Dünün Yoksulları Bugünün Zenginleri…
Hırsızsınız. İddia ediyorum, siz bir hırsızsınız.
Ayrımsız söylüyorum.
Siyasi ayrım yapmıyorum.
Dünün yoksulları, bugünün siyasetten kaptıkları pozisyonlar sayesinde zengin olanlara sözüm.
Onlar; senin, benim, onun, şunun; kısacası kamunun mallarını çalıyorlar.
Kentlerin ve çocuklarımızın geleceğini gasp ediyorlar.
Bunu yaparken ahlaki bir kılıf da uyduruyorlar.
***
İhaleden pay almaya, planlardan komisyon almaya, ısmarlama plan tadilatı yapmaya, yoğunluk artırmaya hakları olduğuna inanıyorlar.
Komisyonculuk yaparak, ticaret yaptıklarını düşünüyorlar.
Yapılacak imar planlarından, konut projelerinden kendilerine pay alarak bunun bir işbitiricilik olduğunu düşünüyorlar.
***
Kendileri pay almadıklarında, girişimcinin, sanayicinin, müteahhidin kar etmeyeceğini, daha düşük kar edeceğini düşünerek, ‘kazandı, kazandırdı’ diyerek vicdanlarını rahatlatıyorlar. Ahlaklarını tazeliyorlar.
Önce kazandırıyor, sonra kazanılandan kendilerine pay alıyorlar.
Ve bunun da hakları olduğuna yürekten inanıyorlar.
Siyaseten kazandıkları pozisyonları kullanarak, Harun kadar zenginleşiyorlar.
Ve bu zenginliğin hakları olduğuna inanıyorlar.
Zenginliklerini, büyük bedelleri göze alarak, binbir emekle kazanılmış sayıyorlar.
***
Ahmet Altan bir yazısında ve kendisiyle yapılan bir söyleşide; “Kimseyi kendi ahlakınla yargılama. Her şeyi onun ahlakı ile yargıla. Ben senin ahlak ölçülerini yargılayamam, sen de benim ahlak ölçülerimi yargılayamazsın” diyordu.
***
Evet benim ahlaki değerlerimle yargılamıyorum sizi.
Kendi ahlaki değerlerinize göre de ‘hırsız’ olduğunuzu iddia ediyorum.
Kimileri dindar olduklarını, kimileri de ahlaklı ve namuslu olduğunu iddia ediyorlar. Çoğunun Allah korkusu var, cehennemden korkuyorlar.
Ancak gönüllerinden, akıllarından geçen her şeyi bilen Allah’ı kandırdıklarını sanıyorlar.
Kentleri yağmalıyorlar.
Kentlerin geleceğini çalıyorlar.
Kent rantı yaratarak, o rantları paylaşıyorlar.
Ve size ait olmayan değerler üzerinden sadece iktidar ve çoğunluk olmanın avantajlarını kullanarak zenginleşiyorlar.
Sonra o kazandıkları zenginlikler üzerinden ticaret yaparak daha da Harun oluyorlar.
***
Ve biliyorum, bugün zenginleşen en önemli kesim dindarlar. Ve onlar yaptıkları hırsızlıklardan dolayı bu dünyada asla yargılanmayacaklar.
Çoğu bu toplumun yeni zenginleri ve en zengin adamları oldu.
Dünkülerin izinden gidiyorlar.
Onlar toplumu zenginleştirmiyorlardı, değiştirmiyorlardı.
Bunlar hem toplumu zenginleştiriyorlar hem değiştirerek zenginleşiyorlar.
Bundan dolayı, onların diğerlerinin yaptıklarını yaptıklarında, görmezlikten mi geleceğiz?
***
Ve biliyorum ki, onlara karşı çıkanlar da aslında zenginleşemedikleri için onlara kızıyorlar.
Çünkü onlara karşı çıktıklarını söyleyenlerin zihniyetleri de onlardan aşağı kalır yanları olmayanlar.
Bakın Cumhuriyetin kuruluşundan bugüne kadar yaşananlara, zenginleşmelere ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız.
***
Ne Musa’ya, ne İsa’ya yaranmadan yazmaya devam edeceğim.
Siyasi pozisyonlar kapılarak zenginleşmenin önü kapanmadan bu toplumda vicdan muhasebesi yapıl(a)mayacak.
Ve özellikle gerçek dindarlar, yaşanılan hırsızlıklar ve adaletsizlikler karşısında ayrımsız seslerini yükseltmeden bu toplum temizlenmeyecek.
Galiba o ses yükselmeden de adaletli, eşit ve demokratik bir hukuk sistemini kuramayacağız.