content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

06 Mar

Dokuz Eylül’e Acil Destek…

Dikkat ediyorum, etrafımdaki dostlar, arkadaşlar mühim hastalıklarında aynı anda özel hastane ile birlikte devlet/üniversite hastanelerine gitmeye başladı. Görünen o ki; teşhiste güvensizlik yaşanıyor. Çünkü kimi özel hastanelerde ya siz ya

Devlet afedersiniz keriz yerine koyulabiliyorsunuz, çoğu zaman da ikisi. Kapıdan içeri nefes nefese girene anjiyo, kulağınız ağrıyorsa orta kulak ameliyatı önerilebiliyor.

Dikkat; etik hizmet veren özel hastanelerimiz olduğunu da bizzat yaşayarak bilmekteyim. Velhasıl teşhisde güven, tedavide konfor arzusu ağır basıyor. Özellikle üniversite hastanelerimiz güven duygusunu donanımlı, birikimli sağlık ordularıyla yarattı. Ege ve Dokuz Eylül Üniversite Hastaneleri bugün Avrupa standartlarında.

Her ikisi de, İzmirliler ve tüm Ege için büyük dayanak. Ege Hastanesi; organ nakli, beyin cerrahisi, kanser tedavilerinde Türkiye’de bir numara. Dokuz Eylül Hastanesi de yaşadığı büyük mali açığa karşın teşhis ve tedavide can damarı.

BUGÜN, YARIN İFLAS

Ancak her iki üniversite hastanesinde ne yazık ki, başarılar kadar problemler de çoğalmakta. Ege Üniversitesi ağırlıklı döner sermayeden kaynaklı sorunlar yaşarken, Dokuz Eylül’ün borcu 224 milyon TL’ye ulaştı. Rektör Prof. Dr. Mehmet Füzün krizle baş edemediklerini söylüyor, “En geç 2016 sonunda iflas ederiz” diyor. Bir yandan da kulağımıza Dokuz Eylül Üniversite Hastanesi için düşünülen formüller geliyor. Gerekli yasal düzenlemeleri tamamlayarak özel bir hastaneye ya da devlete devri gibi çözümler arandığını duyuyoruz.

Sayın Füzün’e seslenmek istiyorum; Haklısınız borcunuz çok, yüzlerce sıkıntıyla boğuşuyorsunuz. Ancak Sayın Rektör, lütfen görev süresinizin bitimine aylar kala sakın bunu İzmirliler’e yapmayınız. Devletin Dokuz Eylül Üniversitesi’ne veilen ödenek de az değil. 2015 yılında 451.308 milyon TL ödenek alan bir üniversitesiniz. Bugüne kadar çeşitli kaynakları harekete geçirerek çözümler buldunuz, eminim siz ya da sizden sonraki yönetim bu yüksek borcun da üstesinden gelecektir. Şüphesiz başka yatırımlarınız olacak ama üniversitenizin kente, bölgeye en büyük yatırımı zaten hastanedir. Giderayak, çözümler üreteceğinize şahsen ben inanıyorum.

Sanırım siz de; herkes tarafından başarılı kabul edilen bir süreci tamamlarken, kentin en büyük hastanesine kıyan Rektör olarak anılmak istemezsiniz. Ancak şuna da yürekten katılıyorum; Dokuz Eylül Hastanesi’nde yaşananlar yalnızca üniversitenin sorunu değildir. Hastanenin göreceği zararların vebali, sizler kadar milletvekilleri başta tüm yetkililerin de olacaktır.

BİR İZMİR KADININA VEDA...

Kim olursan ol, istersen Türkiye’nin en büyük sanatçısı ol, anneni kaybettiğinde içine kan damlıyor. Sezen Aksu kaybettiği annesi Şehriban Yıldırım’ı anlatırken, ‘haşarılıklarıma kızar görünürdü ama içten içe özgüvenimi hep destekledi. O yaşta İstanbul’a gitmem onun verdiği cesaretledir’ diyor. Sürekli okuyan annesinin deyimlerinin ünlü olduğunu söylüyor; akıllı sinek yokuşu eşek kuyruğunda iner gibi. Eşsiz şarkıların yaratıcısının bu kentten çıkması normal tabii...

Sezen Aksu annesini kaybederken, bizler de bilgiye hayran, hayata cesur, başı dik, ve espriyle yaklaşmayı bilen bir İzmir, Ege kadınını kaybettik. Nur içinde yatsın.

Etiketler : , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank