Dolar Arttı Dükkanlar Boşaldı
Son günlerde dolar ele avuca sığmamaya başladı. Eylül ayında 2.96 olan kur ortalaması, satırların yazıldığı an itibarıyla 3.08’e dalgalandı. Piyasalar, dolar nereye gidecek sorusunun yanıtını arıyor. 300 milyar doları sırtlayan özel sektör ve döviz kredisiyle borçlananların yürekleri ağzında.
Rusya ile dargınlığın etkileri, turizm, 15 Temmuz darbesi sonrası yaşananlar, küresel değişimler, jeopolitik riskler ve son Suriye gerilimleri etkileri dengeleri değiştiriyor.
2015’de 16 milyar 750 milyon dolarlık yabancı sermaye girişinin 2016’da 4 milyar dolara kadar düşmesi belirsizliği körükleyen ulusaldaki diğer etken.
Gelişmelerin yereldeki yansıması ise işsizlik, durgunluk ve sayısı hızla artan boş dükkanlar.
Gıda, temizlik, temel gereksinim alanlarının ötesinde iş yapanlar için talep daraldı.
Kentin alışveriş merkezleri konumundaki semtlerine şu sıralar gidip bakın, birbiri ardına boşaltılmış dükkanlar göreceksiniz.
HAYALET CADDELER
Kiraların yüksek olduğu cadde ve sokaklarda hayalet şehirdeymiş gibi dolaşıyorsunuz.
Abartıyorsun diyen, lüks mağazalarıyla ünlü
Alsancak Gül Sokak ve civarına uğrasın, ne demek istediğim anlaşılacaktır. Sadece bu bölge de değil, Hatay, Çamdibi, Bayraklı
son zamanlarda ya müşterisiz ya da boşaltılmış dükkanlarla dikkatimi çekenlerden.
AVM’lerde dolar kiralarını liraya çevirme baskısı arttı.
Kapanan şirket sayısı TOBB verilerine de yansıdı. Türkiye’de Eylül ayında kapanan şirket sayısında yüzde 40.30 gibi yüksek oranda artış yaşandı. Gerçek kişi ticari işletme sayısı yüzde 18.13; kurulan kooperatif sayısı da yüzde 33.87 düştü. Ekonomi dünyasının bu sinyalleri iyi görmesi gerekiyor, esnafın borçların yeniden yapılandırılması tek çözüm görülmemeli.
Doğrusu her boşaltılmış dükkanı gördüğümde içim acıyor. Kimi farklı nedenlerle olsa dahi çoğunun işler yürümediği için pes ettiğini görür gibiyim.
Çoluk çocuk, harçlar borçlar devran nasıl dönecek?
Kusura bakılmasın, ekonomi yalnızca kimi büyük şirketlerin desteklenmesi ile ayakta tutulumaz. Bu ülkede, onları besleyen, istihdam yaratan milyonlarca KOBİ, esnaf ağlamaya başlarsa kimsenin yüzü gülemez.
Makro sorunların peşinde koşarken, mikro sancıları, kronikleşen sorunları, acıları görmek için semtleri bu bakışla dolaşmak yeterli.
Bin kez yazıklar olsun
Yine bitmeyen bir hikaye.
Yaklaşık 50 bin üyesi bulunan Belediye İş Sendikası Başkanı Nihat Yurdakul’un hakkında menfaat düzeni kurduğu iddiasıyla yargılama süreci başlatıldı.
İddialarda neler yok ki?
Oğlunu sendikaya bağlı Kuşadası’ndaki otelin genel müdürü yapan ve 15 bin TL’lik maaş bağlatan başkanın eşinin de aynı otelin jetski ve dış mekânlar sorumlusu olarak görev yaptığı öne sürülüyor. Sendikanın olanaklarından kayın biraderi, onun kızı ve oğlu, dayısının torunu, ablasının oğlu da dahil olmak üzere yedi sülalesinin bulunduğu da iddianamede yer alıyor.
Çağ teknoloji çağı olsa da bal tutanın parmağını yalama sevdasının önüne bir şey geçemiyor. Türkiye’de 12 milyonun üzerinde işçi varken sadece bir milyonu sendikalı.
Kendini ayağından vura vura yürümeye çalışan bir toplum olmaya devam!