Dost ve Düşmanına Esir Düşen Şehir: GAZZE!
Suç işlemiştim. Ve yanılmıyorsam yaralanmıştım. Beni sedye’ye koydukları bir anda İsrâil’li askerler bana yaklaşıp beni gözaltına alıyorlardı. Etrafımı tuhaf bir şekilde korku ve panikle süzerken içimdeki sıkıntıyı anlatmak mümkün değildi. Hiçbir şekilde vicdan ve insana karşı merhameti bulunmayan düşmanıma esir düşmüştüm. Maruz kalacağımı düşündüğüm muamele beni dehşete düşürmüştü. Bu duygularla bir kâbustan uyandım.
Rabbime şükrettim bu bir rüyaydı. Rüyadan hemen sonra Filistin’li, Gazze’li kardeşlerimi ve içinde bulundukları zulmü anlayamadığımı anladım. O rüya bir ölçüde empati kurmamı sağladı. O günden beri Filistin ve Gazze'li kardeşlerimizin ne kadar yalnız ve çaresiz olduklarını anladım. Onları hatırladıkça onlar için hiçbir şey yapamamanın acziyetini iliklerime kadar yaşıyorum.
Maalesef Gazze yine bombalanıyor. İnsanlar yine gözaltına alınıyor. Bunlar bir ölçüde İsrâil’in alelâde hale getirdiği suçlardır, zulümlerdir. Masum çocukların düşürüldüğü bu acınası haller insanlığı incitmiyorsa da hiç şüphem yoktur ki Arşı alayı titretiyordur. Sünnetullah’ın her zaman olduğu gibi yine zalimleri zulümleri içerisinde boğacağına yine şüphem yoktur.
ABD ve Almanya gibi güçlü ülkeler İsrâil’in yanında olduklarını çoluk çocuk, yaşlı kadın demeden kimi öldürürse öldürsün şartsız, şurtsuz bir şekilde kendisini destekleyeceklerini deklare ettiler. Aslında bu desteğin yadırganacak hiçbir tarafı yoktur. Allah Kur’ân-ı Kerim’de küfrün bir tek millet olduğunu ifade etmiştir 2/120.
Ancak yadırgadığımız, tuhaf olduğumuz bir şey var ortada… Son dönemlerde basından okuduğumuz Müslüman ülke iktidarlarının İsrâil’e dolaylı olarak verdikleri destektir. Aslında dolaylı derken gizli bir şekilde yapılan destekler demek istiyorum.
Düşmanın zulmünü, gayri Müslimlerin düşmana desteğini elbette anlayabiliriz. Peki ya dost ve dindaşların İsrâil’e olan desteğini nereye koyacağız. Hiçbir yere koyamadığım için başta anlattığım rüyadaki acziyeti, üzüntüyü ve çaresizliği bir kez daha yaşıyorum.
Kendimi Filistinlilerin yerine koyuyorum ve diyorum ki acaba bu kahredici gerçeği bildikleri halde mi? Bizden yardım bekliyorlar. Çünkü yapacak bir şeyleri gözükmüyor. Düşman(lar) çok güçlü ve insafsız… Dostlar da yardım eder gözükerek onların (Filistinlilerin) üzerinden iktidarlarını güçlendiriyorlar… Yani dostlar da vefâsız…
Bence bu zor günlerinde Filistinlilerin Allah’tan başka yardım dileyecekleri her kapı işlerini ötelemekten ve geciktirmekten başka bir işe yaramayacaktır. Filistinlilere yardım edecek olan Allah’tır. Bu bağlamda Allah’a Filistinliler için her zamandan daha çok dua etmeli değil miyiz?
NOT: Yukarıdaki yazıyı Ahmet Fâruk kardeşim bana e-mail göndermiş, ben de sizlerle paylaşmak istedim…