Dünya Beşten Büyüktü, Beş de Bizden Büyüktü!
Ağlıyorum… Çocukların öldürüldüğünü, katlediğini, bombalarla parçalandığını, bombaların altında kaldığını gördükçe içim parçalanıyor.
Gözyaşlarımı tutamıyorum.
Hıçkıra hıçkıra ağlamak istiyorum…
Bağıra bağıra, lanet okuya okuya…
****
Yıkılan şehirler yeniden yapılır… Sorun yok…
Katledilen insanlar geriye gelmeyecek… Yaralanan yüreklerimizden birşey hep eksik kalacak.
****
Canlı bombalar, bomba yüklü araçlar, tuzaklar patladıkça ölen her çocuğa, her insana içim yanıyor.
Fark etmiyor, Suriye’de ya da Türkiye’de ya da dünyanın herhangi bir yerinde…
Fark etmiyor müslüman ya da başka bir inançtan…
Fark etmiyor Türk ya da Kürt…
Arap ya da başka bir etnik kimlik…
Öldürenin kimliği ile de ilgilenmiyorum.
****
Suriye’de ölenleri önce inançları üzerinden görenlerin samimiyetine de inanmıyorum…
İnanıyorsanız herkes Allah’ın yarattığı…
Allah hangi kulunu, müslüman ya da hristiyan, Türk ya da Arap olduğu için kayırır mı, ayırır mı?
Sadece kendi inancından olduğu için, sadece kendi etnik kimliğinden olduğu için, sadece kendi ideolojisinden olduğu için ölenlere ağlayanlara, tepki gösterenlere de kızıyorum.
Anlamıyorum onları…
Ölüm…
Fark etmiyor öldürülenin kimliği…İnsan…
Çocukların, insanların katilinin kimliğiyle de ilgilenmiyorum.
Sadece katil ve canavar.
****
Evet Suriye’de can pazarı var.
Ve bu can pazarında Türkiye olarak katkımız var.
Kabul edin ya da etmeyin.
Ölümlerden sorumluyuz…
Öldürenlerle öyle ya da böyle ilişkimiz var.
Düne kadar Esad kardeşimizdi.
Çok sorumuz olan sıfır sorunlu ülkeydi.
Baba Esad, oğul Esad döneminde de Suriye’de diktatörlük, tek adamlık vardı.
Demokrasi yoktu. Ama bizim ilişkimiz vardı.
Yapmamız gereken kadife eldiven olmaktı, demir yumruk değil.
****
Sonra Arap baharı ile beraber tutumlarımız da değişti.
Ortadoğu’da diktatörlere karşı mücadele eden halkların yanındaydık.
AK Parti kendi deneyiminden yola çıkarak Arap muhalefetine örnek oluyordu.
Ancak bizde değişiklik oldu. Mısır’da Mursi devrilince tutumumuz değişti.
Libya’da müdaheleye karşıydık, Suriye’de ise herkesten daha şahindik…
Silahlı kalkışmaları desteklemeye başladık.
Arkadan da itikledik.
Kendi topraklarımıza yönelik bir silahlı kalkışmada, destek olan ülkelere nasıl karşı çıkıyorsak, çıkacaksak başka ülkelerin içlerine silahlı müdahaleye de karşı çıkmalıydık, halbuki…
Nedense derin starejimiz, Osmanlılık özlemleri bizi emperyal emellere itti.
****
Dünya beşten büyüktü.
Beş de bizden büyüktü…
Aynı dünya bizden de büyüktü.
Dünya beşten büyüktü, ancak altıncı büyük olmak istiyorduk.
Beşin karşısında dünyanın vicdanı olacakken, altıncı olma isteğimiz gücümüz abarttığımız için tüm dış politikalarımızın çöküş nedeni oldu.
Şimdi, bir bir tüm politikalardan vazgeçiyoruz.
Önce İsrail ile barış yaptık.
Sonra Rusya ile…
Şimdi Suriye ile hazırlanıyoruz.
Sonrası mı?
****
PKK’nın hendek savaşında devletin yaptıkları ortada duruyor.
Başka türlüsü de asla düşünülemezdi.
Ancak bu Suriye’de ister diktatörlük olsun isterse başka birşey orada da düşünülemezdi.
Her devletin kendi topraklarında silahlı kalkışmaya girişenlere tepkisi aynı oluyor.
Başarılı ya da başarısız…
Bir gerçek var, günümüz dünyasında 20. yüzyılın başlarında olduğu gibi silahlı kalkışmaların başarılı olma şansı da yok.
AK Parti’nin kendi deneyimi tüm Arap dünyasına taşıyabilirdi…
Yumuşak, demokratik muhalefetin abiliğini yapabilirdi.
Kendi gücümüzü abartmamız ayaklarımızın yere basmaması bizi yanlışa itti.
****
Bugün ülkemizde misafir olan Suriyeli göçmenlerden nefret edenler, Suriyeli çocuklar için gözyaşı döküyorlarmış…
Sormazlar mı adama?
Neden o zaman Suriyeli göçmenlerden nefret ediyorsunuz.
Bugün topraklarımızda olanlar şuanda oralarda olsalardı ölüyor, sakat kalıyor olacaklardı, yüzbinler…
Çocukların, anaların, babalarının ölmemesini sağladığımız için gurur duymamız gerekmiyor mu?
Suriye’de ölen her çocuk için ağlayanlar ya samimi değiller ancak Suriyeli göçmenlerden duydukları nefret ise tamamen gerçek.
Son söz: Ne katillerin inançlarıyla, etnik kimlikleriyle, dünya görüşleriyle ilgileniyorum. Ne de ölenlerin farklılıklarıyla… Ölenler masum… Öldürenler ise katil ve canavar. Destek verenler ise katillerin işbirlikçileri… İster beşler, ister dünyanın herhangi bir yerindekiler… Türkiye yeni dünyanın vicdanı olabilecek gücü de dinamizmi de deneyimi de var… Şimdi bunu yeniden öne çıkarmak gerekiyor. Duvara toslayan tüm iç ve dış politikalardan vazgeçmeli… Hem de derhal…
Yoksa çok zarar göreceğiz..