Düşündüren ve Ağlatan Bir Vesika..
“Güzellik yarışmaları; Müslüman Türk kadının, iffetinin, mahremiyetinin, edep ve hâyâsının, imanının, irfanının, namusunun şehvet tacirlerine peşkeş çekildiği, bir ihanet olayıdır” desem: “Gerici, Fanatik, Yobaz” mı olurum?
Komşu kızı çeşmeden su doldururken,
peçesi Fransız Gâvurları tarafından açıldığı için kurşun yağdıran Maraş Müdafaasını başlatan Sütçü İmam da mı böyle olur?
Kocası ve çocuklarının cephede şehit düştüğü öğrenen ananın; bir yandan şehitlerini ararken, öte yandan açılan başörtüsünü kapatmakla meşgulken, nedenini soranlara: “Kocamı ve çocuklarımı kaybettimse, edebimi de kaybetmedim” diyen ana ve onun yolundan gelenlerde mi olur?
Van Zeve’de, Bayburt’ta, Erzurum’da, Kars’ta; namuslarını Ermeni, Moskof, Yunan, Fransız döllerine teslim etmemek üzere, kendilerini kuyulara atan, intihar eden namus şehidi analarımız, bacılarımız, gelinlerimizde mi olur?
Destan olan, zihinlerden çıkmayan, gelecek nesillere önder olan daha böyle nice tablolar, âbide şahsiyetler, toplum liderleri, ecdat gerici, yobaz, çağdışı, fanatik mi olur?
99 yaşında toprağa giren, sözüm ona dünya güzellik kraliçesi, yosma Keriman Halis’in ölümünü, mahut medya ön planda haber verdi.
Zaman zaman büyük hatalar yapan, önce söylediklerine ters düşen yüksek rakımlı tepede oturan, “Millî Görüş” hamurundan gelmiş başkanımızın beyanatı, bu yazıyı beni yazmaya mecbur etti. Tarihin yazdığı, gelecekte ibretle okunacak bir beyanat..
Keriman Halis kimdir, nasıl kraliçe seçilmiştir, anlatayım…Sekizinci baskısı yapılan SEN KİMSİN? Kitabımın, 82 sayfasında da okuyabilirsiniz.
Yazıyı aynen birlikte okuyalım:
İlk baskı HAMMER tarihi'nde önemli bir vesika yer alır. Kanuni Sultan Süleyman'ın Fransız imparatoru Fransuva'ya yazdığı uzun bin mektup ...Günümüz neşriyatından saklanamayan, yüz milyon tarihi vesikadan sadece bir tanesi ... Karalar ve Denizler hakimi Kanuni Sultan Süleyman Han'ın tarihi mektubu (ültimatomu) aynen şöyle:
- Ben ki, kırk sekiz krallığın imparatoru Kanuni Sultan Süleyman'ım. Sefirimden aldığım mahzar'da memleketinizde "Dans” namı altında kadın erkek birbirine sarılmak suretiyle "ala meleinnas" (açıkça halk önünde) icra'yı lu'biyat olunduğu mesmuu şahanem olmuştur. Hem hudut olmaklığımız dolayısıyla işbu rezalete. memleketime sirayet ihtimali muvacehesinde name-i Hümayunumun. yedinize vusulünden itibaren işbu rezalete hatime verilmediği takdirde Orduyu Hümayun'la bizzat gelip işbu rezaleti men’e muktedirim ..” Bu tarihi ültimatom karşısında Fransa'da tam sene dansın yasak edildiği yine tarihi kaynaklar arasında belirtiliyor .
Bu gerçeklerde; Yahudi bir kuruluşun eline geçen bir televizyonda yayınlanan, Kanuni Sultan Süleyman ile ilgili bir dizideki tahribat ve yalanları, şehvet kokan sahneleri ve Osmanlı Sarayı mahremiyetine gölge düşüren, düşman kesilen ihanetleri durduramayan bir toplum, millet olarak hesap vereceğimizi de hatırlatmak isterim.
1932 yılında Cumhuriyet Gazetesi'nin tertiplediği güzellik yarışmasını Keriman Halis kazanmıştı. Aynı yıl Belçika'nın Spa şehrinde 28 ülkenin katılmasıyla dünya güzellik yarışması düzenlenmişti. 1913 yılında doğan Keriman Halis bu yarışmaya Türkiye'yi temsilen katıldı.
Spa şehrinde kalan güzeller (!); çeşitli kimselerle görüştü, konuştular. Yarışma günü, jüri önünden geçen kızlar; çıplak vücutları, tebessüm ve bakışlarıyla puan toplamaya çalıştılar.
Jüri salona geçip, puan değerlendirmeyi yaparken, başkanın konuşmazı şöyle:
"Sayın jüri üyeleri, bugün Avrupa'nın, Hıristiyanlığın zaferini kutluyoruz. 1400 senedir dünya üzerinde hakimiyetini sürdüren İslamiyet artık bitmiştir. Elbette Amerika ve Rusya'nın hakkım edemeyiz. Neticede bu, Hıristiyanlığın zaferidir. Bir zamanlar si: bile kafes arkasından seyredebilen Müslüman kadınların temsilcisi, Türk güzeli Keriman, mayo ile aramızdadır. Bu kızı, zaferimizin tacı olarak kabul edeceğiz. Onu Kraliçe seçeceğiz. Ondan daha güzel varmış, yokmuş bu önemli değil. Bu sene güzellik kraliçesi. seçmiyoruz; bu sene Hıristiyanlığın zaferini kutluyoruz. Bir zamanlar Fransa'da oynanan dansa müdahale eden Kanuni Sultan Süleyman'ın torunu işte maya ve sutyen ile önümüzdedir. Kendini bizlere beğendirmek istemektedirler. Biz de, bize uyan bu kızı beğendik. Müslümanların geleceği böyle olması temennisiyle Türk güzelini dünya güzeli olarak seçiyoruz. Fakat kadehlerimizi Avrupa'nın zaferi için kaldıracağız. "
Böylece Keriman Halis Dünya Güzeli seçildi. Resimleri gazetelere basıldı. Hatta kartpostal yapılarak satıldı, elden ele dolaştı ... Ondan sonra hiçbir Türk kızı Dünya güzeli seçilemedi. Zira Avrupa, bizim Batılılaşma gayretlerimize bu kadar rüşvet vermişti ..
Bu yosmanın, yarışma birincisi seçilmesi için kimlerin altına yattığı gerçeğini ben yazmak istemiyorum, yalan söyleyen tarihin, doğru söyleyen sayfaları arasından okuyun…
Gerçeklere sırt dönen, ‘top/pop/lop/cop’ dörtlüsü gençliğin bilmediği, bildirilmediği, Millî Eğitim politikamızda böyle gerçeklerin es geçildiği, kasıtlı olarak öğretilmediği, doğruların herkes tarafından yazılmadığı, söylenmediği bir kaos diliminde, bize ne oluyor, nereye gidiyoruz? Devletin başı böyle yaparsa, Bingöl dağlarındaki çoban ne yapsın?
Hiç düşündünüz mü?...