Domuz Gribi Bizi Teğet Geçer Mi?
Domuz gribi salgını tüm dünyada devam ediyor. Havaların soğumasıyla beraber bizde de hasta sayısı artmaya başladı. Ankara’ dan sonra Diyarbakır’ da iki okulda 7 kişi, bugün de İstanbul’ da 10 ayrı okulda 16 öğrencide H1N1 tespit edildiği açıklandı.
Bunlar daha bir şey değil; önümüzdeki aylarda H1N bulaşanların sayısı çok artacak, hiç dilemiyoruz ama bu hastalıktan ölenler de olacak.
‘Domuz gribi salgını yok’ veya ‘Domuz gribi önemsiz bir hastalık’ veya ‘Hiçbir tedbir almaya gerek yok, keyfimize bakalım’ densin demiyorum ama halkı korkutacak, toplumda panik havası yaratacak ifadelerden titizlikle kaçınılması lâzım.
Sağlık Bakanımız olağan gribin adını bile anmadan domuz gribi senaryoları ile içimizi kararttı. Televizyonlar da ondan geri kalmıyor. Her gün tüyler ürperten müzikler eşliğinde domuz gribinin hızla yayıldığı haberleri veriliyor. Benim amacım sizi korkutmadan, endişeye sevk etmeden doğru bilgilerle aydınlatmak.
DOMUZ GRİBİNİN ÖZELLİKLERİ
Bugüne kadar yüz binlerce insana bulaşan H1N1’in sebep olduğu domuz gribinin normal gripten farklı özellikleri var:
BİR: İçinde bulunduğumuz ekim ayı grip salgınları için olağan bir mevsim değil. Grip, kuzey yarıkürede en erken aralık ayında başlayan ve ocaktan sonra yaygınlaşan bir hastalık olarak bilinir. Bu kural domzu gribi ile delinmiş durumda.
İKİ: Domuz gribi hastaların büyük çoğunluğunda olağan gribe göre çok daha hafif seyrediyor ve evde istirahat ederek birkaç günde tamamen düzeliyor. Bazı kişiler hasta olduklarının farkında bile olmayabiliyor.
ÜÇ: Hastaneye yatırılması gereken hastaların yarısını 25 yaş altındakiler oluşturuyor ve bunlarda hızla kötüleşme oranları önceki salgınlara göre daha yüksek.
DÖRT: Grip salgınlarında ölenlerin büyük çoğunluğunu (%90 ve fazlası) yaşlı ve risk grubunda olanların oluştururken domuz gribi gençlerde(50 yaş altı), şişmanlarda ve gebelerde daha ölümcül seyrediyor.
DOMUZ GRİBİ OLAĞAN GRİP KADAR ÖLDÜRÜCÜ DEĞİL
Domuz gribinden ölümlerin gençlerde daha çok görülmesine karşılık 7 aylık sürede tüm dünyada ölen insan sayısı 4 bin 500 civarında. Oysa DSÖ’ ne göre olağan grip her sene 500 milyon kişiyi hasta ediyor, 3-5 milyon kişi hastanelik oluyor ve 250-500 bin kişi ölüyor.
Avrupa Hastalıkları Önleme ve Kontrol Merkezi (ECDC) domuz gribinden ölümlerin on binde 2-3 seviyesinde olduğunu bildirdi. Normal gripten ölüm oranı binde birden daha fazla.
Harvard’ lı Profesör Lipsitch de bu pandeminin 5 derecesi olan Pandemi Ağırlık Endeksine göre en alt seviyede olduğunu açıkladı. Kategori 1, ölüm oranı binde 1’in altında olan olağan grip salgınına uyuyor. Kategori 5’ de ise ölüm oranı yüzde 2’ nin üzerinde. Uzman H1N1 için ölüm oranını yüzde 0.007-0.045 olarak bildirdi. Lipsitch bu salgının çok ‘abartıldığı’ görüşünde.
Buna şüphe yok: Mesela Türkiye’ de bugüne kadar 500’ den fazla hasta var ama çok şükür ki ölen yok. Almanya’ da 8 ekime kadar 21.600 hasta ve sadece 2 ölüm belirlendi. Tüm Avrupa’ da H1N1’ e bağlı ölenlerin sayısı da 200.
ENDİŞEYE GEREK YOK
Bu verilerden de anlaşılacağı gibi endişe ve paniğe gerek yok. Domuz gribinin öldürücü ama bu olağan gribe göre devede kulak misali.
1510 senesinden bu yana ortaya çıkan 14 pandemiyi inceleyen uzmanların görüşleri de iyimser. Pandemilerin bugüne kadar bir seferinde tüm dünyayı etkilemediğini, ilk dalgadan sonra tekrarlama eğilimi olmasına rağmen salgının neticede bildik mevsimsel grip örneğine adapte olduğunu söylüyorlar.
H1N1’in bulaşma özelliğinin orta derecede olması, kuzey yarıküreye yaz başında gelmesi, toplumun bir kesiminde önceki enfeksiyonlardan dolayı bağışıklık bulunması bu sene pandemi olsa da çok ağır olmayacağının işaretleri olarak kabul ediliyor. Bu araştırmacılar H1N1’in daha bulaşıcı ve daha tehlikeli bir türe dönüşmesinin kaçınılmaz olduğunu da düşünmüyorlar.
Daniel Perez’ in PLoS Currents’ de yayınlanan araştırması da H1N1’in laboratuar şartlarında daha tehlikeli bir türe dönüşmediğini ortaya koydu.
H1N1 virüsüne en tehlikeli mevsim olan kışın yakalanan ve şu sıralarda yaza girmeye hazırlanan 21 milyonluk Avustralya’ da 11 ağustos itibariyle 27.663 kişi H1N1 almış, 3.282 kişi hastaneye yatırılmış ve 95 kişi ölmüş. Eylül sonuna kadar hastaneye yatanların 5 bini, ölümlerin 200’ ü geçmesinin beklenmediği bildiriliyor. Bu da çok iç açıcı bir bilgi.
GELELİM NETİCEYE
Dünya Sağlık Örgütü’ ne göre olağan grip her sene 500 milyon insanı hasta etmekte, 3-5 milyon insanın hastaneye yatmasını gerektirecek kadar ağır seyretmekte ve 250-500 bin insanın ölümüne yol açmaktadır.
Dünya nüfusunun 7 milyar, Türkiye nüfusunun 70 milyon olduğu var sayımına göre Türkiye’ de de her sene 5 milyon insanın gribe yakalandığı, 30 bin-50 bin insanın hastaneye yattığı ve 2.500-5.000 insanın da öldüğü tahmin edilebilir.
Siz şimdi olağan gribi es geçin, bugüne kadar 4.500 kadar insanın ölümüne yol açan hastalık için dünyayı ayağa kaldırın.
Var mı bunun izah tarzı? diye sormadan edemiyorum.
Domuz gribi küresel kapitalizme girmiş batılı şirketlerin kurtarılma operasyonundan başka bir şey değil.
Daha önce de sizin dediğiniz gibi her yıl normal gripten ölenlerin sayısı 25 milyon iken bu gripten ölenlerin sayısı "çerez parası" kabilinden bir rakam.
Ve şu an türkiyedeki mevcut grip vakalarının % 85 e yakını domuz gribi vakasıymış.
Eğer bu gribin gerçek yüzü anlaşılacak olsa hükümet bizim paramızı amerikalı şirketlerin cebine aktaramayacak.
Bu girip zaten bizi vurmuş durumda.
Ama bizim paramız amerikan şirketlerinin cebini teğet geçecek bu işgüzarlıkla.
Saygılarla
Ekim 23rd, 2009 at 01:06Halil beye tamamen katılıyorum
Ekim 23rd, 2009 at 18:08Şunu da ekliyem
Ay da bir ay üssü kurup 5 yıl orada kalabilme seviyesine çıkabilseler esas o zaman görün siz bu kapitalist kafaları, dünyanın anasını tam ağlatacaklar. Dünyanın tam efendisi kesilecekler.
İnsanlık köle olmak neymiş o zaman görecek öğrenecek.