Dolar – Euro – Pound Bir Olacak Teorisi
Özellikle ekonomi yönetiminin müthiş çabasını piyasa doğru anlamaya çalışıyor.
Yeni yılın ilk günleri yeni gelişmelere gebe. TL de spekülatif değer kayıpları çağrışımları var. Bazı bankaların başı ağrıyacağa benziyor.
Euro çok zayıf bir seyir izliyor. Dolar değer kanmaya devam edecek gibi duruyor. 2B yasası meclise gelmek üzere…
AB kaynaklı istikrarsızlık daha çok EURO emisyonunun artması ile parasalcı yaklaşım ön plana çıkma beklentisi EURO’ nun da değer kaybetmesini hızlandırdı. Özellikle haftanın son günü 1.2840 teknik destek seviyesini kıran Euro/USD paritesi 1.2697 e kadar çekildi. 1.27 civarına hafta sonu oyalanacak gibi duran parite de hedef kısa vadede 1.24 gibi duruyor. Paritede teknik gösterge ve seviyeleri inceleyince belli bir vade de paritenin 1.24 destek seviyesini test ederek bu seviyeyi de kırıp yıl içinde 1.18 e çekilmesini yüksek ihtimal olarak görebileceğimi öngörüyorum. Makro planları yıl içinde Euro/ Dolar Paritesinin 1.18 olabileceği üzerine kurarsak iyi olur düşüncesindeyim.
Senaryo; Dolar-EURO- pound bir olacak teorisi.
Uluslar arası piyasalara yön verenler paritelerin 1 seviyelerine dengelenmesini beklemekte. Bu beklenti ile dünya para piyasalarının rakip para birimlerinin aynı değerde ve/veya birbirine yakın değerde işlem görmesi beklentisini getiriyor. Bu arada CITI grup “AMB’ nin ( Avrupa Merkez Bankası) faiz indirimlerini 0.5 seviyelerine kadar çekeceğini tahmin ediyoruz” diyor. Bu da demek ki Euro dan ciddi bir kaçış olacaktır. Faiz oranı düşen para birimi daha değersiz olacaktır.
TL'de durma zamanı geldi…
Özellikle ekonomi yönetiminin müthiş çabasını piyasa doğru anlamaya çalışıyor. TL, senenin son işlem günü ile 2012 nin ilk 3 işlem günleri yoğun kaçış yaşadı. Bu durumda MB ( Merkez Bankası) miktar bazlı müdahalede bulundu. Yani yüzlerce milyon hatta milyar dolarlar seviyesinde satışlar yapmasına rağmen TL değer kazanamadı. Belirli bir aralık da dövize karşı değer kaybetmeden durmaya çalıştı. Bunu bazı çevreler aşır talebin devam edeceğinin belirtisi gibi algıladı. Belki pozisyon kapaması, belki sene sonu ödemelerin sıkışması, belki bilanço döneminden önce yapılması gereken transferlerde olabilir ama sene sonuna kalan bu işlemler TL piyasası üzerinde ciddi baskı yaratmış oldu.
Tansiyon birden düştü; Bununla beraber bu talep son 2 günde kendini daha dengeli bir piyasaya bıraktı. Bazı bankaların spekülatif atak yapma niyetinde olduğu ve yerli talebinde bu spekülatif taleple birleştiği haberleri piyasada yayıldı. MB başkanı Aralık son günlerinden Doları güçlü gördüğü anda TL ye şans vermediği izlenimi veriyorken 2 gün önce TL’nin kral olacağı sinyalini vermeye çalışıyordu. Bu arada Türkiye’nin en önemli ve en büyük özel sektör bankasının genel müdür istifa etti. Hatta bu istifa olan bankanın da piyasa döviz talebini körükleyen kurumların başında geldiği konuşuldu. Bu istifaya çok anlam yüklemek istemiyorum ama biraz düşündürücü geldi bana…
Bu arada bazı basın yayın organlarında 4 yerli 2 yabancı bankanın TL piyasasının manüple ettiği konuşulduğu yazıldı. Özellikle tahvil piyasasında faiz marjlarının açılması ve faizde dolayısı ile bono-tahvilde al-sat marjlarını açılmasını, karlılığı arttırıcı reel faizleri yükseltici etkilerin oluşmasını sağlamaya dönük zorlamaların yapıldığı konuşuldu.
Bu durum devam edecek mi? Elbette elinde bu gücü bulunduran piyasa oyuncular kamu gücüne rağmen satrancı oynamaya devam edecek. İş manüpilasyon boyutuna gelir mi bilinmez bunu ilgili kurumlar karar verecektir. Ama görünen o ki daha fazla trade ve marj karı yazmak için faizleri arttırıcı bir davranış sergilemeye çalışacaklardı.
Körfezde yaşanabilecek olası bir krizi TL ve piyasaları üzerinde nasıl bir etki yaratır?
Körfez ve Hürmüz boğazında yaşanacak olumsuz bir gelişmede ilk etapta dalgalanma oluşturabilecekken daha ilerleyen zamanda Türkiye piyasaları için olumsuz sonuçlar doğurmasını beklemiyorum. Daha önce daha yakın coğrafyamızda cereyan eden Irak savaşında bile Türkiye mali piyasalar sakin ve likit bir durum gösterdi. Bundaki mantık, müttefiklerin mali piyasaların dengede tutulması politikasıdır. Dikkat ederseniz bu dönemde Türkiye’ ye ciddi para girişi ve yabancı sermaye girişi olmuştur. Bunlar öngörülen ve yapılması taraflarca karar verilen politikaların sonucudur. Bundan dolayı IRAN stresi de böyle bir gelişmeye sebep olabilir.
2B arazileri ve kentsel dönüşüm yasası:
Sayın maliye bakanı cumartesi yaptığı açıklama 2B arazileri ile ilgili düzenlemenin hazırlandığının en kısa zamanda meclise sevk edileceğini bildirdi. Bu durumun özellikle büyük kentlerde kentleşmenin 2B tanımlı arazilerin üzerinde olan ciddi bir kitleyi ilgilendirdiğini söylemektedir. Sayın bakan; 2B kapsamında kentsel dönüşüm hedefinin de çok önemli olduğunu belirtti, 2B Tasarısı ile kentsel dönüşümü mümkün kılmanın ve kentsel dönüşüme gelir üretmenin de hedeflendiğini bildirdi. Yasal düzenleme çıktığında, 2012'de biz çok hızlı bir şekilde kentsel dönüşüm için belediyelere, ilgili idarelere tahsil edilecek yerleri tahsis edeceğiz. Hak sahiplerine de hızlı ve sorunsuz şekilde satacağız.''dedi. Bakan Şimşek, 2B tasarısına tarım arazilerini de soktuklarını belirterek, mücavir alan dışındaki tarım arazilerini çiftçilere satarak, ölçek büyütmelerine imkan sağlanacağını bildirdi. 'Bu anlamda, tarımımızın daha verimli bir noktaya erişmesini sağlayacağız'' diyen Şimşek, aynı zamanda ecrimisil gibi sorunları kökünden çözme yoluna gitmiş olacaklarını söyledi.
Bu durum hem yıllarca muallakta kalan tapu sorunları ile boğuşan birçok konut ve arazi sahibini, mutlu edebileceği gibi. Bu alanlarda arazi stokları bulunan çeşitli şirketleri de olumlu etkileyeceğe benziyor. IMKB de işlem gören GYO ların bu durumdan ilgili yasama süreci içerisinden olumlu etkilenmesini bekleyebiliriz
IMKB parite gerilimi ve IRAN stresi arasında kalmış durumda. Macaristan da yaşanan sıkıntılar ve kaçışlar gelişmekte olan ülkelerden para çıkışının tetiklediği için bundan IMKB de olumsuz etkileniyor olabilir. Ama ilginç olan TL den çıkışın durduğu halde IMKB satışların devam etmesi oldu, Dolar bazında, yabancı para birimi bazında hisse senedi piyasalarının göreceli pahalı kalmasının da etkisi olabilir diye düşünebiliriz. Bunun dışında teknik olarak zayıflama göstermenin dışında IMKB’nin düşmesini gerektirecek bölgesel askeri krizler dışında bir risk yok.
Hisse bazında seçici olursak başarılı bir yıl yakalayabiliriz. 1. Çeyrekte biraz GYO’lar, Petro kimya, enerji, ihracatçı firmalar takip listemizde olacaktır.