Eğtim Okulsuz Olmaz…
Modern dünyanın kabullenmek istemediği tüm öğretim kurumlardan soyutlamaya çalıştığı O kuldur. O kulun olmadığı bir eğitim ve öğretim modeli için uğraşıp durmaktadırlar. O kul kelime sehven ayrı yaşılmamıştır. Okul dediğiniz ve umutlarınızı bağladığınız kurumun
sağlıklı bireyler ve sağlıklı toplumlar yetiştirilmesi için mutlaka ve mutlaka O kul olmalıdır. O kulun gönderiliş amacı istenilen insanı ve beklenilen toplumu oluşturmaktır.
O kulun, olmadığı okullar olsa olsa suça meyyal insanlar yetiştirir. Modern dünyanın her geçen gün en çok eksikliğini hissettiği durum model insan sorunudur. Okulların öncelikli olanı müfredat değil model bulma sorunudur. Model insanların kimi sadece o bölgeye aittir kimi sadece o zamana aittir fakat tüm zamanlar ve tüm mekânlar için tek model insan vardır. O insanın tek model insan olması ise O insanın Rahman tarafından belirlenmiş ve gönderilmiş olmasıdır.
Öğrenciden istediklerinizi, sadece yasalara ya da kişisel isteklerinize göre isteyemezsiniz. İstediklerinizden daha çok istediklerinizi kimin adına istediğiniz önemlidir. İstenilen kişilerde en çok istenilenin ne olduğundan daha çok kimin için yapacakları önemlidir. Aynı eylemi tanımadığı biri isterse yapmayabilir hatta yapmak zorunda değildir. Ama o isteği bir yakını hatta ailesi istiyorsa yapmak zorunda olduğunu anlar. Yapılması ya da yapılmamasını istediklerinizi bir model ile ilişkilendirmezseniz istekleriniz fiile dönüşmeden hep istek olarak kalacaktır. Modern çağda sürekli insanlar birbirlerinden yapmaları y a da yapamamaları gereken birçok işler istemektedirler. Ve istekte bulunanların ilk cümleleri de şikâyet cümleleri olmaktadır.
Şikâyet cümlelerinin örtük mesajı “model eksikliğidir”.Yasalar adına kimseden bir şey isteyemezsiniz yasaların tek işlevi birilerine verilen cezanın meşrulaştırılmasıdır. İnsanlar davranışlarını yasalara göre yapmazlar öyle olmuş olsaydı kimse yasalar karşısında ses çıkarmazdı. Yasalarda istenilenin kimin için yapıldığı önemlidir. İnsanların ve toplumların mutluluğu mutlak modele uymakla gerçekleşecektir. Her mutsuzluk mutlak modelden biraz daha uzaklaşıştır.
Bilinçli olarak olularla sokulan özgürlük kavramı mutlak modelden insanları uzaklaştırmıştır. Özgürlük, masum bir kavram mıdır? Öğrencilerin özgür olduğu bir ortamda onlardan ne istenebilinir? Kul özgür olamaz, kulun özgür olması demek beşeriyetten şeytanlaşmaya doğru bir kayıştır. Model insana insanların ulaşmasını engellemek istiyorsanız sürekli kendilerine “siz özgürsünüz!” telkini yapmaktır. Modern dünyada tüm azılı ya da görsel göstergelerin tümünün temel işlevi “siz özgürsünüz” telkini vermektir.
Okullardan bilimsellik adına kutsal olanları çıkarmak demek günahlara meşruluk kazandırmak demektir. Kutsalın, olmadığı eğitim ve öğretim ne zaman ne yapacağı kestirilemeyen bireyler ve gruplar yetiştirir. En iyi okul toplumun değer yargılarının ve inançlarının hâkim olduğu okuldur. Okullarda namaz kılınacak yerlerin olmasının örtük mesajı namazsız bir günlük hayata meşruluk kazandırmaktır.
Model alınacak insanlar toplum gözünde ulaşılmayacak kadar kutsallaştırmak model insanı toplumdan soyutlamanın bir yoludur. Muhammed (a.s) okullarda sevmeyen ya da sevmiyorum diyecek kişiler bir elin parmağını geçmeyecek kadardır.
Ülkemizde yıllardır okula girişte söylenen “Andımız” telkini kaç öğrenciyi ya da eğitimciyi etkilemektedir. Model insan mutlak ve tartışılmaz olmadır. Tartışmalı olan bir insanın modelliği meşru olmadığı kadar beraberinde toplumsal tepkiyi de tetikler. Model insanın bize göstereceği hedef bu dünya değil kalıcı ve asıl olan öte dünyadır. Bir model insan bize bu dünyayı hedef gösteriyorsa o bizim için ve toplum için model insan olmaz. Dünya değişkendir ahret ise mutlak ve değişmeyendir.
Okul kurum olarak çokta masum olmayan ihtiyaç üzerine ihdas edilmiştir. Okulların tek işlevi statükoyu meşrulaştırmaktır. Okula karşı çıkan cezalandırılmasının örtük mesajı “Senin okuyup yazman benim için önemlidir. Okuyacaksın!” değildir. Okula karşı çıkmak demek; statükoya karşı çıkmak demektir. Bir yerde zorunlu eğitim yılı ne kadar uzarsa bunun örtük mesajı “Statükonun o kadar zayıf” olduğudur. Zorunlu eğitim öğretim ve bunun gerekirse kolluk güçleriyle sağlanması tamamen siyasal bir okumadır.
Müfredatı sadece dünya eksenli tüm eğitim ve öğretimler birer dolap beygiri döngüsüdür. Gelinen nokta başlanılan noktadır. Süreç işler ama sonuç yoktur. Okullar düşünmeyi denetleyen kurumların başında gelir. Diğer kurumlarda sesimizin çıkmaması için okullarda düşüncemizi denetlerler ve sınırlandırırlar. Birçok kurumda düşüncenizi ifade edebilirsiniz ama okulda düşüncenizi ifade etmeden “acaba “ile başlayan ve ardı arkası kesilmeyen iç konuşmalar yaparız.
Eskiden okula giden çocuk ya da genç yavaş yavaş düzelirken bugün okula giden çocuklar akıl almaz hızda kötüleşip bozulmaktadırlar. Kilise ya da mescit nasıl kutsal olanın mutlak kurumu olmazsa olmazıysa modern dünyanın olmazsa olmazı kurum ise okuldur. Okulun faydalı olup olmadığı tartışma konusu bile edilmemektedir! Çocukların en çok yalana sevk edildiği kurum okuldur.Okulda yalan söylemeden gerçek kimliğinizle okuyamazsınız?Bu bazen sorulan sorular ile olur örnek: “içinizde Atatürk’ü sevmeyen var mı?” cevap ..Hayır. Kopya çeken bir öğrenci “valla çekmedim” yine sigara içen bir öğrenci “valla içmedim” diyerek sürekli yalan döngüsü içinde değerlerine yabancılaştırılmaktadır.
Okullar o kulsuz olunca ve olmaya devam ettikçe hem bireysel hem de toplum olarak bu kurumlarda daha çok bedel ödemeye devam edeceğiz. Ya O kulu seveceğiz ve modelleyeceğiz ya da toplum belki düzelir diyerek sürekli okullarla oynayıp duracağız.
İçiniz de O kulu sevmeyen var mı? Okulda değiliz rahat cevap verin…
Ben O kulun olduğu okulu çok seviyorum… Okul dediğin, O kulsuz olmaz. O kulsuz, okul olmaz…