Dokunmayın Karpuzcuya…
Kış bitti, havalar ılımandı. Yağış seyrine göreydi.
Nisan’da iklim cilveleşti.
Bir iki gün korsan soğuklar yaşandı.
Yağmur vakitli-vakitsiz düştü.
Toprak doydu, tarla balçıklaştı.
* *
“Mayıs’ta düzelir, bereket keyif verir…”umudu vardı.
Yine beklenmedik yağışlar oldu.
Sıcak geldi, gitti.
Ay sonuna kadar idare etti.
Tarlada ürün patladı, belli ki yüzler gülecekti.
* *
Haziran’da bostanlar şenlendi.
Her taraf karpuz doldu.
Ama satış yoktu!
İhracat zaten kapanmıştı.
Kilo fiyatı 70, 60, 40, 30 derken…
15 kuruşa düştü.
Traktörde üç ton mala 130 lira teklif edildi.
* *
Klasik tepki başladı.
Karpuzlar eylemle sokakta parçalandı.
Devlet ilgisizlikle suçlandı, hükümet istifaya çağrıldı.
Bir umut; Temmuz'da satışların artmasıydı.
Sıcak basacak, millet soğuk soğuk karpuz yiyecekti.
* *
Temmuz’un son günlerinde…
Öyle bir sıcak bastı ki…
Yetmemiş gibi bir de poyraz vurdu.
Karpuzun yetişkini sarardı, küçüğü büyüyemedi.
* *
Ağustos’ta mal azaldı, talep arttı.
Kilo fiyatı 15’den 80 kuruşa yükseldi.
Karpuz sanki küstü, karpuzcu büzüldü.
Üretici de, satıcı da üzüldü.
Tüketici anlamadı, “ neden” diye düşündü.
* *
Karpuzun 2010 yılı tablosudur.
Karpuz üreticisi ise Bahtsız Bedevi’dir.
Bahtsız Bedevi mi ne?
Bu hikâyeyi de…
Bilenler bilmeyenlere anlatsın!
***************************************