Edebiyatın Şiirle İlgili Yanı
Sevgili okurlarım bu yazımda, Edebiyatın şiirle ilgili yanlarını ve şiir hakkındaki düşüncelerimi sizlerle paylaşmış olacağım.
Geçen ay yazmış olduğun makalemde, ozanlarımızı ve şairlerimizi ve şiirlerimizi yorumlamıştım. Bu ayda şiirlerle ilgili yorumumu sizlerle paylaşmak istedim. Mademki bizler edebiyatla uğraşıp, onun içinde yer almak istiyoruz, o zaman çok dikkatli olmak zorundayız. Edebiyatın temel doğruları içinde olmamız gerektiğine inanmaktayım. Bu nedenle, bilmemiz gereken bir dizi kuralları uygulamada yerli yerinde kullanmalıyız. Bilmeden bir takım eksik çalışma yapmak, çok anlamlı ve değerli çalışmalarımızı anlamsız kıla bilir. Bunun önüne geçmek adına, çalışma konumuzla ilgili, bilgi sahibi olmalıyız.
Sizlerle bu makalemde şiirlerle ilgili “Uyaklar ve Uyak Çeşitleri” hakkında düşüncelerimi paylaşmak istedim.
1-Uyaklar ve Uyak Çeşitleri:
Uyaklara (kafiye) çeşitleri de denilebilir. Bu bağlamda, Uyaklar gerek hece vezni olarak yazılan, gerekse serbest şekilde yazılan şiirlerdeki yerinin çok önemli olduğunu bilmeliyiz. Bu önemin kısaca genel temasına baktığımızda, şiiri düz yazıdan ayıran tema budur. Serbest şiirlerde de uyaklar önemli olsa da, genellikle hece ile yazılan şiirlerde uyak kullanmak şartı vardır. Hece şiirinde bu şart her zaman aranmaktadır. Ne var ki azda olsa bazı şairlerimiz yanlışlıklar yapmaktadırlar. Bu yanlışlardan bazılarına dikkat çekecek istiyorum. Şiirde uyak olmayan bazı sözcüklerin uyakmış gibi kullanıldığı görülmektedir. Hâlbuki uyaklar, fiil kökünden oluşur. Ama bazı şairlerimiz, fiil kökünün sonuna gelen ekleri uyak gibi algılanmaktadırlar. Bu ekler uyak değil, rediftir. Burada bu örneği iyi incelediğimizde, görülen o dur ki (varıyorum-yoruyorum- sarıyorum) “var- yor- sar” gibi sözcükler uyaktır. Kaldı ki (yorum)ları veya benzerleri uyak gibi algılanmaktadır. Böylece fiilin kökü değil, ekleri uyak zannedilmektedir. Ancak bu eklerin şiirdeki yerleri, uyak değil rediftir.
Bu nedenle şiirle ilgilenenler mutlaka uyakların yalnızca fiil kökünden oluştuğu hiçbir zaman, akıllarından çıkaramamalıdırlar. Örnek verecek l olursam: Bakıyorum- yakıyorum- akıyorum-çakıyorum- okuyorum sözcüklerinde uyak olan kökler: “Bak-yak- ak-çak-ok “ kökleridir. Bu köklerin sonuna gelen eklere redif denilmektedir. Şiirlerde kafiyeler, (yani uyaklar) sözcüklerde ki uyumlu harf durumuna göre ve kullanıldıkları yere göre incelenmelidir. Buna göre bir sıralama yapacak olursam:
*Yarım Kafiye: Yalnızca bir harfin benzeşmesinden oluşmaktadır. “kuş-taş-şiş” ve benzer sözcüklerin ortak olanı “ş” harfleridir. Bu nedenle bu kafiye düzenine yarım kafiye denilmektedir.
*Tam Kafiye: İki harfin benzeşmesinden meydana gelmektedir. “ taş- baş- şaş” ve benzeri sözcüklerin anlamları farklı olsa da uyumlu harfler “aş”tır. Bu nedenle bu kafiye düzenine tam kafiye denilmektedir.
*Zengin Kafiye: En az üç veya daha fazla harflerin benzeşmesinden oluşan bir kafiye türüdür. “kurak-orak-durak-sarak” burada da benzeşen harfler “rak” tır. Bu nedenle, bu kafiye düzenine zengin kafiye denilmektedir
*Tunç Kafiye: Mısra sonundaki kafiyelerden birinin tamamı, diğer bir kafiyenin içinde olduğunda, buna tunç kafiye denilmektedir. “akına-sakına-bakına” her üç sözcükte de ortak olan “kına” dır. Bu nedenle bu kafiye düzenine tunç kafiye denilmektedir.
Cinaslı Kafiye: Yazılış sekli aynı, ancak anlamı farklı olan bir kafiye türüdür. “Dağlarda biten güldür/ gel yârim beni güldür/Yüzünde açan güldür” şeklinde ki mısraların sonuna gelen ortak sözcük “güldür” bu sözcüklerin yazılışları aynı olmasına karşın, anlamları farklıdır. Bu nedenle bu kafiye düzenine, cinaslı kafiye denilmektedir.
*Çapraz Kafiye: Bu kafiye ise bir dörtlüğün birinci mısrasıyla, üçüncüsü mısrası, ikinciyle mısrasıyla dört inci mısrası birbiriyle kafiyeli ise, bu tür kafiye düzenine de çapraz kafiye denilmektedir. “bağlarım… Bağ/ sözdür… Söz/ dağlarım… Dağ/ yazdır… Yaz” şeklinde yazılanlarda çapraz kafiye denilmektedir.
*Sarma Kafiye: Bir dörtlükte birici satırla dördüncü satır, ikinci satırla üçüncü satır kafiyeli olduğunda, buna da sarma kafiye denir. “bağlarım... Bağ/sözdür… Söz/ yazdır… Yaz/ dağlarım… Dağ” şeklinde olduğunda zaman, bu şekline de sarma kafiye denilmektedir.
Değerli okurlarım ve grup arkadaşlarım, hece şiiri ile ilgili bir takım kuralları yazarak sizlerle paylaşmak istedim. Bir takım gözden kaçan eksiklerim mutlaka vardır. Tespitleriniz olursa, lütfen yazın. İyi çalışmalar diliyorum.
Mürsel Adıgüzel
Eğitimci Yazar Şair
Öğrenme-Eğitim-Kültür-