Bir ülkenin kalkınmasında en önemli unsur, yatırım ve istihdam artışının ihracatla desteklenmesidir. Böylece bir yandan daha fazla yatırım çekilerek çalışan/istihdam sayısı ve buna bağlı olarak vergi ve sosyal güvenlik gelirlerinde
artış olacak, öte yandan ihracatta artışla beraber cari açık azalarak ülkede gelişme ve büyümenin toplumun tüm kesimlerine dağıtılması sağlanmış olmaktadır.
Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın Başbakanlığı döneminde, 2023 yılı için konulan 500 milyar dolarlık hedef, Sayın Başbakanımız Ahmet Davutoğlu tarafından da aynı kararlılıkla sürdürülüyor.
Cumhuriyetimizin 100. kuruluş yıldönümü olan 2023 yılında 500 milyar dolar ihracata ulaşarak, ülkemizin dünya ticaretinde lider ülkeler arasında yer almasının sağlanması hedefinin gerçekleştirilmesi için Ekonomi Bakanlığı'nın koordinasyonunda, Ekonomi Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı, TOBB, DEİK ve Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) işbirliği içinde ciddi çalışmalar yapılıyor.
Başta Suriye, Mısır, Filistin-İsrail, Irak, Ukrayna-Rusya krizi olmak üzere Dünya'da pek çok coğrafyada sıkıntılı günler yaşanırken, çok zor ve sıkıntılı bir dönemde sayın Mustafa Elitaş Ekonomi Bakanlığı görevini üstlendi. İhracatın kaptan köşküne oturan sayın Bakan tabiri caizse TOBB, Ticaret ve Sanayi Odaları, TİM, DEİK, iş dünyası ve sivil toplum örgütleri ile birlikte ihracat kapasitesini artırmak için yurtdışı gezi ve programlarına katıldı.
Önceki gün, Ekonomi Bakanımız'la birlikte bir dizi etkinliği izlemek üzere Türkmenistan'daydık. Aşkabat'ta yapılan 7. Türkmenistan Türk İhraç Ürünleri Fuarı'nın açılışına ve akabinde de Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) tarafından düzenlenen Türkmenistan-Türkiye İş Forumu'na katıldık.
Programlarda konuşan Ekonomi Bakanı önemli konulara vurgu yaptı. Türk müteahhitlerin bugüne kadar Türkmenistan'da 48 milyar dolarlık proje üstlendiğini ve bu oranın dünya genelinde Türk müteahhitlerinin üstlendiği projelerin yüzde 15'ine karşılık geldiğini açıkladı.
Türkmenistan'ın Ro-Ro gemilerinin Hazar hattında faal hale getirilmesi tüm Türk dünyasını birleştirecek, bölge ekonomisini canlandıracak önemli bir adım olarak görülüyor. Türk mallarının Türkmen tüketicilerine daha çabuk ulaşması ve Türkmen taşımacıların daha düşük maliyetle Türkiye'ye mal taşıyabilmeleri için 3. ülkelere bağımlılığın azaltılması gerekiyor.
Kötü komşu mal sahibi yapar
Son dönemlerde Rusya ile yaşanan gerilim ve ülkemiz ihracatçılarına konulan engellemeler ve yaptırımlar, ihracatçılarımızı yeni pazar arayışına itmiştir.
Önceki gün, Türkiye'nin Aşkabat Büyükelçiliği Rezidansında bir grup gazeteci ile bir araya geldiğimiz sayın Elitaş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a eşlik ettiği Şili, Peru ve Ekvador ziyaretlerinin ticari ilişkilerin gelişmesi açısından çok faydalı olduğunu, özellikle müteahhitlik alanında Türk firmalarının ortaya koyduğu eserlerin çok kaliteli olduğunu, Sahra Altı Afrika ülkelerinin de müteahhitlik alanında yatırımlar beklediğini belirtti.
Sayın Bakan, 2016 yılında mutlaka 2014 ve 2015'ten daha büyük bir performansın ortaya konması gerektiğini, 2014'te ihracatın 157.6 milyar dolar olduğunu, 2015'te miktar bazında artışa rağmen 143.9 milyar dolarlık ihracat gerçekleştiğini ve 2016 yılı hedefinin 155.5 milyar dolar olduğunu ifade etti.
Esasen Dünya'da pek çok ülkede ekonomide daralma var. Fakat buna rağmen Ekonomi Bakanımızın iş dünyasını desteklemek üzere yaptığı çalışmalarla 2016 yılı için ihracatın önemli oranda artmasını beklediğimizi, yeni ülke ve pazarlarda ürün ve mal satışlarının devam edeceğini söyleyebiliriz. Rusya, ihracat rakamlarımız içinde önemli bir rakam olmamasına rağmen bu ülke ile yaşanan krizin yeni ihracat pazarları aranmasında etkili olduğunu belirtti.
Bir telefon markası bütün ihracatımızı yakalıyor
Üretilen malların daha iyi hale getirilmesi gerektiğini dile getiren Elitaş, bunun da kalite, marka ve tasarımla ortaya çıkacağını kaydetti. Cebimizde taşıdığımız telefonlardan bir tanesinin marka değerinin Türkiye'nin bir yıllık ihracatı kadar olması konunun önemini gözler önüne seriyor.
Bu anlamda yurtdışı fuar, forum ve iş bağlantıları ile siyasi iradenin atik davranması ve Türkiye iş dünyası ve ihracatçıları adına lobi çalışmaları yapılması olumlu sonuçlar alınmaya başlanmıştır. Teknoloji yoğun sektörlerde daha rekabetçi ve katma değeri yüksek ürünler imalat ve pazarlaması, tasarım ve markalaşma ihracatı olumlu etkileyecektir.
2016 yılının ekonomide yeniden bir arayış ve şahlanma dönemi olmasını umuyorum.
2023 hedefiyle adeta artık oturan değil koşan ve terleyen Cumhurbaşkanı; reel sektörün yatırım ve işletme aşamalarında teşvik ve destek programlarıyla çok daha güçlü ve rekabetçi olmasının önünü açan Başbakan; ihracatta 2023 hedefini tutturmak için dünyanın her köşesine gece gündüz demeden görüşmeler yapmak üzere koşturan Ekonomi Bakanı ile hedefleri tutturmak artık çok daha kolay.