D[Y]P (Demokrat Parti) Kongresi
Mazide bir Adalet Partimiz vardı. Gençtik, heyecanlıydık, ülkemiz ve ülkümüz için yanıp tutuşuyorduk. Demokrasinin ve DP’nin alçakça bir entrika sonucu akamete uğratılması, iktidardan alınması, memlekete hizmette halkın gönlünde taht kurmuş Ali Adnan Menderes ve arkadaşlarının menfur bir siyasi cinayete kurban edilerek, mağdur ve mazlum durumuna düşürülmelerine AP marifetiyle reaksiyon sağlanmıştı. Katmerli ihanet ve kirli oyunlar içinde ihtilal yapmalarına rağmen yine yaptırıcılar halkın önüne kendi mor soğan’ını koymuşlardı ve de seçtirtmeyi başarmışlardı.
Darbe yapıcılar ‘bunu niye yaptık’ derken her birisi, birer tarafa saçılmış, kullanılmış, zamanları geçmiş, tefessüh etmiş ve atılmışlardı. 1960’larda karışık bir ortamda karanlıklarda el yordamıyla yol bulmaya çalışan ağmadan beter kör edilmiş kafalarımız iyice karıştırılmıştı. Fikir dünyamız allak bullaktı. İki cenahtan da yüzlerce genç onurlu, soylu ve sorumlu, çok iyi yetişmiş siyaset adamları olacaklardı. Yıldırıldılar, caydırıldılar ve yok edildiler.
Önce kafaları karıştır, sonra dizayn et. Aynı zihniyet solu dizayn edebilmek için ODTÜ’yü kendi parasıyla kurguluyor ve solcular arabasını yaktıktan iki hafta sonra ABD Ankara Büyükelçisi Commer ODTÜ’nün Rektörüne, “ya sizin çocuklar anormal zeki ya da siz bu çocuklara bizim koyduğumuz müfredatı (ders programını) okutmuyorsunuz. Okutsanız bunların dersin dışında ne kafaları çalışır ne de siyaseti düşünmeye vakitleri kalır” diyordu. (Eğitimin ne kadar milli olduğuna buyurun siz karar verin!)
Hintlilere logaritma cetvelini ezberleten zihniyet, sömürüldüğümüzü, ütüldüğümüzü anlamayalım, sorgulamayalım diye (eski tabirle) sağ ve sol biçimi böldüğü gençliğimizi tek merkezden dizayn ediyordu.. Türkiye’miz ve demokrasimiz en ağır darbeyi 28 Şubatta yedi, tank’ın paletleriyle balans edildi. O gün ki seçim sonuçlarıyla 1. parti Refah ve Erbakan’dı. 2. parti dyp ve Çiller!... 3. parti Anap ve Mesut Yılmaz’dı. Geçen dönem’in iktidar sorumlusu Tansu’ya millet tarafından muhalefet görevi verilmişti. Mesut’un anlaşılmaz tutumu sonucu Erbakan adeta Tansu’nun üzerine itilmiştir. Anavatan Partisi muhafazakâr kimliğiyle Refah Partisi’ni her zaman absorbe edebilecek kabiliyette iken 28 Şubat sürecinin mimarı olmuştur. Germanofil Mesut. Sandığa rağmen kurulan hükümet ve bakanlık hesapları içerisinde olan Kolpo’lar havada ikmal saçmalığıyla ikbal beklerlerken “yapılacak bir müdahaleyi önledim” edasıyla gerdan kıran, o gün ki Cumhurbaşkanı; sandığa rağmen kurulan hükümeti, meclis aritmetiğini iğfal ederek, Cumhuriyetin en şaibeli (yamalı bohça) hükümetini kurduruyor. Naylon demokratlarla, şemsiye partilerle akılları sıra demokrasiyi kurtarıyorlar..
Ancak, bu seferde bankaları batırıyorlar.
Şu hale nazaran; Ayrıştırıcılar veya karıştırıcılar mı memleketi kurtaracak?
DP’de yapılan operasyon koltuk değneği operasyonundur. Bu kongreden bir iktidar projesi çıkmaz. Belki meclise 4. parti sokularak AKP’nin tek başına iktidarı önlenir. İhtimal AKP ile bir koalisyon kurulabilir. Gözlenen hesap bu!
Biz özde, sözde, fiilde yalnız ve yalın Demokrat olanlar, adımızı, şanımızı taşıyan bu garabetten; Öncelikle 27 Mayıs’ın ayıbını ortadan kaldırma, hata ve hasarı tamir, ülkeyi imar, yeniden inşa azmiyle siyasi fazilet ve erdemini gösterebilme medeni cesaretini bekliyoruz.
İşte hukuk, işte Cumhuriyetin savcıları hodri meydan kim kime Pişekârlık yapmış?
Suyu bulandıranlar, bulandırtanlar, hortumlayanlar, Alo Telavivciler. Memleketin has ekmeğini yiyip, manevi ikliminden rahatsız olan dönme ve devşirmeler, Manş’tan, Pasifik’ten yel bekleyenler, hadi elbirliğiyle maskelerini düşürelim. Size milli bir hedef göstereyim: “DP’nin misyonu: Aziz Türk milletinin sağlık, saadet, refah ve selametini temin ve tesis etmektir" diyordu, Şehit Başvekil Adnan Menderes!.. Bunların sadakat ve demokratlığı: “asıl’a, kadim DP’ye rücu ettikleri ve orijinale dönerek ‘yeter söz milletindir’ diyebildikleri takdirde Menderes’in ruhu şâd olacak ve lânet inşâllah kalkacaktır.
İşte O zaman, millet için adres “Demokrat Parti’dir.”