Ekmeğe Zam? Buğday’ da Dünya Fiyatlarının Artması!
Ocak 2011’ de ekmeğe zam gelmez ise Mart ayında zam kapıda, o da olmaz ise martın cücüğünü 2011 Temmuz’ un da göreceğiz.
Rusya’ nın Tahıl ihracatını yıl sonuna kadar durduğunu açıklaması Avrupa’ da Gıda ve Bira üreten firmaların borsadaki hisseleri inişe geçirdi.
1997 yılında Şikago Borsasında buğday 140 Amerika dolarıydı.
Geçtiğimiz yıl 190 Dolar civarında iken yılbaşında yılbaşında yine şikago borsasında 220 dolara çıktı. Haziran 2010 da aynı borsada tekrar 218 dolara geriledi.
Rusyanın kuraklıktan dolayı tahıl ihracatını durdurması sonucunda şimdi Ağustos (2010) buğday fiyatları yine aynı borsada 300 dolar seviyesine dayandı.
Türkiye’nin ürettiği buğday kendine yetiyor.
Un ve unlu mamüller ihracatını karşılamak için Firmalar ihraç kaydı ile dahilde işleme rejimi çerçevesinde gümrüksüz buğday ithal ediyor. Yani yurt dışından gümrüksüz ithal ettiği buğdayla un, unlu mamüller, büsküvi imal edip Yurt dışına satıyor. Tabiiki un ve unlu mamül yapmak için un değirmenlerinde öğütülen kepek ise yurt içine satılıyor.
Toprak Mahsülleri ofisi ise zaman zaman un, unlu mamül,büskivü ihraç edecek firmalara şikago gibi borsaların referans fiyatlarından da buğday sattığı görülmektedir.
Artık buğday fiyatları dünya borsalarında aylık, hatta günlük değişimler göstereceği geride bırakılan yıldan anlaşılmaktadır.
1997 yılında 140 dolar olan buğday fiyatlarını artık gelecek yıl tüm dünya’ da kuraklık görülmesede 250 doların altına kimse iindiremeyecektir. Çünkü azalan gıda arzında Global finansın buğdayı da stoklayacağı aşikardır.
Tüm ülkelerin yıllık buğday ithalatı 120 milyon ton iken bu miktar bir buğdayın 300 dolardan spekülatörlerce stoklanmasının parasal miktarı 36 milyar dolar olup bunun yıllık % 3 stoklama+ % 4-5 gibi finans maliyetinden ibarettir. 6 aylık bir stoklamadan sonra böyle bir spekülasyon Dünya buğday fiyatlarını 600 dolarlara tırmandırabilmek bir komplo teorimiz olarak kendimiz de görsek de bunun kısmen uygulanabileceğini geçmişte gördük: 13 yıllık geçmişten sonra Dünya borsalrında buğday 140 dolardan 300 dolarlar seviyesine geldi.
Toprak Mahsülleri Ofisi Tüccara, ihracatçıya ihraç kayıtlı dünya borsaları referans fiyatlarından da olsa satışı durdurmalıdır.
Dünya fiyatları geçtiğimiz yıl Ülkemizin iç fiyatlarından ucuz iken şimdi eşit seviyeye geldi.
Buğdaya Tarım Bakanlığı 55 kuruş fiyatı haziran 2010 yılnda açıklar iken piyasada 50 kuruş olarak temmuz ortalarına kadar gerçekleşti. Şimdi ise Çukurova’ nın esmer buğdayı 60 kuruştan işlem serbest piyasada işlem görmektedir.
Ülkemiz yakınlık nedeniyle Rusya’ dan ve Ukrayna’ dan tahıl ithal etmekte idi. Rusya’ nın ihraç yasağını Ukrayna’ nın da yasaklaması takip etmesi beklenmektedir.
Tarım Bakanlığı bu yıl ki buğday rekoltesini 20-21 milyon ton olarak beklediğini haziran ayında açıklamıştı. Biz de buğday’ da bu yıl sapının,başağının güçlü olduğuna ve erken biçilen bölgelerde verim normallerini görünce sevinmiştik. Oysa Doğu Anadolu’ da hasad edilmemiş buğday olsa da Çukurova’ da, İç Anadolu’ da v e Trakya’ da rekolte düşük gerçekleşmiştir.
Tarım Bakanlığı, TMO genel müdürü bu rekolte tahmin rakamalrını revize ederken 19 milyon rakamını telaffuz ederken ülkemizin kendi tüketiminin 18 milyon ton olduğunu açıklarken 1 milyon tonluk bir fazlalık olduğunu ima etti.
Biz 1 milyon ton fazlalık değil 1 milyon tonluk açık olacağını düşünmekteyiz. Un ve unlu mamaül ihraç eden firmalarında dışardan ihraç kayıtlı buğday ithal etme yerine iç piyasaya yöneleceği ve buğday açığını yukarılara tırmandıracağını düşünmekteyiz. İkinci husus ise buğday ekim mevsimi olan ekim ve kasım ayında bu rekoltenin % 8-10 oranındaki miktarı da tohum olarak tekrar toprağa gömülecektir!
Şimdilerde içi piyasada 60 kuruş olarak seyreden fiyatlar ekim-kasım ayında 65-70 kuruş bandına ulaşacağını tahmin etmemiz zor değildir.
İktidar bu yıl buğdayda kilo başına teşviği 4 kuruş olarak açıkladı.
2011 Haziran buğday teşvik miktarını 10 kuruş olarak şimdiden açıklamalıdır. Yılda iki ürün alınan bölgelerde birinci ürün olarak buğday ekimi bu yolla teşvik edilirken iki ürün alınan bölgelerde buğday haricinde birinci ürüne değil ikinci ürüne parasal teşvik verilmelidir. Daha açıkçası ikinci ürün alınan bölgelerde ikinci ürün pamuk, mısır, ayçiçeğine teşvik verilmelidir. Böylece birinci ürüne pamuk, mısır, ayçiçeği teşvik edilmemişlikten dolayı çiftçi birinci üründe buğdaya ikinci üründe yağlık endüstriyel ürün ekimine yöneltilmiş olacaktır.
Ekmek Dünya’ da yıllar önce stratejik bir üründü. Şimdi herhalde ultra-stratejik ürün haline geldi.
Türkiye’ de buğday ihracatını tez elden durdurmalı, dünya spekülatörlerinin eline buğdayımızı vermemelidir. Dahilde işleme, ihraç kayıtlı buğday ithalatından doğan un dışında un ihracatına da izin vermemelidir.
Kendi buğdayımızın ancak kendimize yetiyor olması unutulmamalıdır.
Söylediğimiz tedbirler alınmadığı takdirde olabilecek ekmeğe zammı Dünya fiyatlarının artması bahanesine sığınılmamalıdır.
http://groups.google.com.tr/group/cigsutureticileri
Sayın Değerli Üstadım, yazınızı okudum. Size şöyle bir şey sormak istiyorum. Türkiye tarım bölgesi tam buğday tahıl üretmek için uygun bölgede.. Acaba ne eksiğimiz var ki halen büyük buğday ihracatçı ülkeler arasına girmiyoruz.?
Ağustos 7th, 2010 at 16:51Saygılar
Mesut Kaymakçı
Sayın Mesut Kymakçı
Ağustos 8th, 2010 at 02:05Türkiye un ihraç eden ülkeler arasındadır. Bu güne kadar dışardan ithal ettiği buğdayı una çevirip ihraç ediyordu.Türkiye' nin kendi ürettiği buğday yetmektedir.
Buğday ihracatçısı olmak hedeflenmemeli buğday yerine un ihracatı yapılınca daha yüksek katma değer elde edilir. Dışarıya un satmak için dışardan buğday ithalatı yerine içerdeki buğday üretimini artırmak gerekir.
Buğday üretiminin artırılması için alınması gereken teşvik tedbirini yazımda açıklamıştım
Saygılarımla
Çapar Kanat
Çiftçi- Çiğ Süt Üreticisi