Don Kişot Müslüman mıydı? (II)
Dünden devam ediyorum.
Ancak Mustafa Armağan’ın, “Don Kişot Müslüman mıydı?” yazısını okuyup da, romana yüzeysel olarak bakanlardan, yazar Seyyid Hamid Bedincani adına ve romandaki kimi anlatıların onun Arapça metinlerinden çevirilerle sağlandığını gördüklerinde, kafalarında hemen bir Müslümanlık imajı doğacaktır. Zaten Mustafa Armağan’ın derdi de, bu imajın doğacağı ihtimalinden dolayı, “roman, Arapça yazının deşifresi olarak sunulmamış mıydı?” diye sorarak, okuyucuya çelme takmaktır!
Hâlbuki Roza Hakmen’in harika çevirisiyle YKY yayınlarından çıkan 2 ciltlik Don Kişot kitabına Jale Parla tarafından yazılmış “Sunuş” yazısında, romanda yer alan bu Arapça metnin ve Seyyid Hamit Bedincani kurgusunun roman sanatı açısından ne anlama geldiği anlatılmakta. Bütün bunların bir erken postmodern romancılığın işaretlerini taşıdıklarını söyleyen Jale Parla, Cervantes’in de, 400 yıldan bu yana, birçok büyük yazarı etkilediğini söyler.
Şimdi gelelim saadete: Bu iki argümanın neresinde Don Kişot’un Müslüman olabileceğine dair emare var?
Mesele Don Kişot’u, Tolstoy’u vb. Müslüman etmekte değil (bu kolay bir yol; bir iki ipucunun üzerine bol miktarda dökersin suni yemi; yiyen yer!), mesele İslam dünyasından da Cervantes, Tolstoy vb. gibi insanlar çıkarmakta!
Falan Müslüman’dı, filan Müslüman’dı, İslam uygarlığı Rönesans’ın temelini oluşturdu vb. laflar edenlere şunu soruyorum: Siz rahatsız mısınız ve başkalarını aptal yerine koymaya utanmıyor musunuz?
Asıl kötü olan şu: Neden bütün bu konular bir yarış ve çatışmacı zihniyetle ele alınıyor? Hâlbuki uygarlıklar birbirinin üzerinde yükselirler.
Elbette Batı Aydınlanmasında, Rönesans’ında vs. İslam uygarlığının etkileri var. Batı tıbbında, felsefesinde, matematiğinde vb alanlarda İslam’ın önemli katkıları var.
Peki, İslam uygarlığının öncülleri yok mu?
İslam dünyası başka uygarlıklardan yararlanmadı mı?
Örneğin Cahilliye denilen dönemdeki retoriğin ve o müthiş şiir dünyasının İslam’daki yeri nedir?
Bütün Yunan/Latin metinleri, 700’lü yıllardan itibaren Arapçaya çevrilmedi mi?
Yunan, Roma, Pers ve Çin uygarlıklarının İslam’a katkıları yok mu?
Okumuş cahiller ile amaçları uğruna gerçeğin üzerini siyasal şallarıyla örtenler, tarihte her şeyi kendileriyle başlatma hastalığına veya saplantısına sahiptirler. Bu şallar kirlidir!
Bu hastalık, Türklerde de çok yaygın!
Örneğin, Tarihten Türk’ü çıkarırsak geriye bir şey kalmaz veya İslam uygarlığı, dünya uygarlıklarının temelini oluşturur vb. saçmalıkları, bu toplumun sağlıklı, rasyonel ve felsefi düşünmesinin önündeki en büyük engeli oluşturur.
Sanıyorum Mustafa Armağan, hedef kitlesine Don Kişot’u veremezse, yazarı Cervantes’i vermeye çalışır!
Elin ‘gâvurunda’ Müslüman etmeye çalışılacak adam mı yok!
Bırakın şu çiş yarıştırmalarını da, adil ve ahlaklı olun!