Dolara Yiğitlik Yapacaksan Önce Altyapı…
Yazıyı yazmak için oturduğumda, dolar 3,40 lira idi.
Cumhuriyet hükümetleri döneminde, doların gördüğü en yüksek değer budur. Bu hızla yükselmeye devam ederse, yakında kara borsa başlar.
Doların bu hızla yükselmesinde, akla iki soru geliyor. Birincisi ekonominin normal seyri olarak, ikincisi de, Batılılar ekonomik tetikçilik mi yapıyorlar?
Geldiğimiz yerde, ekonomiyi siyasetten nasıl ayıracağız, onu da bilmiyorum.
Bizim gibi liberal ekonomi ile yönetilen yerlerde, liberaller ekonominin içindeki tüm siyasi unsurları temizlemek ister. Ekonomide bir şeyler kötü gidince, hemen devleti ve siyaseti suçlamaya başlarlar.
Liberaller için temel düşman devlettir. Tüm kötülükler devletten gelir. Liberal ekonomi ile yönetilen yerlerde, şirketler iflas edince de, devlet şirketleri kurtarsın derler.
Devlet batan bankaları ve şirketleri halkın vergileriyle kurtarınca, gene başlarlar devlet ve halk düşmanlığına.
En sonunda deniz biter, devrimler gündeme gelir.
Doların yükselmesi, içinde dolar olan, tüm ürünlerin fiyatına zam gelecek demektir. Buna dövizden kaynaklanan enflasyon denir.
Dövizden kaynaklanan enflasyon demek; ABD’nin karşılıksız bastığı dolarlardan kaynaklanan enflasyon demektir. FED doları basar bizim gibi ülkelere elektronik dolar olarak gönderir. Bir kısmı da yeşil dolardır. Sonra faizleri artıracağım yalanlarıyla paraları geri kendine çeker. e-dolarları imha eder, kendinde enflasyon olmamış olur. Kendi enflasyonunu bize satmış demektir.
Bir de, gerçekten, siyasetin ekonomik hayata kötü etki yaptığı dönemler vardır.
İç siyasette; zamansız başkanlık tartışmaları, PKK ile mücadele(iç savaş), Fırat Kalkanı Harekatı (dış savaş), Musul söylemleri, iç siyasi gerilim ve bunların yarattığı belirsizlikler, karşımıza doların yükselmesi olarak çıkar.
Dış paranın değerlenmesi, iç paranın değersizleşmesi; çalışanların emeğinin ucuza kapatılmasını zorlar. İç barışı tehdit eder.
Borç veren çevrelerin temsilcisine, sen kimsin yahu dersen sıcak para girişi azalır. Veya gelenler de geri çıkar.
Kambiyo sisteminin olmadığı, iç tasarrufların yatırımlara yetmediği, bizim gibi ülkelere, Dolarizasyon kontrolden çıkmışsa, ki her zaman çıkar, ekonomiyi devlet denetleyemez. Ama halkın refahından ve ekmek parasından devlet sorumludur.
Bir ülkede, dolar ve lira varsa; doların hakimiyeti ve egemenliği söz konusudur. Bu şuna benzer, bir ülke içinde bir ABD ordusu var, bir de Türk ordusu var demektir.
Ekonomik tetikçiliğe geri dönecek olursak; Trump’ın seçilmesinin sonucu mu, yoksa para babalarının; seni biz getirdik, biz götürürüz silahını mı çektiler? Bekleyip göreceğiz.
Direnme ekonomisini inşa etmeden, dolara karşı yapılacak her yiğitlik gösterisi, hüsran ile sonuçlanacaktır. Kümesin kapılarını her taraftan açmışsın, sonra bu tilki nereden çıktı diyorsun.
170 bin Batılı şirketin ulusal pazarları kontrolsüz kullanmasına izin vereceksin, sonra da onların uslu uslu durmalarını bekleyeceksin.
Stratejik, kamu kuruluşları yağmalanmasaydı, ekonomiyi az sarsıntılarla atlatmak mümkündü.
Birilerinin bizi, Dolarla terbiye ettiği sürece girdik.
Bülent Esinoğlu
bulentesinoglu@gmail.com
ulusalkanal.com.tr