content Eşref Zeki PARLAK İstanbul/Üsküdar doğumlu olup memleketi Trabzon/OF'dur. Okan Üniversite İçmimarlık lisans eğitimini almaktadır. Lisans programının ilk senesinde İçmimarlık Bölümü Öğrenci Temsilcisi seçilip hemen ardından yapılan Fakülte Temsilciliğinde Okan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Başkanı olmuştur. Bilgi yelpazesinin geniş olmasına önem vererek her konuda araştırmalarına devam etmektedir. Özellikle insan psikolojisi üzerine 2002 yılından beri araştırmalar yapmaktadır. Bunun yanında felsefe, siyaset, bilim ve dini alanlarda kapsamlı araştırmaları bulunmaktadır. Geniş bir kitap arşivi bulunmakla birlikte güzel konuşma sanatı üzerine kendisini çeşitli kaynaklardan geliştirmiştir/geliştirmeye devam etmektedir. 7 Eylül 2008'de Türk İç Mimarlar Grubu'nu kurmuştur. Kısa süre içinde 4000'i aşkın üyesiyle Türkiye'nin en büyük ve en kapsamlı içmimarlık grubunu(Türk İç Mimarlar Grubu) kurmuştur. Birçok dernek ve klüpte üyeliği bulunmakla beraber Ataşehir Trabzonlular Derneği'nin kurucu üyelerindendir. Alanında ün yapmış sanat hocalarıyla çeşitli sanatsal aktivitelerde bulunmaktadır. Bunun yanında çeşitli gazeteci, köşe yazarlarıyla araştırmalarda bulunmaktadır. Yabancı dil olarak İngilizce bilmektedir. Eşref Zeki PARLAK
28 Haz

Dünyayı Yönetenler; Masonlar ve “Gizli Baron”

Dünyayı yönetenlerin asıl onlar olduğu söyleniyor. Dudak uçuklatan servetleri ve milyonlarca üyeleri var...***
Günümüzde nükleer başlıklardan, füzelerden, bombalardan vesaire daha da önemli bir silah var. Bu silah "İSTİHBARAT"!

İstihbaratı en güçlü olan dünyanın da en güçlüsü olur. İstihbarat, diğer ülkedeki uçan sineklerden bile haberdar ederken, düşman ülkenin silahını kendisine karşı kullanmasını sağlayabilecek bir güçtür.

(BUNDAN SONRAKİ YAZIMDA TÜRKİYE'DE GEÇMİŞTEN BUGÜNE MASONLARIN YAPTIKLARINI VE TÜRKİYE'YE ŞUANDA NELER YAPMAYA ÇALIŞTIKLARINI SİZLERE ARZ EDECEĞİM! "MASONLARIN 'ERGENEKON' ÜZERİNDEN TÜRKİYE'YE ETKİSİ")

Aşağıda bahsedeceğim örgütleri açıklamamın sebebini bu konuda Amerika'da 'İsrail lobisi'nin gücünü anlattıkları makaleleriyle 'lobi' mensuplarının şimşeklerini üzerlerine çeken Harvardlı profesör Stephen Walt şöyle açıklıyor:

"Walt`a göre İsrail lobisinin etkili olmasının sebebi ise şunlar: Bir şeye çok odaklanmış küçük grupların başarılı olması, iyi finanse edilmesi ve büyük medyanın çoğunun İsrail`i tutması."

Hazırsanız başlayalım:

Ne zamandır bahsettiğim "Gizli Baron" ismindeki gizli örgütün masanın başındaki kişi(ülke) tahmin edilebileceği gibi İsrail.

İddaa ediyorum; Amerika'nın da Türkiye'nin de ve birçok ülkeninde hükümetinin seçiminde MOSSAD'ın parmağı var! İsrail masanın başında otururken, CIA ise o masada İsrail'in hemen sağında oturan ABD.

***

Öncelikle geçmişten bugüne yahudilerin ciddi bir istihbarat paylaşımının olduğu biliniyor. Hatta Osmanlı'nın istihbarat konusunda diğerlerine nazaran zayıf olduğunu söylediğimde bana kızanlar olmuştu. Bende OSMANLI torunuyum. Ecdadımın başarılarıyla kıvanç duyup, göğsümü kabarta kabarta geziyorum. Ama eksiklerimizin ya da yanlışlarımızın olmadığı varsayımlarıyla da ne biz bir yerlere gelebiliriz ne de ülkemiz bir yerlere gelebilir. Dileyen bu konuda Osmanlı Tarihi'ni inceleyerek Osmanlı İstihbaratı hakkında pek kapsamlı bilgilerin olmadığını da göreceklerdir.

Gerçi ülkemizdeki en büyük sorun da o ya; hiç kimse objektif olamıyor neredeyse...

Eğri oturup doğru konuşalım! Yanlışlarımızı görmek bizim yararımıza...

***

Uzatmadan İsrail Lobisi'nin faaliyetlerine geçiyorum:

ÖNCELİKLE BU LOBİNİN ALT DALLARINI TANIYALIM

MASONLAR

‘Mason’ kelimesi taş ustası anlamına gelir. Başlangıçta mason loncaları gerçekten masonlardan, yani taş ustalarından oluşmaktaydı fakat daha sonra nedeni bilinmeyen bi şekilde, taş ustası olmayan bi kaç kişi bu loncalara girdi ve bu akımla birlikte oluşan yeni gruba ‘Hür ve kabul edilmiş mason’ (free mason) dendi.

5 MİLYON ÜYESİ BULUNMAKTADIR
Masonluk, başlangıcının resmi olarak 16′ncı yüzyılın sonu ve 17′nci yüzyılın başlarına dayandığı düşünülen bir çeşit ‘Kardeşlik’ organizasyonudur. Dünyanın birçok ülkesinde beş milyon üyesi bulunmaktadır. Sadece İngiltere, İskoçya ve İrlanda’da 480 bin, Amerika Birleşik Devletleri’nde ise iki milyona yakın üyesi bulunmaktadır.

MASONLARIN GİZLİ SIRLARI
Masonlar için sır ve gizliliğin bir gereği olan sembolizm çok büyük önem taşır. Masonlukta semboller, Masonik ilkeleri daha iyi anlatmak ritüellerin içerdiği aşamaları ve öğütleri belleklere iyice yerleştirmek bunların uzun ömürlü olmalarını sağlamak için kullanılırlar.

Masonlukta sır olarak nitelendirilen şeylerin başında Masonik işaretler, sözcükler ve simgelere verilen anlamlar gelir.

İLLUMİNATİ

1776 yılında Almanya’nın Münih kentinde, Adam Weishaupt isimli Kabbalacı bir hukuk profesörü ve Baron von Knigge önderliğinde kurulan gizli bir topluluktur.

AYDINLATILMIŞ OLANLAR
Illuminati, ‘Aydınlanmış Olanlar’ anlamına gelmektedir. Topluluğun kuruluş amacı cehaletle, baskıcılıkla ve kilisenin dogmalarıyla mücadele etmekti. Her ne kadar asıl amaç, aydınlanarak dinsel dogmalardan uzak, hür düşünceyi ve Newtoncu pozitif bilimin önünü açmak idiyse de, daha sonraları gizli siyasi amaçları olduğu öne sürüldü. İlluminati dünya siyaset tarihinin belki de zaman içerisinde üzerine en fazla komplo teorisi üretilmiş topluluğu halini almıştır.

Illuminati şebekesinin fikri altyapısını oluşturan Tapınak Şövalyeleri orijinal adıyla "Tampliye Tarikatı" Haçlı seferleri sonrasında*Kudüs'te kuruldu. Bu adı almalarının sebebi ise iddia edildiğine göre*Kudüs*kralının Süleyman mabedinin bulunduğunu ileri sürdükleri bölgeyi koruma görevini kendilerine vermesiymiş. Masonluğun da temel fikriyatını geliştiren Tapınak Şövalyeleri muhtelif adlarla varlığını sürdürmüştür. Bugün bu hareketin en çok tanınan kolu ise Sion Birliği'dir.

Illuminati şebekesini oluşturanlar ise hem masonluk hem de Tapınak Şövalyeleri hareketi ile irtibatı olan kişilerdi. Tapınak Şövalyeleri, Mason Biraderler ve Illuminati Şebekesi'nin fikriyatlarını, tören biçimlerini, beyin yıkama metotlarını ve simgelerini bağımsız bir bakış açısıyla inceleyenler bunların hepsinin de aynı kaynaktan beslendikleri ve aynı amaca hizmet ettikleri üzerinde ittifak etmektedirler.

-Yuvarlak Masa Teorisi-
Illuminati şebekesinin sonradan ortaya çıkan temel amacı bütün dünyayı tek merkezden yönetebilmek için eli her tarafa uzanabilen bir ağ oluşturmaktı. Fakat bunun gerçekleşmesi için birbirleriyle irtibatlı birtakım alt mekanizmaların oluşturulmasına ihtiyaç vardı. İşte bundan dolayı bir Yuvarlak Masa (The Round Table) teorisi geliştirildi. Bu teoriye göre şekillendirilecek organlar, üstlendikleri görevlere göre kendi aralarında bir irtibat ağı kuracak, bilgi alış verişinde bulunacak ve dünya ülkelerini yönlendirecek politikalar geliştireceklerdi. Yuvarlak Masa organlarının elemanları kendi ülkelerinde etkili kişiler olacaklardı.

Yuvarlak Masa teorisi ilk olarak 1877'de John D. Rockefeller, Cecil Rhodes, John P. Morgan, Andrew Carnegie ve Mayer A. Rothschild'dan oluşan beşli tarafından ortaya atılmıştır. Bunların hepsi de Illuminati şebekesinin üyeleriydi ve üçü yani Rockefeller, Morgan ve Rothshild yahudi kökenliydi.

BOHEMİAN KLÜBÜ

1872'de kurulmuş bir örgüttür. ABD’nin batı yakasındaki elitleri bu topluluğun üyesidir. Cumhuriyetçi başkan ve başkan adaylarının tümü bu topluluğun üyesidir.

Faliyetleri son derece gizli olan topluluğun özel vadisine giriş ABD devlet güçleri tarafından engellenmektedir. Merkezdeki çiftlik aynı anda yüzlerce kişinin hafta sonu toplantılarına katılabileceği niteliktedir. ABD’nin hemen her eyaletinde tapınakları vardır. Sembolleri baykuştur. Ritüellerde baykuşa hitap edilir ve bir simge olarak baykuş motifi kullanılır.

Bohemian Grove hem çok zengin hem de en kilit noktalardaki elitlerin oluşturduğu daha üst ve çok daha gizli bir seçkin kulübüdür. Bine yakın ABD eliti sürekli olarak hafta sonu California’da veya diğer eyaletlerdeki çiftiklerde toplanıp törenler yapıyorlar ve gizli ritüeller uygulanıyor.

TRİLATERAL KOMİSYON

Trilateral Komisyon, 1974 senesinde kuruldu. Kurucusu, bütün Siyonist teşkilatlanmanın “mimarı” olan David Rockefeller'dir.

Bir Fransız neşriyatında bahsedildiği üzere, "David Rockefeller, 1972 yılındaki Bilderberg toplantısından sonra (Trilateral) Komisyon'a üye olarak beynelmilel sermayedarları, üst seviye siyasetçileri ve ünlü Yahudileri bir araya getirmeye” başlamasıyla Trilateral Komisyon hayata geçirildi.

Trilateral Komisyon, üç büyük "gelişmiş sanayi sahasının” siyasetçi, sermayedarlarının bir araya getirilmesinden müteşekkildir ki, bunlar, Kuzey Amerika (ABD ve Kanada), Avrupa ve Japonya'dır.

Trilateral Komisyon'un -kurucu- başkanlığına, Aşkenaz Yahudisi Zbigniev Brzezinski getirildi.

Zbigniev Brzezinski, Amerikan siyasetini "yönlendiren" bir büyük siyonist şahsiyettir.

ABD siyasetini, 20. yüzyılın başında nasıl ki, Vilson'un eliyle Albay House yönlendirmiş ve sonra da “bayrağı” Henry Kisinger'a devretmiş ise, Brzezinski de şu anda Kisinger'in "tahtının” tek adayıdır.

Rockefeller'la içlidışlı bir insandır.

Vakıf'ları adına birçok çalışmada bulunmuştur.

Bu çalışmalar, tıpkı, Kisinger'ın daha “Amerikan Harb Doktrini” olarak kabul edilmeden önce yaptığı “Özel Harp” (Ayaklandırmaları Bastırma Sanatı) gibi, daha sonradan Amerikan devletinin “politikası” haline getirilmiştir.

Trilateral Komisyon da işte bu şekilde, esasta Zbigniev Brzezinski'nin bir "çalışması”dır.

Trilateral Komisyon kurulmadan evvel kaleme aldığı "İki Çağ Arasında” isimli eserinde "üç bölgeli" bir "birlik"ten bahsetmekte ve bunun "faydalarını” kaleme almaktadır.

Tarikatın simgesi şu şekildedir: Bir kürenin üç yanından üç üçgen uzayarak kürenin ortasında buluşurlar ama birleşmemişlerdir. Bunları birleştirdiğiniz taktirde tek bir büyük üçgen meydana çıkar. Her bir üçgen trilateralin üç bölgesini simgeler. Üçgenler muhtemelen piramiti simgelemektedir. Büyük üçgen de büyük piramittir. Büyük piramitin birleşmemiş olması, tek dünya devletinin henüz kurulmamış olduğunu gösteriyor olabilir.

***

ŞİMDİ İSRAİL LOBİSİNİN ÖZETLE; DİĞER ÜLKELERİ KATIP LAF KALABALIĞI YAPMADAN, İŞLEYİŞİNİ ANLAMAK İÇİN ÖNCE AMERİKA ve SONRA DA(Sonra ki yazımda) TÜRKİYE ÜZERİNDEKİ ETKİLERİNE BAKALIM!

İSRAİL LOBİSİ'NİN AMERİKA ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ

Amerika Birleşik Devletlerinin dış politikasını ve askeri operasyonlarını İsrail lehine etkileyerek, İsrail'in tek başına yapamadığı "Irak İşgali" türü operasyonların ABD tarafından yapılmasını ve finanse edilmesini sağlayan sivil toplum örgütleri koalisyonudur.

"İsrail Lobisi" üzerine kitap yazan John Mearsheimer ve Stephen Walt'a göre bu Lobi esas olarak iki ana kuruluş ve yörüngesindeki sivil toplum örgütlerinden oluşmaktadır:

Amerikan-İsrail Halkla İlişkiler Komitesi (American Israel Public Affairs Committee, AIPAC) ABD Meclisi ve Senatosu nezdinde lobi faaliyetlerinde bulunmaktadır.

Büyük Amerikan Musevi Örgütleri Başkanları Konferansı (Conference of Presidents of Major American Jewish Organizations) ise ABD'deki musevi toplumu ile ABD hükümeti arasındaki bağlantıyı sağlamaktadır.

Bunun yanında Amerikan Girişimcilik Enstitüsü (American Enterprise Institute, AEI), Hudson Enstitüsü (Hudson Institute), Orta Doğu Politikası için Washington Enstitüsü (Washington Institute for Near East Policy, WINEP) gibi yeni-muhafazakar Neo-Con politikaların geliştirildiği düşünce kuruluşları da "İsrail Lobisi"nin entellektüel kuruluşları olarak finanse edilmekte ve çalışmaktadırlar. (Vikipedi)

ABD’de faaliyet gösteren İsrail yanlısı*American Enterprise Institute, Brooking Institution, The Center for Security Policy, The Foreign Policy Research Institute, Heritage Foundation, The Hudson Institute, Institute for Foreign Policy Analysis*ve*Jewish Institute for National Security Affairs (JINSA)*gibi nüfuzlu ve müthiş lobiler yapan kuruluşlar var.

ABD başkan adaylarının –ister Demokrat ister Cumhuriyetçi olsun– seçim çalışmaları için gerekli olan paranın yüzde 60’ı Yahudi kökenli işadamlarından gelmektedir. Böylece lobi her iki tarafa da danışman olarak mutlaka Yahudi kökenli birini ya da İsrail’e sempatiyle bakan bir danışmanı angaje etmektedir.

Tüm bunlar etkili birer unsurdurlar, ama işin en önemli kısmı medyadır.

Dünya üzerinde İsrail ve Yahudiler kadar medyayı etkin olarak kullanan başka bir ülke ya da halk yoktur. Bugün*Wall Street Journal, Chicago Sun-Times, Washington Times, New York Times*gibi gazeteler,*Commentary, the New Republic*ve*the Weekly Standard*gibi dergiler,*CNN*ve*NBC*gibi televizyon kanalları tamamen İsrail’in çıkarlarına göre yayın yapmaktadırlar.*

***

Amerika`nın itibarlı eğitim kurumlarından Harvard ve Chicago üniversitelerinde çalışan iki akademisyen, imza attıkları akademik bir çalışma yüzünden az daha aforoz edileceklerdi. Stephen Walt ve John Mearsheimer isimli iki araştırmacının suçu, İsrail`in Amerikan dış siyaseti üzerindeki etkisini araştırmaktı.

İkilinin, Harvard Üniversitesi`nin internet sitesinde yer alan çalışmaları üzerine kıyamet koptu. İsrail yanlısı çevreler ayağa kalkarak üniversite yönetimini ablukaya aldı. Nasıl olur da Harvard böyle bir çalışmaya izin verirdi? İki bilim adamı derhal Yahudi düşmanlığıyla yaftalandı.

Tepkiler o kadar büyüdü ki, Harvard Üniversitesi çalışmada kendi logosunun kullanılmamasını istedi. (...)

Üniversitenin web sayfasından yüzbinlerce defa indirilen çalışmayı, ABD`de basacak bir yayınevi bulmak mümkün olmadığı için kitap ancak İngiltere`de basılabildi.

(...) Walt ve Mearsheimer`in çalışmalarındaki temel argüman, İsrail ile ilişkilerin ABD için stratejik bir yük haline geldiğiydi. Bu ilişki yüzünde, ABD`nin Ortadoğu siyaseti çıkmaza giriyordu.

İkiliye göre bu duruma rağmen ABD, İsrail`e kayıtsız şartsız destek vermeye devam etmekteydi. Bu sıra dışı desteğin nedeniyse İsrail lobisiydi. Son derece iyi örgütlenmiş olan bu lobi o kadar güçlüydü ki Amerikan dış politikalarını bile belirleyebilmekteydi. Irak`ın işgalinde bu lobinin etkisi vardı. ABD`nin Suriye ile görüşmesini engelleyen bu lobiydi. İran`a yapılacak bir saldırıyı teşvik eden de aynı çevreydi. Lobi o kadar etkiliydi ki kendisinden bahsedilmesi bile yasaktı. Bu yasağı çiğneyenler ve bu lobiyi ya da İsrail`i eleştirenler hemen antisemitik olmakla itham ediliyorlardı...

***

Gözüktüğü gibi süper güç dediğimiz Amerika'nın çaresizliği, güçlü istihbarat karşısında boyun eğmiş durumda.

Peki bu gücün TÜRKİYE'MİZ üzerindeki etkisi ne?

İktidara hangi parti getirilmek isteniyor?

Türkiye kurulduğunda meclisteki masonlar kimlerdi?

O masonların Ergenekon üzerindeki etkisi ne oldu?

Ergenekon'u nasıl kurdular?

ve daha birçok sorunun cevabı inşaAllah bir sonraki yazımda...

Allah yâr ve yardımcımız olsun.

Selam ve dua ile...

 

Twitter: http://twitter.com/ezmparlak

Etiketler : ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

1 Kere Cevaplanmış to “Dünyayı Yönetenler; Masonlar ve “Gizli Baron””

  1. 1
    ismail karagülle Says:

    Bu kadar etkili bir teşkilat ancak bir adamı hapisten , çıkınca muhtar bile olamıyacak bir durumda iken , ne yapacağını kimsenin bilmediği , ne yapacağını söylemeden , büyük bir çoğunlukla ülkenin başına getirebilir. Ve yine kullandıktan sonra al aşağı edeb
    ilir. Önce iktidar eder. ceraret madalyaları verir . kullanıp işi bitince de bir yerlere süpürüverir.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank