content Eşref Zeki PARLAK İstanbul/Üsküdar doğumlu olup memleketi Trabzon/OF'dur. Okan Üniversite İçmimarlık lisans eğitimini almaktadır. Lisans programının ilk senesinde İçmimarlık Bölümü Öğrenci Temsilcisi seçilip hemen ardından yapılan Fakülte Temsilciliğinde Okan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Başkanı olmuştur. Bilgi yelpazesinin geniş olmasına önem vererek her konuda araştırmalarına devam etmektedir. Özellikle insan psikolojisi üzerine 2002 yılından beri araştırmalar yapmaktadır. Bunun yanında felsefe, siyaset, bilim ve dini alanlarda kapsamlı araştırmaları bulunmaktadır. Geniş bir kitap arşivi bulunmakla birlikte güzel konuşma sanatı üzerine kendisini çeşitli kaynaklardan geliştirmiştir/geliştirmeye devam etmektedir. 7 Eylül 2008'de Türk İç Mimarlar Grubu'nu kurmuştur. Kısa süre içinde 4000'i aşkın üyesiyle Türkiye'nin en büyük ve en kapsamlı içmimarlık grubunu(Türk İç Mimarlar Grubu) kurmuştur. Birçok dernek ve klüpte üyeliği bulunmakla beraber Ataşehir Trabzonlular Derneği'nin kurucu üyelerindendir. Alanında ün yapmış sanat hocalarıyla çeşitli sanatsal aktivitelerde bulunmaktadır. Bunun yanında çeşitli gazeteci, köşe yazarlarıyla araştırmalarda bulunmaktadır. Yabancı dil olarak İngilizce bilmektedir. Eşref Zeki PARLAK
12 Ara

Erdoğan’ın Gizemli Rahatsızlığı ve Cübbeli Operasyonu

Erdoğan gerçekten rahatsız mı? Yoksa yaşananlar derin devlet güdümlü bir zehirleme olayı mı? Cübbeli Ahmet Hoca operasyonundaki detaylar ve yakında olası yaşanacak durumlar...

Gündemin iki kritik olayı ve bu olayların arka planında yaşanan farklı olaylar var.

Bunlardan biri Cübbeli Ahmet Hoca operasyonu ve diğer ve daha mühim olanı Recep Tayyip Erdoğan’ın manidar rahatsızlığı…

Türkiye’de yaşanan tüm olaylara bizi “safsata” gözü ile baktırmaya çalışanlar var. Halkımıza sürekli “safsata” gözlüğü takılıp, gerçeklerin görülmesi engelleniyor. Halbuki perde arkasındaki olayları bilmek, halkımızın da hakkıdır.

DERİN YAPININ medyasının bu misyonu üstlendiği günümüzde; Tayyip Erdoğan’ın hastalanması da derin devletin tekrar meydanlara çıkmasına vesile oldu…

Tayyip Erdoğan, başbakanlık koltuğuna oturduğu günden beri derin devlet meselesini çözmek için elinden geleni yapmış, hatta derincilerin adamlarını (nedeni bilinmez) partisinde barınmasına izin vermiştir. (Bunun bir strateji olduğunu kanısındayım.)

Keza bu durumun neticesinde ERDOĞAN HASTALANIR HASTALANMAZ; bugün şike yasasının onaylandığını, yakın zamanda ise ÇEK YASASININ çıkartılması için hazırlıkta bulunulduğunu görüyoruz.

Kısaca bu tablodan; AKP içerisinde yer alan derin kriptonun bugün, gün yüzüne çıktığını rahatça söyleyebiliyoruz. Taktir İlahi ya; belki de yaşanan rahatsızlığın yahut zehirlenmenin bu duruma vesile olacağı varmış!

Tayyip Erdoğan’ın bu ülke için önemi AKP’den daha büyük. Zira bu zamana kadar Tayyip Erdoğan’sız da yürüyebilecek bir AKP görülüyorken, aksine partinin içindeki aç kurtların meydanı kaptığını görüyoruz…

Derin devlet operasyonlarını cesurca başlatan Erdoğan, devletin içindeki derin yapılanmanın gerçekten çok derin olduğunu gördüğünde ister istemez durulmuş, bu iş için yeterli desteği bulup bulamayacağı konusunda, hatta öldürülebileceği konusunda tereddütler yaşadı. ( Kefen giyme meselesi… )

Sonrasında “Ya ölüm, ya kalım” dercesine derin devletin ensesine sille indirilirken, aslında her şeyin halledilebilir olduğunu düşündü.

Fakat Erdoğan’ın bu hafife alışı ve rahatsızlığı tıpkı Atatürk’ün 1935’de “ülkemizin başına dert olan mason localarını kapatın gitsin” demesi gibi hafife alışına ve sonrasında yaşanan zehirleme operasyonu ile Atatürk’ün hayatının son bulmasına benziyor.

Haziran 2011 seçimlerinden önce gündeme alınan YENİ ANAYASA söylemlerinden sonra derin devlet büyük bir girişimde bulunarak SONLARININ HAZIRLANACAĞI YENİ ANAYASA GİRİŞİMİNİN engellenmesi için Erdoğan’a 2011 seçimleri öncesi 15’den fazla gizli suikast girişimi gerçekleşti.

MGK’ya kadar giren suikast girişimlerinin bir türlü engellenmesi sağlanabildi.

Seçim bitti, kollar sıvandı, derin devlete tüm alanlar daraldı ve tam yeni anayasa üzerine konuşmalar başlamışkeeeeenn…

Tam süreç YENİ ANAYASA sürecine gelmişken; Tayyip Erdoğan bir anda hastaneye kaldırılıyor, acil bir operasyon geçiriyor ve evinde istirahate çekiliyor. Hem de gizli, sessiz ve sakince her şey yolunda mesajı verilircesine…

Elde birçok veri var. Kimisi bu işin suikast girişimi, kimisi ise kanser olduğu söylemlerinde bulunuyorken; ortaya ilginç şeyler çıkmaya başlıyor… CNN Türk’ün bir sabah yayınında Hürriyet Ankara Temsilcisi Metehan Demir’in manidar açıklamaları ve Tayyip Erdoğan’ın operasyonu gerçekleştiren Prof. Dr. Dursun Buğra’nın bir mason olduğu iddiası tüm kafaları karıştırıyor…

Kimileri farklı türlü yaklaşımlarda bulunsa da gündemde bir zehirlenme durumunun ciddi derecede mevzu bahis olduğu da söylemler arasında.

Tüm bu yaşananlar ve daha fazlası; Ergenekon sürecinin geri sardığının ve ortamın ısındırıldığının en büyük göstergesi olarak rahatça anlaşılabilir.

Keza köşe yazılarımı takip edenleriniz hatırlayacak ki; Erdoğan’a suikast girişimlerinden defalarca bahsederek dikkat edilmesi gerektiği konusunda bilgi paylaşımında bulunuyorduk.

Hatta bununla birlikte ülke yönetiminde Erdoğan ile birlikte gizli bir komuta kademesinin Türkiye’nin menfaati üzerine çalıştığını ve Erdoğan’ın bu süreç için gerekli olduğunu sizlere arz etmiştik. Keza bu kadar puslu bir ülkenin meclisinin içinde ülkenin menfaatini düşünen parmakla sayılacak adam olması herhalde bunun en büyük kanıtı olsa gerek…

BAŞKA YÖNDE AKLIMA ÇOK FARKLI SORULAR DA GELMİYOR DEĞİL!

İnşaAllah düşündüğüm gibi değildir...

CÜBBELİ AHMET HOCA OPERASYONU

Cübbeli Ahmet Hoca için gündeme çıkan konu aynen şöyle:

Cübbeli Ahmet Hoca hakkındaki bulgulara polis Karagümrük Çetesi’ni takip ederken ulaştı. İddiaya göre Organize Suçlarla Mücadele Şubesi polisleri mahkeme kararı ile Karagümrük Çetesi’ni takibe aldı. Takip sırasında Ahmet Mahmut Ünlü’nün yakın adamlarının çete üyeleri ile görüştüğü tespit edildi. Zaman zaman Cübbeli’nin kendisinin de çete ile temas kurduğu anlaşıldı. Bu görüşmelerde tarafların şifreli konuşmalar yaptıkları anlaşılınca, polis mahkeme kararı ile Cübbeli Ahmet Hoca ve adamlarını da teknik ve fiziki takibe aldı.

Yapılan takip sonunda Cübbeli Ahmet Hoca’nın kamuoyuna yansıyan şantaj amaçlı seks görüntülerini yayan kişilerin bulunması için Karagümrük Çetesi’nden yardım istediği saptandı. 

Cübbeli’nin sağ kolu ve kara kutusu olarak bilinen Barış Sezer ve şoförü Mehmet Ali Melemez fuhuş yapması için Cübbeli’ye kadın temin ettiler.

İşin ilginç kısmı ise; cemaatin içinden elde edilen bilgiye göre Barış Sezer ve Mehmet Ali Melemez’in cemaatten olmadığı konusundaki detaylar…

Aldığımız bilgilere göre Cübbeli Ahmet Hoca’nın hakkında bir CD daha var ve bu CD ile Ergenekon tarafından tehdit edilerek bir yerlere karşı kullanılmak istenmiş.

İşin içinde CD olduğu için ve AYRICA CD’lerin içeriğinin gerçek olduğu için (BU KONUNUN GERÇEK OLDUĞU KONUSUNDA SAĞLAM KAYNAKLARDAN NET BİLGİ ALDIK) yardımı devletten değil çeteden istemiş. Yani CD’de oynatılanlar gerçek. Dini nikah var mıdır yok mudur bilinmez. İçeriği konusunda çeşitli net olmayan iddialar var.

Burada asıl sorulması gereken sorular: “BU VİDEOLARI KİMİN, KİMİN EMRİNDE, NE AMAÇLA VE NASIL ÇEKTİĞİ?”

ŞUNU DA ŞURDA SÖYLEYEBİLİRİM Kİ; YAKIN ZAMANDA CÜBBELİ AHMET HOCANIN BABASI HAKKINDA DA BAZI BİLGİLER MEDYAYA SIZABİLİR…

***

Konunun bizi ilgilendiren diğer bir kısmı ise İsmailağa Cemaati ile neden bu kadar fazla uğraşılmasıdır.

Bence geçmişte yaşanan İsmailağa Cinayetleri dikkate alınması gereken bir durum. Aydınlanmamış birçok olay var. Bunlardan bir tanesi de Ergenekon’un Cübbeli’yi kime karşı kullanmak istediği durumu söz konusudur.

Cübbeli Ahmet Hoca gerçekten Ayet ve Hadis ilminde bilgi sahibi olan bir insan.

Fakat yaşanan bu olaylar, Cübbeli Ahmet Hoca’nın sürekli TV kanallarına çıkma sebebinin dini sohbetten çok sanki bu olaylar için bir hazırlık yapıldığının da göstergesi olabilir. Kendisinin ismailağa cemaatinden olması ve İsmailağa Cemaatinin sürekli cübbe giymesi ve gene Cübbeli Ahmet Hoca’nın tutuklanmasının ardından toplanan çakma cemaat üyelerinin polis arabasının üzerlerine yürümesi gibi detaylar Müslümanların kötü gösterilip, derin devletin diğer vakıf, dernek ve topluluklarını harekete geçirecektir. (Laik kesimin çamur atması için ortam uygunlaştırıldı… Sanırım olay anlaşılmıştır.)

Yaşanan bu olaylar; Ergenekon yapılanmasın bu olay ile ilgili bağlantısı, olayın karanlık bir yüzünün olduğunu gözler önüne seriyor.

KONU İLE İLGİLİ UFAK DETAYLARI SÜREKLİ TWITTER’DA ve FACEBOOK’TA PAYLAŞIYORUM.

Bu arada başbakana yapılan suikast girişimlerinin bir bölümünü de buradan inceleyebilirsiniz: http://www.youtube.com/watch?v=5nx_yzty7tc

Etiketler : , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank