04 Kas
Bölgede gelişen son olaylarla alakalı durum değerlendirmesi yapan Düşünür ve yazar M. Burhan Hedbi bir de sağduyu çağrısında bulundu. Huzurlu bir gelecek ve korkusuz bir yaşam için; Kürd toplumu gerek aşiretsel gerek siyasal küskünlük ve husumetlerine bir an önce son vermek zorundadır.
Huzurlu bir gelecek ve korkusuz bir yaşam için; Kürd toplumu gerek aşiretsel gerek
siyasal küskünlük ve husumetlerine bir an önce son vermek zorundadır.
Bu bağlamda: Halkımız, olayların taraftarlarının dışında; olaylara müdahil olabilecek samimiyet ve kabiliyete sahip “Üçüncü Şahıslara” ihtiyaç duymaktadır. Zira içinde "Üçüncü Şahıs" bulunmayan milletler herhangi bir kargaşada fevri davranıp bunu daha da büyük bir kargaşaya dönüştürebilirler.
Tüm samimiyet ve içtenliğimle yaptığım bir ÇAĞRIDIR bu: Bari bundan sonra oluşan kaos ve kargaşa ve kan davalarını daha da büyütmeyecek söylemleri geliştirelim. Ataüllah İskenderi’nin de söylediği gibi: “Söylenen her söz üzerinde, içinden çıktığı kalbin kisvesi-elbisesi vardır.” Artık eylemlerimize yansıyan ve kalbimizdeki kin ve nefretin nişanesi olan söylemlerden vazgeçelim ve öncesinde de uyardığım gibi artık birbirimize hakaret etmeden eleştirebilmeyi öğrenelim. Bir insan öldükten sonra kimin haklı veya haksız olduğunu tartışmanın ne önemi var ki? Artık öncesinden birbirimizi dinlemeyi ve sorunlarımızı konuşarak çözebilme olgunluğunu düstur edinelim!
Yangına körükle gitmenin kimseye bir faydası olmayacaktır. “Size bir fasık bir haber getirirse, bilmeyerek bir topluluğa zarar verip yaptığınıza pişman olmamak için o haberin doğruluğunu araştırın. 49/6”
LÜTFEN DEDİKODULARA hemen İNANMAYALIM ve bilmeden sağa sola saldırarak sonradan pişmanlık duyacağımız daha büyük acılara sebebiyet vermeyelim.
Peygamberimizin de dediği gibi: “Fitne uykudadır. Fitneyi uyandırana Allah lanet etsin!” Artık YETER!