Dört Duvar Arasında, Çocuklar Üşümeye Devam Ediyor
DÖRT DUVAR ARASINDA, ÇOCUKLAR ÜŞÜMEYE DEVAM EDİYOR
Bir bayram daha geçti. Ziyaretler yapıldı. Eller öpüldü. Yeni elbise ve ayakkabı alınabilen çocuklar sevindi. Kimi çocukların boynu bükük kaldı.
Kurbanlar kesildi. Kimileri kurban etlerinin iyi tarafları evlerine götürdü. Kimileride kurban etleri ile mangal yaptı. Boynu bükük kalan çocuklarımıza, evsiz, ihtiyaç sahibi olan yurttaşlarımıza neler yapıldı?
Kurbanlıkların kesildiği, o akşam sıcak olmayan duvarlar arasında, bayramlıklar alınamayan çocukların mideleri et gördü. Görevlerimizi yaptık. Vicdanlarımızı rahatlattık. Bir bayram daha geçti. Kurbanlıklarımızı kestik. Etlerin bir kısmını yoksullara, dağıttık. Bir kısmını buzdolaplarımıza tıktık.
Kimimiz “Yoksul bulamadık. Kapıcıya verdik” diye şikayetler ettik. Dört duvar arasında, soğuktan büzüşüp birbirine sokulan çocuklarımız, insanlarımız da bir bayramı geçirdi.
Savaş geldi, kapıya dayandı. Dünyanın her tarafında insanlar ayakta. “Savaşa hayır” Ülkemizde de kampanyalar hızla tırmanıyor.
“Katil ABD, işbirlikçi AKP” sloganları atılıyor. Oportünizm ve popülizm her taraftan sırıtıyor. Aklımı kullanmak istiyorum. Neden Fransa, Almanya, Rusya devlet nezdinde Savaşa karşı platform oluşturuyorlar? Neden devlet eliyle “Savaşa Hayır” kampanyaları başlatılıyor? Neden “Savaşa Hayır” diyenler, “Haksız savaşa hayır” diyorlar? Neden çifte standart hayatımızda egemen oluyor? Neden çocuklar dört duvarlar arasında üşüyor ve bayramlarda sevinemiyorlar? “Savaşlar olmasa, çocuklar öldürülmese mi?” Haklı ve haksız savaş ayrımının yapılmadığı bir dünya dileğiyle…