Ehl-i Palavra vel Cemmaat’in Başaldatıcıları ve Yaşar Nuri-III
Dünden devam...
Clinton’u karısını aldattığı için çarmıha germek isteyen Evangelical Hristiyanlar maalesef karısını aldatmayan Bush’un tüm bir ulusa yutturduğu yalan ve aldatmalarını görmezlikten gelerek bir milyondan fazla Irak'lının katliamına, milyonlarca insanın sakatlanmasına, en aşağılık işkencelere ve daha nice barbarlıklara destek oldular...
Milyarlarca insana hem dünya hayatında hem ebedi hayatta en büyük zararı veren tarihi bir aldatmayı, sadece Yaşar Nuri’nin şahsına ve ailesine zarar verebilecek bir aldatma iddiası ile örtmeye çalışanlar yukarıda sözünü ettiğim dinci ve milliyetçi Evangelistlerden daha da büyük bir aldatmayı gerçekleştiriyorlar.
Karısını aldatan ile, tüm insanları Allah adına aldatanlar bir midir?
Karısını aldatmak ile, insanların özgürce din seçme haklarını ellerinden alan Firavunca bir tavrı Allah adına teşvik eden rivayetleri şerif diye kutsayan aldatıcılar bir mi?
Karısını aldatan ile, Yahudilerden apardıkları recim (taşla öldürme) cezasını Kuran'a sokamayan ama kutsal bir keçinin yiyerek neshettiği ama hükmü baki ayetler uyduran ve böylece tarih boyunca binlerce insanın diri diri taşlanarak öldürülmesine vesile olan aldatıcı canavarlar bir midir?
Karısını aldatan ile, recim cezasını İslam'a sokmak için maymunlara bile iftira eden ve bir grup maymunun recim cezasını uyguladıklarını bir sahabeye malederek rivayet eden geri zekalı bir yalancının derlemesini Kuran'a eş koşan aldatıcılar bir midir?
Karısını aldatmak ile, karılarını, kızlarını ve bacılarını uydurma hadisler ile köpek ve domuz ile aynı kategoride değerlendiren ve kadınların kimliklerini gaspederek, kişiliklerini yok ederek, baştan ayağa çuvala sokarak, milyonlarcasını erkeklerin köleleri haline getiren aldatmay-ı şerifler bir mi?
Karısını aldatmak ile, İbrahim peygamber gibi bizim için en güzel bir örnek olarak tanımlanan peygambere en büyük iftiraları yakıştırıp onu kendisinden 45 yaş küçük 9 yaşında bir kızla evlendiren manyakça rivayetleri sünnetlemek bir mi?
Karısını aldatmak ile, tuvalete hangi ayakla gireceklerinden kıçlarını kaç taşla temizleyeceklerine, hangi renk elbise giyeceklerinden sakallarını nasıl uzatacaklarına kadar kıldan tüyden, eften püften ve boktan her konuda peygambere isnat edilen rivayetleri izlemeyi erdemlilik ile karıştıran maymunlaşma bir mi?
Karısını aldatmak ile, din ile alakası olmayan konularda peygambere isnat edilen her herşeyi izlemeyi ibadet sandıkları halde 9 yaşına gelen kızlarını 50 yaşını aşmış erkeklerle evlendirme sünnetini uygulamayan, peygambere yakıştırılan okuma yazma bilmeme sünnetine muhalefet eden münafıklık bir mi?
Allah’a iftira edenlerden daha büyük zalim var mıdır? En büyük aldatıcı Allah ile aldatanlardır. Zira Allad adına, peygamberi adına yapılan aldatma iyi insanlara en korkunç cinayetleri ve günahları işletebilmektedir.
Yaşar Nuri şeyhlik mi iddia ediyor? Ellerini mi öptürüyor? Şefaatçılık iddiaları veya Rabıta mabıta yoluyla kendisini mi ilahlaştırıyor? Yaşar Nuri, uydurma hadisler ve mezhepler yoluyla milyonlarca insanı geriliğe, şirk ve cehalet batağına mı mahkum ediyor? Yaşar Nuri gençleri şiddete mi teşvik ediyor? Hayır; ama Ehl-i Palavra vel Aldatma cemaatinin maymunvarı mukallitleri Yaşar’ın kişisel bir zaafını tarihin en büyük aldatmacasını örtmek için istismar ediyorlar.
"Allah'a iftira edenden daha zalim kim olabilir?"
Allah'a ve peygamberine iftira eden, hatta hızlarını alamayıp maymunlara ve keçilere bile iftira eden aldatıcıların şerrinden Rabbim akıllarını kullananları korusun... Rabbim Yaşar'a ve ayrılmış olan eşine sabır versin.
Bitti...
Edip Yaşar Hoca kendisine yapılan bu iftiralara karşı sabırlı olması lazım ALLAH doğrunun yanındadır.... endişeye gerek yok
Mart 30th, 2009 at 00:31Edip Bey,
Yasar Nuri Ozturk ile ilgili yazdiklarinizi okudum. Ancak "Ehl-i Palavra vel Cemaat" ifadesini yakisiksiz buldugumu ifade etmek istiyorum. Bu durumun Ehl-i Sunnet'in itikadi durumu ile ilgili oldugunu da dusunmuyorum.
Bugun dunyada bize tuhaf ve hatta sacma gelen bir suru inanc var. Ancak bu inanclardan soz ederken soz konusu inanclarin muntesiplerinin hassasiyetlerine de saygisizlik etmemek icin biraz daha dikkatli olmamiz gerekmez mi?
Bizler boyle buyumedik, farkindayim. Yani "inege tapiyor" diye Hintlilerle alay etmek hic kimsenin tuhafina gitmez bizin dogup buyudugumuz topraklarda. Ama bu ilkel tavir, boyle davranmak icin mazeret olmamali.
Ehl-i Sunnet inancinin icinde itiraziniz olan noktalar olabilir. Hatta kategorik olarak da reddedebilirsiniz. Ama bunu bu sekilde ifade etmeniz insanlari dogal olarak ofkelendirecegi gibi, sizin argumanlariniza da herhangi bir katkida bulunmaz.
Gecmiste linc edilmek istenmis olmaniz, bir zamanlar ayni camianin fertleri oldugunuz kisilerin haksizca davranislarina maruz kalmis olmaniz sizi bu konuda gereginden fazla tepkili kiliyor olabilir. Ama bu yasanmisliklar gosterdiginiz tepkiyi hakli kilmiyor. Zira sizin bu ifadenizi goren bir baskasi da cikip, "Yahu burada bahis mevzuu olan Islam zaten toptan palavra degil mi ki?" diyebilir. Bu kisinin bu ifadelerindeki problem, (hakli ya da haksiz olmasindan bagimsiz olarak) belli bir inancin sahiplerini topyekun rencide ediyor olmasidir.
Bu sekilde davranmak yerine, Islami kesimin icerisindeki cokseslilik problemi, hurafelerin yayginligi, farkliliklara tahammulsuzluk, linc kulturu gibi konulari hedef alsaniz, zannediyorum hem daha uygun olur, hem de derdinizi daha iyi anlatabilirsiniz.
Ama bu tabii sizin yapacaginiz bir secim.
Iyi calismalar diliyorum.
Mart 30th, 2009 at 07:46EDİP: Serdar, ben hiçbir zaman (ehli sünnete tabi olduğum dönemde bile) hiçbir dinin, fikrin ve iddianın sansürlenmesine taraftar olmadım... Ancak, benim "ehli palavra" diye eleştirdiğim zihniyet bırak sansürlemeyi, inancından dolayı insanları öldürmeyi bile helalleştiriyor...
Buna rağmen, sen bana onlara karşı nazik olmaya davet ediyorsun... Firavun'u üzmemeye çağırıyorsun... Ne ben Musa'yım ne de onları benim kardeşlerimi köle olarak tutuyorlar... Ben onların inançlarını ifade etmeleri için ve başkalarına zarar vermemek başkalarına karşı Firavunluk yapmamak koşuluyla istedikleri gibi ibadet etmeleri ve yaşamaları için verdikleri mücadelede onların yanında olmuşumdur.
Örneğin, Refah partisinin kapatılması davasında, başsavcının iddianamesini eleştiren hukuki bir makale yazmış ve onu yayımlayan Amerika'daki bir Üniversitenin o makalem üzerinde düzenlediği uluslararası sempozyuma katılmış ve TC'nin rejimin doğmalarını kabul etmeyen partileri kapatma adetini "Yamyam Demokrasi" olarak nitelemiştim. Daha sonra o makalemi Devlet/Demokrasi/Teokrasi adıyla Türkçe'ye de çevirip yayınlattım.
Örneğin, başörtüsü konusunda da aynı tavrı gösterdim. Dini olarak onaylamasam da başörtülü kadınlara yönelik ayırımcılık, baskı ve zülüm politikasını eleştirdim.. Hatta bu eleştirilerimi içeren yazılar Türkiye'de "Takanla ve Takılanlar" başlığıyla yayımlandı.
Üçleme palavrasıyla Allah'a ve İsa'ya iftira eden, papazın sunduğu şarabı İsa'nın kanı diye yudumlayarak ve ekmeği eti niyetiyle yiyerek yamyamlığa özenen Hristiyanlar üzülmesinler diye ben bunları eleştirmiyeyim mi? Putperestlerin adeti olan taşla öldürme cezasını keçiye yedirterek nesh etmelerine rağmen o barbarlığı geçerli kılan elleri taşlı canilerin yufka yüreklerini üzeceğim diye mi buna palavra ve barbarlık demeyeceğim?
Benim uslubumu benimsemeyebilirsin ama ben bu uslupla onbinlerce kişinin o palavraları terketmelerine vesile oldum... Allah'a en büyük iftiraları yakıştıranları üzmemek için takla atanların kaç tanesi gerçek bir değişimi, bir reformu becermiş?
İbrahim halkının duygularını incitmemek için mi gayret etti, yoksa onları düşünmeye ve tartışmaya yöneltmek için çarpıcı ve küplere bindirici yöntemler mi aradı?
Kuran'ın iftiracılık (iftira, yuftarun) ve palavracılık (kharasa, yukhrasun) ile suçladığı bir topluluğun işlediği bunca kötülük karşısında nazik olmamı beklemeni anlamakta zorluk çekiyorum dostum. Bir milyon Iraklı'nın öldürülmesine, birkaç milyonunun yaralanmasına ve evsiz kalmasına yol açmış, milyonlarca çocuğu yetim bırakmış, milyonlarca Irak'lıyı işkence ve hakarete maruz bırakmış olan Amerika'nın Baş Puşt'una ayakkabısını fırlatan gazeteci de sizin uslup ve nezaket kurallarınızı çiğnemiştir mutlaka.
Emredildiğin gibi dosdoğru ol!
NOT: Yaşar Nuri ile zina yaptığı iddia edilen Şahane Sultan Müftüoğlu'yla yapılan söyleşi:
http://www.babialihaber.com/detay/1570__sahane_sultan_muftuoglu_sule_turker_roportaji/
Selam,
Mart 30th, 2009 at 22:57Edip
DÜZELTİ:
" Rabbim Yaşar’a ve ayrılmış olan eşine sabır versin."
Tanımadığım ve hakkında hiçbilgim olmadığı için Şahane'nin ismini maalesef bu duaya eklememişim. Düzeltiyorum:
"Rabbmi Yaşar'a, ayrılmış olan eşi Canan'a ve Şahane'ye sabır versin, onurlu ve adil bir çıkış yolu göstersin."
Selam,
Mart 30th, 2009 at 23:06Edip
"sen bana onlara karşı nazik olmaya davet ediyorsun… Firavun’u üzmemeye çağırıyorsun…"
Beni yanlış anlıyorsunuz.
Ben size insanları eleştirmeyin değil, eleştirirken inançlarına bu tür ifadelerle referansta bulunmayın diyorum. Arada önemli bir fark var.
Yazdıklarımı bu gözle tekrar okursanız, verdiğiniz cevabın benim söylediklerimle doğrudan ilgili olmadığını görebilirsiniz.
Teşekkürler,
SK
Mart 31st, 2009 at 00:05Nazikçe gıdıklamalarla uyanması zor bu milletin. Dürtmek gerekiyor galiba Serdar Bey. Edip Abiyle anlaşamadığınız husus bu sanırım.
Kasım 6th, 2009 at 22:33