Don Kişot Müslüman mıydı? (I)
Ben demiyorum, diyenler var.
Yazar Mustafa Armağan, “Avrupa’nın Elli Büyük Yalanı” kitabında, bu başlıkta bir makalesi var.
Bu soruyu soruyor ama kesin bir cevap vermiyor.
Bu bir araştırma çalışması değil, ortaya bir kılçık atma çabası!
Falan Müslüman mıydı, filan Müslüman mıydı?
Prens Charles, yazar Tolstoy, Fransız komünist filozof Roger Garaudy, Neil Armstrong, Anthony Quinn, Kaptan Cousteau, Goethe ve liste uzayıp gidiyor.
Don Kişot kalmıştı, o da Müslüman olabilirmiş!
Diyelim ki onların hepsi de Müslüman’dı; bu durum, İslam dinine ne katar?
Nedir bu aşağılık kompleksi?
Yani bunlar Müslüman olmasalar, İslam dini ne kaybeder?
Bütün bu saçmalıklar bir zayıflığa, özgüven eksikliğine, entelektüel, kültürel ve ahlaki bir zavallılığa işaret değil midir?
İnsanların kafalarına bunları doldurmakla İslam’ı yücelttiklerini sananlar, aslında bu dine zarar veriyorlar. Çünkü başkaları, bu kompleksler karşısında dalgalarını geçiyor!
Don Kişot Müslüman mıydı?
Mustafa Armağan, bu iddiasını iki argümana dayandırıyor. Birincisi: Endülüs’lü âlim, şair ve düşünür ve sert polemikleriyle tanınan İbn Hazm, 1064 yılında yapayalnız ve küskün bir şövalyenin halet-i ruhiyesi içinde ölmüş. Sıradanlıklara karşı öfkeli olan ve tek başına yılmadan mücadele eden İbn Hazm, bize yel değirmenlerine karşı korkusuzca savaşan Mançalı Şövalye Don Kişot’u hatırlatıyormuş. (Syf. 136). Daha doğrusu, Don Kişot, İbn Hazm’ı hatırlatıyor.
Gördünüz mü, kılçığı!
Bu benzetme tamamen öznel bir görüşten ibaret.
Cervantes, Don Kişot romanını İbn Hazm’ın ölümünden 536 yıl sonra, 1605 yılında yazmıştır. Kimi kişiler veya olaylar, yazarlar için ilham kaynağı olabilirler. Kimi romanlarda böylesi örnekler mevcut. Cervantes’de İbn Hazm’dan ilham almış olabilir. Ancak Cervantes’in yazı hayatında bu isimden, doğrudan veya dolaylı olarak bahsedilmez! Tekrar ediyorum, varsayalım ki, Cervantes’in yiğit ve ‘deli’ şövalyesi Don Kişot, İbn Hazm’ın roman kurgusu olsun; bu neyi değiştirir?
İkinci argümana gelince; 1492 yılında düşen Endülüs’te Arapça kitaplar yakıldı. Yakılmaktan kurtulan çok az kitap oldu. Mustafa Armağan, Don Kişot romanı için, yakılmaktan kurtulmuş kitaplardan birinin Arapça yazısının deşifresi olarak sunulmamış mıdır diyor?
Araştırmıyor, incelemiyor, sorgulamıyor, fakat kılçık atıyor!
Evet, romanın daha ilk sayfalarında, romanı yazan Cervantes, Don Kişot’nun hayatını anlatan ikinci metinlerden söz eder. Kesintiye uğrayan kimi öykülerin devamı, Seyyid Hamid Bedincani isminde bir yazarda bulunur. Bu metinlerin dili Arapçadır. Bu kez roman, bu metinlerin çevirisi olarak devam eder. Yani Don Kişot romanında Cervantes, hem yazar, hem anlatıcı, hem çevirmendir! Ve Seyyid Hamid Badincani, Cervantes’in yarattığı bir roman kişisidir. Bu tür romanlarda ‘kahramanlar’ hem kendi metinlerini, hem de karşı metinlerini üretirler! Ve böylelikle okur, oradan oraya taşınarak romana dâhil edilir.
Devam edeceğim.