Dönüşlerimiz Kendi İç Dünyamizda
Aslında insan hayatında ne çok yalnız kalmış, kimsenin bilmediği içine giremediği iç dünyasında ne feryatlar yükselmiştir. Bağırdıkça sesi kısılır. Aydınlık aradıkça karanlığa gömülür. Çırpındıkça da dibe vuran duyguları boğmaya başlar kendini.
Dışarı atabilse rahatlayacak. Önemli olanda bu. Hislerini dışa vurabilmek. Yapamaz ise sürekli içini kemirip duracak. Vücuduna dağılarak zarar verecek. Ama ne o derdini anlatabilir, nede anlattığı insanlar onu anlayabilir. Herkes her şeyi kendine göre anlar ve yorumlar. Her şey karşınızdakini anlayabildiği kadar değilmidir.
Etrafıma bakıyorum da milyonlarca insan var. Eşya var, canlı cansız varlıklar var. Kimseye sahip oldukları yetmez olmuş. Herkes birbirine, bir şeylere özenti içinde koşuşturup duruyor fakat kimsenin bir şeylere yetiştiği de yok. Her zaman bir şeyler eksik kalır hayatımızda. Yarım kalmış yaşanmamışlıklarla doludur. Bir de bakarız ki yolun sonundayız.
Bu nedenle hayatımız ertelenmiş yaşamlarla dolu. Ya geç kalınmış bir şeylere ya da daha zaman var erken diyerek ertelenmiş, önemsenmemiş.
Evet, insan hayatında bir şeylere, birilerine, bir yerlere bir defa geç kalmıştır. Daha sonrası içinde acele etmemiştir.
Artık öğreniyor insan kendisiyle baş başa kalmayı, kendi kendine yetmeyi. Hangi yaşa gelirseniz gelin kendinize mecbursunuzdur. Mecburi istikamet kendiniz olmuştur.
Nereye giderseniz gidin, nasıl yaşarsanız yaşayın, neye sahip olursanız olun dönüşler hep kendinizedir. Kaçışınız olmadığı gibi ertelemenin de bir anlama yoktur.
Şu bir gerçektir ki hiçbir şey bıraktığımız gibi ve bıraktığımız yerde durmuyor. Her şey değişiyor. Zamanla değeri kayboluyor veya artıyor. İnsan önce kendisinden başlamalı değişime. Kendine değer vermeli. Ama kibir yapmadan.
Dönüşler kendimize olduğuna güre, Nasıl bir ben bulmak isterseniz öyle yaşayın ve kendinize de öyle davranın.
Yıkılmış, bitmiş, bir ben mi? Yoksa dirençli kendine hâkim, ayakları üzerinde durmayı başarmış elindekilerle mutlu olmayı, yetinmeyi bilen bir ben mi?
Mutlu olmak ya da mutsuz olmak insanın kendi elinde. Kendinize ara sıra yolculuk yaparak ömrünüzün yolunu çizer ona göre yol alırsınız. Vicdan muhasebesini de unutmadan. Her insan kendi vicdanını yoklamalı hesaplarını çıkartmalı. Bilerek bilmeyerek yapılan hatalar, kırılan insanlar vardır. Elinde zaman varken zararın neresinden dönersek kardır diyerek başlangıç yapmalıdır. Bunun için de iç dünyanızın her akşam uyumadan önce kendi iç dünyanıza yolculuk yapın. Ruhunuza giden yolları gözden geçirin. Ara sıra ihtiyacınız olacak. Günahlarınızla sevaplarınızla siz yüzleşip baş başa kalacağınız için. Hayatınıza yön verin. Yolunuzu ona göre çizin. Unutmayın ki nefes aldığımız sürece hiçbir şey için geç kalınmış değildir.