Dünya Şairi Yazarımız Harika Ufukla Harika Bir Röportaj
Röroptaj: Emine Dönüş ÖZATAR
Değerli Bilgi Ağı, Yazar Portal, Tasviri Efkar okurlarımız;
Bilgi Ağı, Yazar Portal Tasviri Efkar Röportajlar dizisini yazarımız dünya şairi Harika UFUK'la başlatıyoruz. Kendisi yaşayan şair ve yazarlarımız arasında şiir ve edebiyat deyince akla ilk gelen isimlerden birisi. Bir çok kitabı olan yazarımızın şiirleri dünyada bir çok dile çevrilmiştir ve onlarca ödül
almıştır. Bu harika insan, aynı zamanda röportajlar dizimizin de İSİM ANASI dır.
Harika hanım, birazdan sorularıma başlayacağım ama öncelikle bilgi ağı olarak ilk sizin gibi harika bir yazarımızı ağırlamaktan çok mutlu olduğumu ifade etmeliyim. Harika Röportajlar dizimizin de İSİM ANASI olmanız ayrı bir güzellik hem benim hem gazetemiz, portalımız için tabi ki. Bir dünya şairiçesini Türkiye'nin Yazar Portali olarak ağırlıyoruz, bu vesile ile okurlarımız sizi biraz daha yakından tanıma fırsatı bulacaktır.
1. Ben ilk sorumu da hemen yöneltmiş olayım size. Şair olma isteğiniz ne zaman başladı?
Dönüş hanım, öncelikle ben de size teşekkür ederim. Bilgi Ağı Yazar Portali ve Tasviri Efkar benim için de çok özel ve anlamlı bir edebiyat ve medya portalıdır. En başta şunu söylemeliyim ki, siz de Türkiye'nin ilk ve tek interaktif köşe yazarı gazetesi ve yazar portalısınız, benzerleri belki şimdiye kadar olmuştur ama bilgi ağının ciddi ve istikrarlı yönü, onu referans bir yayın kuruluşu haline getirmiştir. Bilirsiniz, bir işe başlamak değil o işi bitirmek te değil, o işi uzun süre sürdürmek daha zordur. İşte siz bunu sürdürüyorsunuz. Bildiğim kadarıyla beş ya da altı yılı geride bıraktınız. Üstelik te bu işi profesyonel olarak yapıyorsunuz ve şimdiye kadar hiç reklam almadan bu işi sürdürüyorsunuz. İşte buna işi sanat için yapmak ve gönül vermek denir. Reklamsız bir yayın kuruluşunda yazmak beni ziyadesiyle gururlandırıyor. Sadece Türkiye'nin değil dünyanın da bu yönünüzle yayıncılık konseptini değiştiriyorsunuz. Portalimiz hakkında daha çok şey söylerim tabi ki ama, hem okuyucuları hem sizi tutmamak adına sorunuza geçmek istiyorum.
Şair olma değil de şiir yazma isteği diye cevaplayayım bunu. İlkokul 2. Sınıfa başladığımda şiir yazmaya da başladım. İlk şiirim bir kıtalık Anadolu başlıklı şiirimdi. Şair olacağım arzusuyla değil, içimden gelen şiir yazma aşkıyla yazıyordum. Şiir yazmaktan çok büyük bir keyif alıyordum.
2. Sizi ortaya başarılı eserler koymaya teşvik eden şey neydi?
İlkokul öğretmenim Mürüvvet Çalık Hanımefendi yazdıklarımı çok beğeniyordu. Yazdığım her şiiri önce anneme sonra öğretmenime gösteriyordum. Öğretmenim yazdığım şiirleri alıyordu, bazen sınıf panosunda bazen okul panosunda sergiliyordu. Amacım onları mutlu etmekti. Teşvik gördükçe yazma isteğim de artıyordu. 2004 yılına kadar kendime şair demedim. Her şiir yazan şair olamaz. Her yazılan da şiir olamaz. 2004 yılında şiiri hobi olmaktan çıkarttım, yaşam biçimim haline getirdim. Yılmadan, ümitsizliğe kapılmadan çok çalışarak ve sadece kendimle yarışarak bu günlere ulaştım.
3. Şiirlerinizi yazdıktan sonra ilk kime okursunuz?
Eskiden anneme ve babama okurdum. Büyüdükçe şiirlerimi saklamaya başladım. İlk gençlik yıllarımda şiir defteri tutuyordum. Artık şiirlerimi kimseyle paylaşmıyordum. Defterim, kalemim ve ben… Üçümüz arasındaydı şiirlerim. Öğretmen Okulu’nda öğrenci olduğum yıllarda ailemin ve edebiyat öğretmenim Sevgi Koçer Hanımefendi’nin teşvikleriyle şiir yazma ve okuma dallarında yarışmalara katıldım. Girdiğim her yarışmadan çeşitli ödüller kazandım. Genellikle kitap ve dolmakalem türünden ödüllerdi bunlar… Maddi değeri çok olmayan ama benim için manevi değerine paha biçilemeyen bu hediyeleri hâlâ saklıyorum.
4. Bir şiiri yazarken ne gibi süreçten geçersiniz?
Bir şiiri yazarken geçtiğim veya geçeceğimi düşündüğüm bir süreç yoktur. Günün herhangi bir saatinde şiir kendiliğinden gelir. O anda yanımda kâğıt- kalem yoksa sonradan hatırlarım bunu dediğim zaman o şiir uçup gider. Tembelliğe, ihmale gelmez şiir… Bazen tam uykuya dalarken dudaklarımdan dökülmeye başlar. Uyku tatlı gelirse şiir kaybolur. Yoksa yataktan fırlarım ve başucumdan eksik etmediğim ajandam ve kalemim şiirimin doğumuna tanık olur. Elektrik kesikse karanlıkta yazarım, ertesi sabah zor okurum yazdıklarımı ama en azından şiir kaybolmamıştır. Bazen bir lokantada gelir şiir… Peçetelere yazılmış çok şiirim vardır. Hatta Mersin’de balık yediğimiz bir restorana ne zaman gitsem şiir mutlaka gelir. Burada yazdığım şiirler peçetelerden kurtulup ödüllü şiirlerimden olmuşlardır. “Eksilen Yanım” adlı şiirim de peçeteden ödüle transfer olan şiirlerimden biridir. Bazen de o peçeteye şiir yazdığımı unutup çöpe atarım. Bu şekilde kaybolmuş şiirlerim de vardır. Yanımdan kâğıt- kalemi eksik etmem genellikle… Kısaca şiir kendiliğinden gelir. Sürecini de kendi belirler. Bazı şiirlerim bir kalemde çıkar, genelde bu şiirler ödül alanlardır. Bazıları da bir türlü içime sinmez. Her okumamda değiştiririm. O kadar değişir ki bazı zamanlar ilk halinden hayli uzaklaştığı da olabilir.
5. Şiir kitabı ya da kitap okurken seçici olmak mı, yoksa ayırt etmeden ne bulursak okumak mı, gereklidir?
Şiir; güzellik demektir. Üzerinde “Şiir Kitabı” yazan her kitap gerçekte şiir kitabı değildir. Seçici olmakta fayda vardır. Genelde ustalardan okuyarak başlamak şiir kültürüne sahip olmanın ilk basamağıdır. Şiirin ne olduğunu kavradıktan sonra dilediğinizi okuyunuz. O zaman iyiyle kötüyü daha kolay ayırt edersiniz.
6. Sizce yazarlık doğuştan gelen bir yetenek midir? Yoksa çalışarak da yazar olunabilir mi?
Bence bir insan şair veya yazar doğar. O yetenekleri olmayan biri hayatı boyunca bir şeyler yazabilir ama bunlar ona şairlik unvanını kazandırmaz. Şunu da belirteyim, doğuştan getirdiğiniz yeteneğinizi çok çalışarak geliştirmeniz gerekir. Benim annem de babam da şiir yazarlardı. Onlardan etkilenmişimdir. Özellikle babamın şiirleri oldukça başarılıydı. Babamın şiirleri aile içinde kalmıştır. Birgün “Bunlara gerek yok.” diyerek şiirlerini yaktı. Çalışarak daha iyi bir şair daha iyi bir yazar olunur. Ben bu yaşımda oldum demiyorum, daha çok yolum var diyorum.
7. Şu anda yaptığın işin dışında ne iş yapmak isterdiniz?
Yaptığım işim Türkçe-Edebiyat öğretmenliği… Adana Sakıp Sabancı Orta Okulunda Türkçe öğretmenliği yaptım. Adana Kız Lisesi’nde de yıllarca Türkçe, Türk Dili ve Edebiyatı öğretmenliği yaptım. Severek ve isteyerek seçtiğim bir meslek olduğu için zevkle çalıştım. Emekli olduktan sonra şiir yazmaya ağırlık verdim. Şairlik, yazarlık işimden ayrı değildir. Öğretmenliğimin şairliğime de, yazarlığıma da katkısı çoktur. Şairliğimin, yazarlığımın da öğretmenliğime çok şey kattığına inanıyorum. Yani iki işim de birbirlerine destekti.
Devamı yarın...