yoksa onu at bizi al mı derler?