Dr. Çapan Neden Açık Hedefe Dönüştürülüyor?
Esenyurt Kurucu Belediye Başkanı Dr. Gürbüz Çapan ile ilgili belediye başkanlığı döneminde Esenyurt'ta açılan her işyerine, yapılan her inşaata ortak olduğu iddiaları gibi bugün yeniden deli saçması iddialar özellikle İslamcı medyanın merkezi Samanyolu Medya tarafından servise konuluyor.Dr. Çapan, 6 tetikçi tutmuş 6 papaz, 6 hahama suikast yapılacak ve Türkiye İsrail savaşı çıkartılacak. Ergenekon Terör Örgütü Türkiye'yi karıştıracak.
Neden? Çünkü Ermenistan'a gitmişti.
Dr. Gürbüz Çapan Kürttü ve PKK'lıydı.
Çünkü Kürtleri dostu kabul eder.
Dr. Gürbüz Çapan Alevidir.
Çünkü Alevileri dost bilir.
Halbuki kendisi ne Ermeni, ne Kürt, ne de Alevi kökenli bir Türkiye Cumhuriyeti yurttaşıdır. Kendisi Türk ve Sünni bir ailenin çocuğudur. Ancak hiçbir konuşmasında, hiçbir yazısında, hiçbir icraatında etnik kimliğini öne çıkarttığını gör(e)mezsiniz.
O inatla solcu olduğunu söyler. Halen emek sermaye çelişkisinin devam ettiğini söyler. İnatla Cumhuriyeti savunur. Ancak eşitlik ve adalet ayağının eksik kaldığını savunur ve bunları savunmak için solcu olduğunu söylemeye devam eder.
İlhan Selçuk'a ağabey demek yeterli
Nihayet devran değişir. Türkiye bağırsakları ile mücadeleye girişir. Dr. Gürbüz Çapan Ergenekon terör örgütü üyesi olarak ilan edilir.
Çünkü, Ergenekon Terör Örgütü'nün üst düzey yöneticisi İlhan Selçuk'a "ağabey" diye hitap eder.
Kendisini çok yakından tanırım. Recep Tayyip Erdoğan'a, AK Parti'ye kurulduğu dönemde, ilk iktidar dönemlerinde nasıl olumlu yaklaştığını bilirim. Olumlu değerlendirdiğine yönelik yüzlerce kez şahitlik yaparım. Hayatının hiçbir döneminde darbecileri savunmadığı gibi, darbecilere karşı çıkmış, Recep Tayyip Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı olmamasına yönelik kampanyalar yapılırken, o aday olması için haber göndermiştir. E-muhtıraya yönelik tavır koymuştur.
2000 yılında kendisine karşı operasyon yapanlarla aynı davada yargılanmasını bir utanç olarak görmüş ve kendisini öldürmek isteyenlerle, kendisi için Ermeni asıllı Kürt değerlendirmesi yapan paşalarla yargılanmayı bir onursuzluk saymıştır. Cumhuriyeti kendisinden zorla isteyenlere karşı vermediği için Ergenekon Terör Örgütü iddianamesinde yer almıştır.
Dikkat edin son 10 yılda iç siyasetin malzemesi olan düşman değişir, Gürbüz Çapan ismi ise gündeme getirilir. Şimdi iktidarın ve toplumun gündeminde İsrail ve Yahudiler var. O zaman yeni düşmanlar yaratılması gerekir. Böylelikle bir taşla iki kuş vurulmaya çalışılıyor.
İsrail ile ilişkiler gerginleştirilir, Dr. Çapan üzerinden farklı bir ilişki biçimi yaratılmaya ve her taşın altından Ergenekon Terör Örgütü çıkarılmaya çalışılır.
Rüzgar tersten esmeye başlıyor
İslamcı medya tarafından yapılan yeni saldırılar gayet açıktır. Nedeni ise bellidir.
İddilara göre PKK'nın başına Kürt Aleviler geçmiştir.
Neden çünkü, CHP'nin başına Türkiye Cumhuriyeti'nin yurttaşı olan Kürt ve Alevi asıllı Kemal Kılıçdaroğlu seçilmiştir. Ve rüzgar tersinden esmeye başlamıştır.
Terör olaylarının artması ile beraber açılım konusunda izlenen başarısızlığın ve korkaklığın bedeli şimdi PKK üzerinden Alevileri çıkartılmak istenmektedir.
O Hamas'ın Filistin olmadığını söyler. Hamas'a sahip çıkmak isteyenlerin 70'li yıllarda FKÖ saflarında savaşmaya giden devrimciler gibi, gemilerle yardım malzemeleri değil savaşmaya gitmelerini önerir.
Hamas'a seçimle gelmişler diye sahip çıkanların, bizim ülkemizde de seçimle işbaşına gelenlere karşı neden aynı duyguları duymadıklarını sesli olarak sorar.
Hamas militanlarının FKÖ ve El Fetih Militanlarını vurduğunu belirterek, "onlar benim dostlarım" diyerek, FKÖ'ye sahip çıkar, Hamas'ı kınar.
İsrail ile ilişkiler kötüleşmiştir. Delinin biri ortaya bir iddia atar.
Ve iktidara yakın basında şöyle haberler çıkar:
3- Yaklaşık 3 ay önce "6 tetikçi tarafından 6 Papaz ve Haham'a suikast eylemi gerçekleştirileceğine yönelik bir ihbar yapılmıştır."
Aynı tarzda haberlerdeki üç birbirini tutmayan iddialara bakın. Neresinden tutsanız elinizde kalır. Bir medya kuruluşunun editörünün önüne böyle bir haber servis edildiğinde çöpe atması gerekirken, servis yapmasının arkasında başka nedenler vardır. Dünyanın neresinde gazetecilik yapan biri varsa, onun önüne böyle bir haber servis yapılsa düşüncesi çok açık olur. Yalan ve kurmaca.
Bu ülkenin topraklarında kendisine gazeteciyim, müslümanım, demokratım diyenlere, en ufak bir gazeteciliğin etik kurallarına bağlı olanlara, saygı duyanlara sormak gerekir..
Geçmişte belirli medya tarafından yapılan kasıtlı haberlerden, Ergenekon Terör Örgütü tarafından manüpüle yapılmak için servis yapılmış haberlerden, yaptığınız haberlerin neresi farklı? Neden bu kadar birbirinize benziyorsunuz? Geçmişte yalan haberlerden mağdur olanlar ne çabuk mağduriyet yaratan haberlere imza atmaya başladılar?
Gazeteciliğin en temel 5N+1K kuralı, yapılan haberlerin hangisinde var?
İhbar mektubunda belirtilen ihbar, çıkan haberlerde neden farklı?
Hem Dr. Çapan'a bağlı 6 tetikçi 6 papaz ve hahama suikast eylemi gerçekleştirecek. Hem de 'Gözaltına alın şüpheli tetikçinin Ergenekon sanığı Gürbüz Çapan'la ilişkisi olacak.' Birileri çıksa yalan ifadeler verseler, düzmece bir senaryo hazırlansa ve içine dahil edilse, onun hakkını kim koruyacak?
İktidar ihbarı yapanı derhal
bulmalı ve ortaya çıkarmalıdır
İhbarı yapan kim? İhbar üç ay önce yapılıyor, bu ülkenin hiçbir is-tihbarat ve emniyet örgütü Dr. Çapan'ın ifadesini almaya gerek duymuyor ama belirli bir medya merkezine servis yapıyor. Hem de her yerde çıkan aynı haber aynı kelime hataları ile…
Şüpheli sırf Karslı olduğu için Dr. Çapan ile ilgili irtibat kuruluyor.
Velev ki, Karslı olduğunu söyleyen herkesle görüşen Dr. Gürbüz Çapan, cep telefonunu bizzat kendisi açar, yanıt verememişse, sonradan arayan kişiye döner. Şimdi birileri bir tezgah kursalar ve öyle yada böyle aramış olsalar Dr. Çapan'ı kim koruyacak?
Özellikle belirtmek istiyorum. Türkiye Cumhuriyeti'nin bir yurttaşı olarak soruyorum. Birileri bizimle ilgili bir tezgah kursa bizi kim koruyacak?
Tüm telefonlar dinleniyor. İstihbarat ve emniyet iktidarın elinde. Bu ihbarı yapan kişi derhal gözaltına alınmalı ve sorgulanmalıdır.
Yapılan aşağılık bir yalanan parçası olan ihbarın nedeni ortaya çıkarılmalıdır. Aynen Mustafa Sarıgül'ün, Deniz Baykal'ı öldürtmek istediği yalan iftira dolu iddialar olduğu gibi yeni bir yalan ve saldırı başlatıldı. İktidar bunu çok kısa bir zaman içersinde yalanı çözmüştü. Şimdi Dr. Çapan'a yönelik yapılan iftira kampanyasını da çözmelidir.
İktidarı sorumluluğa davet ediyorum. Bu ülkenin namuslu gazetecilerini, Müslümanlarını, demokratlarını göreve çağırıyorum. Yerel seçimler öncesinde belediye başkanlığı adaylığını önlemek için yapılan saldırılar tamda yeni bir seçim dönemine girilmişken bir kez daha yapılıyor.
Türkiye'nin tam bir yol ayrımında bulunduğu süreçte Dr. Çapan ismi üzerinden yeniden açık bir saldırıya hazırlanılıyor ve açık hedef haline getiriliyor.
Sevgili dostum hakkında ortaya atılan deli saçmasını servis yapanları ve haber haline getirenleri kınıyorum. Küçücük vicdan kırıntıları varsa, vicdanları ile hesaplaşmaya davet ediyorum.
Son söz: Seçim sürecine girilmişken bir yerlerden Dr. Çapan'a şu mesaj verilmek isteniyor olabilir mi? Sakına bir yerlerden aday olma. Yoksa seni yeniden gözaltına alırız.
Bekleyip göreceğiz.
