Dört Yapraklı Yonca Misali
Yalnızlık mıdır, her sevda kokan rüyanın hazin sonu?...
Hüsran mıdır, geride kalanların yüzündeki burukluğun adı?...
Hatırlanması güç masallara mı akar, onsuz geçen her salise?…
Yoksa hissedilen boşluk, hak edilmemesinden midir anılar defterinin?...
******
Nedensiz gidişler…
Sessiz serzenişler…
Çaresiz ellere yeni- yine geçişler,
Her bir karede aynı suretler ama farklı adreslerde kaşarlanmış…
******
Haykırası çığlıklar dört duvar arasında örtünen,
Kendine dahi tarife edemediğin pişmanlıklar silsilesi…
Dört yapraklı yonca misali…
Açan gönül çiçeğinde kaybolan umutlar,
Ve Lekelenen sözcükler…
Taa eskilerden arda kalan…
******
Mısralarda kayıplara yakılan ağıtlar,
Uçup giden vaatlere,
Amansız kederlere,
Söylenmemiş içindekilere kusulan öfkeler…
******
Ve aralarda verilen züğürt teselliler…
Klişe deyişler…
Gülüp geçişler…
Gecenin kör karanlığında aynadaki aksinle yüzleşmek yaşananlarda yeniden…
Kuytularda yorgan altı hapsoluşlar…
Gizliden yastıklara yakarışlar…
Sonunda kabullenişler…
******
Hep bir yenilgi değil midir, hırsla girilen büyük yarışların finali,
Ve tarifini yapanların yanılgısının sonu değil midir oysaki “Aşk”?!...
BERİL DİLSİZ- 06-03-10-Cmrt.-15.42
Duygular çok hoş.. kutluyorum.. İHG
Mart 2nd, 2011 at 19:01