Ekonomide Radikal Çözümler Ne Olmalı
Onu da görüşlerine değer verdiğim ekonomist, Prof. Dr. Recep Kök’ün önerileriyle dile getirelim…
♦ Dalgalı kurda eriyen dolar karşısında alınan maliye politikalarının önlemi kalmaz. Etkili olması için sabit döviz kuru sistemi tartışılmalı. Paranız değerlendikçe ithalat kapısını açıyorsunuz ki, üretimdeki daralmanın önünde talep darlığı kadar önemli bir nedendir.
♦ Krizin kredi kanalından yayılma etkisi borç düzeyindeki büyüklükle beraber likidite oranının düşüklüğüne bağlı olarak artıyor. Türkiye’de ticari hayatın genel olarak vadeli çeklere bağlı işlemesi piyasaları kilitliyor. Asıl çözüm vadeli veya takas çeklerinin dolaşımını sağlamak olmalı. Örneğin bankalar tarafından istenen ek teminatların karşılığında ödemeler için yeni bir kredi kanalı oluşturulmalı.
♦ Ekonominin 2009 ilk çeyreğinde %-13.8 küçülmesinin yanı sıra mevcut reel faiz düzeyi ele alındığında Türkiye’nin iç borç stokunu (2008 sonu:274 milyar TL) çevirme sorunu başladı. 2001 krizinden sonra Türkiye’de borç çevirme oranı ilk defa birin üzerine çıkt . Bu risk kaynağının mutlaka üzerine gidilmeli.
♦ Ağır vergi, prim yükü, cezalara yönelik uygulamalar hafifletilmeli. Vergi ve SGK borçlarının affının yeniden gündeme getirilmesi düşünülmeli.
♦ Bütçede planlanan 10 Milyar TL’lik açık 70 milyar TL olarak revize edildiği dikkate alındığı dönemde kapasite kullanımı hızlı düşen bir ekonomide teşviklerin yönü üreticiler kadar mal ve hizmet talebini uyaracak yönde tüketicileri de kapsamalı.
Prof. Kök’ün bu önerilerine; daha birçok radikal önlem eklenebilir. Zaten Kök’ün son cümlesi de “Allah korusun dediğimiz günlere gitmeyelim” oldu. Gördüğünüz gibi ben Prof. Kök’e göre iyimser kaldım.
Özetle radikal, keskin önlemler alınmadıkça krizin aşılabileceğine yönelik yorumlar Türkiye için henüz lüks….