content

29 May

Dokorlara Biber Gazı da Verilsin mi?

Gazetelerde neredeyse her gün yüzü gözü kan revan içinde veya eli kolu sargılı beyaz gömlekli insanların resimlerini görmek mümkün.

Son iki ay içinde bir doktor öldürüldü, onlarcası yumruklandı, bıçaklandı, tekmelendi.

Hakarete, küfre, tehdide maruz kalanların haddi hesabı yok.

Sağlıkta memnuniyetin yüzde 30’ lardan yüzde 80’ lere çıktığı bir dönemde saldırıların da aynı hızla artması doğrusu çok ilginç.

Sağlıkta şiddeti, sebeplerini çok iyi incelemeden alelacele çözmeye çalışmanın etkili ve kalıcı çözüm sağlamayacağı kanaatindeyim.

Bu işi polisiye tedbirlerle hâlletmeyi mümkün görmüyorum:

Bütün hastanelerde 24 saat kamera takibi; x-ray ve el detektörü cihazlarıyla bıçak ve silah gibi aletlerin hastaneye girmesinin önlenmesi; sağlık çalışanları için 113 acil şiddet hattı…

Celal Bayar Üniversitesinde olduğu gibi sağlık çalışanlarına yakın savunma sporları öğretilmesi, Cerrahpaşa’ da tıp öğrencilerine ‘krav maga’ dersi verilmesi, doktorlar için kaçış kapısı veya acil polis çağırma butonu…

Biri de çıkıp “doktorlara biber gazı verilsin” derse, şaşırmam hiç.

Telaş ile alınmış bu tür “acul kararlar” çok faydası olabilecek tedbirler değil bence; hatta meseleyi büsbütün içinden çıkılmaz bir hale getirmesinden endişe ediyorum.

Sağlıktaki şiddetin sebeplerini irdelemeden önce birkaç hususun altını çizmek istiyorum:

Şiddet sadece doktora yönelik değil

Şiddeti sadece doktorlara indirgersek yanılırız. Saldırılardan hemşireler, laborantlar, acil tıp teknisyenleri, hastabakıcılar, hastane idarecileri, ambulans şoförleri hatta özel güvenlik görevlilerine kadar herkes nasibini alıyor.

Bunun için “doktora şiddet” yerine “sağlıkta şiddet” demek daha doğru.

Türk Sağlık-Sen’ in 407 hemşire ile yaptığı anket bunun en güzel delili: Hemşirelerin yüzde 69’u görevleri başında şiddete uğradıklarını bildirmişler.  

Şiddet sadece sağlıkta değil, her alanda var

Şiddeti sadece sağlıkta şiddet olarak görmek de çok doğru değil.

Her kesimden, her meslekten, her sosyal tabakadan, her cinsiyetten insan şiddete uğruyor.

Kocaları, kardeşleri tarafından öldürülen kadınlar; bakıcıları tarafından acımasızca dövülen bebekler; öğretmenleri hatta anne ve babaları tarafından hırpalanan çocuklar; birbirlerine bıçak çeken ilkokul öğrencileri; tabanca ile vurulan liseliler; yol verdin vermedin veya otopark yüzünden o güne kadar hiç tanımadığı biri tarafından delik deşik edilenler...

Sağlıkta şiddet gerçekten artıyor mu?

Genel kanaat ‘hekimlere uygulanan şiddetin her geçen gün artarak sürdüğü’ şeklinde ama bunu kesin olarak iddia edebilmek için elimizde güvenilir istatistikler olması icap eder.

Mesela, bu tür olayların toplumun ilgisini çektiği için medyada daha sık yer alması bu olaylarda artış olduğu izlenimini uyandırabiliyor olabilir mi?

Ya da tam tersi birçok şiddet olayı gizli kalıyor, medyaya yansımıyor mu acaba?

Türk Tabipler Birliği saldırıların son bir senede 3 misli arttığını söylüyor; ellerinde güvenilir araştırmalar var mı emin değilim.

Sağlık Bakanlığı da tedbir üstüne tedbir alarak sağlıkta şiddet artışını dolaylı olarak kabul ediyor olsa da, bu meselenin son senelerde hastanelere başvurulardaki ciddi artışlar da hesaba katılarak mutlaka güvenilir istatiski verilerle değerlendirilmesi gerekir.

Sağlıkta şiddet başka ülkelerde de var mı, oralarda da artıyor mu?

Doğru bir değerlendirme yapabilmek için sağlıkta şiddetin başka ülkelerdeki görülme sıklığı hakkında da fikir sahibi olmamız lâzım.

Sağlık Bakanı şu bilgiyi veriyor:

“İngiltere'nin nüfusu bizden 10-15 milyon daha az. 2001 yılında yapılan bir araştırmada, bir yılda sağlık çalışanlarına 85 bin kere sözlü ve fiili şiddetin yapıldığı görülmüş.”

Elimizde şiddetle alâkalı gazete ve televizyon haberleri dışında faydalanabileceğimiz veriler yok.

Yarın: Sağlıkta şiddetin sebepleri ve çözüm tavsiyeleri

Etiketler : , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank